Atatürk, demokrasi ile halkçılığı eş anlamlı görmüştür:
"Bizim görüşümüz -ki halkçılıktır- kuvvetin, gücün, egemenliğin, yönetimin doğrudan doğruya halka veril- mesidir, halkın elinde bulundurulmasıdır. Kuşkusuz bu dünyada en geçerli anlayıştır."
"Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti bir halk hükümetidir. Ülke çıkarlarına yönelik konularda, görev açısından vatandaşlar ile hükümet arasında ortaklık vardır."
"Ne olduğumuzu biletim. Kurtulmak, yaşamak için çalışan ve çalışmaya mecbur olan bir halkız! Bundan dolayı her birimizin hakkı vardır. Yetkisi vardır. Fakat çalışmak sayesinde bir hakkı kazanırız. Yoksa sırt üstü yatmak ve hayatını çalış- maktan uzak geçimiek isteyen insanların bizim toplumumuz içerisinde yeri yoktur, hakkı yoktur! O hâlde... Halkçılık, toplum düzenini çalışmaya, hukuka dayandırmak isteyen bir toplum sistemidir."
"Bizim halkımız çıkarları birbirinden farklı sınıf hâlinde değil; aksine varlıklar, ve çalışmalarının sonuçları birbirine lâzım olan sınıflardan ibarettir."
Kaynak:
Arif Hikmet Par-M. Agâh Önen, Atatürk'ü Anlamak, İstanbul, 1981, s. 70-71'den aktaran; Bütün Dünya, Temmuz 2021.
Yorum Bırakın