Düş

Düş
  • 0
    0
    0
    0
  • Düşün kendi uçurumun kenarına getirip o sert rüzgara bıraktı. O an düşlerin kalbinde çarpıntılar başladı. Fark etmeden aklı gitti düşün. Uçurumun kenarında rüzgarın şiddeti artarken yağmur hızlanmıştı. Çarpıntılar artıyordu. Düşlerin duyguları çelik sinirleri titremeye başladı. Gözlerinde akan gözyaşları kana bulanmıştı. O kadar kanlı haldeydi ki ruhunu kötümserlik büründü. Aklına o derin boşluğun hissiyatı yerleşmişti. Kalbinde artan çarpıntılar zamansız çalan çalar saat gibiydi. Çarpıntı artıkça düşün gözleri kararır gibi oldu. O anlık ölüm sesi gökyüzünde yankılanıyordu. Kalbi irkildi ve de duyguların beti benzi attı. Düşün ruhu hissetmeye başladı uçurumun dibindeki ölümün sesini. Düşün aklında neden ve sonuç denkleminin kaybını yaşıyordu. O sert rüzgar fikirlerini alıp gitmişti. Neden mi ? Sert rüzgarın getirdiği o yağmur aklını realite etmişti. Düşün aklı gerçekçi şekilde intihara meyilli olmuştu. O boşlukta ölümün melodisini dinleyecekti ya da uçurumun kenarında sert rüzgarla birlikte yağan yağmurla kendini arındıracaktı. Üç karar vardı. Evet diyecekti o boşlukta ölümün sesinin getirdiği melodiyi dinleyecekti. Hayır diyecek yağan yağmurla arınıp anka kuşu gibi külleriyle doğacaktı. Kararsızlık yaşayıp boşlukta hissiyatını kaybedip hissizleşecekti. Hissizlik düşün karanlığıydı ama yağan yağmur ruhunun aydınlığıydı . Fakat düşün aklını çelen kararsızlığın getirisi olan muamma arafı mıydı ? Esas araf olan yaşadığı ikilemin paradigmasında düşün aklının arınması olabilir mi ? Düşün zamanla aklı berraklaşmadı iyice bulanık suların içinde çamurlu sulara döndü. O sert rüzgar dinmiyordu. Zaman bile çalar saatliğini kaybedip akrep ve yelkovanın birbirine silah tutuşunu izledi. Düşün aklı uçurumdaydı mı yoksa düşün aklı uçurum mu oluyordu. Işte bu garip ikilem düşün o an zihnini çamurlu suya çevirmişti. O an uçurumun yanında beklerken o sert rüzgarın uğultusu cennetin melodisi gibi davranıyordu. O boşluğa baktıkça ruhu yüksekliğin korkusuyla karanlığı yaşıyordu. Karanlık düşün aklını zamanla çelecek hale gelmişti. Zamanın savaşı düşün o anki haliyle eşdeğer hareket ediyordu. Akrep silahını zehir gibi kullanmaya başlamıştı. Yelkovan silaha karşı panzehir üretmemişti. 


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.