GECESEL SIZMALAR

GECESEL SIZMALAR
  • 0
    0
    0
    0
  • O tuhaf ışıklı ağaçların altında pek çok duygu şekillenir .

    Bazı gecelerde yıldızlar , duyguların bekçisi olarak doğarlar gecelerimize . Bazı gecelerde ise seyirbaz birer kaçaktırlar .

    Hayatlar değişir aniden , izler keskinleşir , hatıralar daha derinden sızlarlar . Koyu renkler , daha açık tonlu olanları darp ederlerken , tüm ruhlar karmaşa içerisine düşerler . Pek belli etmeseler de , ruhların bir çoğu kalabalıklar içerisinde titreyecek kadar yalnızdır aslında . Her biri , korkularını , endişelerini ve zayıflıklarını örtecek garip bir örtü arayışındadır . Onları savunmasız bırakan , onları ötekileştiren ve bir köşede kalmaya iten bu garip ve sancılı parçalarını sökebilecek bir anahtar bulmaya çabalarlar . Çünkü paylaşılmayan her bir duygu ile edinilen o garip burukluk , geceden bile karanlıktır . Zifir olanı tarif etmek için pek çok rengi kullanırız hikayemizde . Neyin olmadığını anlatmanın bin türlü rengi vardır . Bir nevi bencillik ile sıradışı bir fedakarlık arası bir şeydir bu tarifi yapabilmek . Her şeyin iç içe gözüktüğü ve neşeli anların garip bir düğümü vardır ruhlarımızda . Çözülmesi bizleri ferahlatacak gibi gözüken onca düğümün ardı ise savrulmuş ipliklerden ibarettir . Her biri köşesine dağılmış bambaşka duygular taşır pek çok gülüş . O gülüşün ardını doldurmak adına harcadığımız somut çaba , bizlere daha soyut bir gerçeklik bırakır . Bu gerçeklik ise çoğu zaman mutluluğu sağlayacak tatmini getirememektedir . Her seferinde başka bir hevesle içine daldığımız bu hayat denizinde , mavilikler ruhlarımızı aşırır , aşındırır ve kıyıya fırlatır . Ona gelene dek hürce ve neşeyle ezdiğimiz her bir kum tanesi , zamanla güneşten kopmuş bir parça gibi yakar canımızı . Her mavilik ruhunu korumaz . Koruyamaz . Elbet bir başka sahne , hayatın bir başka planı ya da rolü düşecektir denizimize . Usulca uzanmış bekleyen o huzurlu akıntının içinde çırpınırken kendimizi buluruz bir şekilde . Çünkü , çünkü  hayat dediğimiz şey , görebildiğimiz şeyin bir fazlasıdır her daim . Göremediğimiz ihtimaller ve hesaplayamadığımız o tuhaf olasılıklar , detayların içerisinde sırıtırken , bizler onların olmadığı yanılgısıyla adım atarız . Bir başka tanımlama getirdim sanırım yanılgılarımıza ne dersiniz ? O mükemmel dengeyi ve huzuru arzuladığımız her durumun içerisinde hayatın kendinden birkaç tesadüfe denk gelmek yaşamın bir parçasıdır . Bu parçalar , bizim parçalanmışlıklarımıza dönüşürken öfkelenen ruhlarımızda yeşeren bir tohum vardır ki o baharın coşkusunu getirmez asla . Şiddetle büyürler içimizde ve şiddetle büyüyen hazların hazin sonu gibi şiddetle son bulurlar . Bir eksik ya da bir fazlanın tahammülsüzlüğüyle çalkalanmış zihinlerin içinde de bir hayli rahat ederler . Zamanın içine yer etmiş birer yolcudur hayaller ve kırıklıkları . Bizler tüm taşların yerini bulduğunu düşünürken , onların hep bir suikast planı bulunur , akrebin kıskacı arasında . Zamanın hiddetinden kaçmanın planı çoktur ancak yararı yoktur . Her bir şekilde deneriz bunu hem de her birimiz .  Umudu bile peşinde sürükleyen bu tuhaf kumun içindeki nihai çırpınışların  esiriyiz ve onların bir eseri . Aynı mevsimin ortasına sıralanmış irili ufaklı ağaçlar gibi mücadelemiz benzerdir ancak direncimiz bir hayli farklı . Kendimize sımsıkı tutunabileceğimiz sebepler ararken , pek çok yeri görmüş , dibe çökmüş ve köklerine kadar sızlamış birer ağaç gibi . Bir aradayken bir tutulan , gruplanan , birleştirilen ancak kendi içlerinde oldukça ayrışmış pek çoğundan ibaretiz . Gözlerde , el ele gezmelerde , mutlu ve hüzünlü anlarda , zamanın ardından ya da bir adım öteden bile gözlemlenebilir şeyler . Yanılgılar , yalan zaferler , emin olduklarımız ve onların bizler için başka hislere dönüşmesi . Tuhaf bir leke gibi hiç çıkmayan ve yerine tutunan olgular . Aidiyet hissiyle aşmaya çalıştığımız onca şey ve daha büyük sonuçlar . Süreklilik için kabullenilmiş şeyler ve sağlam durabilmek için benimsenmiş diğerleri . Pek çok ruh gibi , darmadağın , neşeli ve bir hisse tutunmuş gibi gözükürken , bağırarak şarkı söylerken , heyecan damarlarımın içinde gezerken ve bir çok insanın arasında , özümün derinliklerinde hissettiğim bunca şey . Aniden gelen '' HAYAT YALAN RENKLERLE RESMEDİLMİŞ GARİP BİR KUMARDIR ! '' diye bağırma isteği . Ardından pek çok şeyden uzaklaşmak ve bir daha aynı frekansa asla aynı şekilde tutunamamak . Bahsettiğim bu anlık sahnelerden ibaretiz ve gün bitene dek pek çok sebeple mandallanmış duygularla direnme çabasındayız . Uzun vadeli olan gülüşmeler için bir hayli gerçekçi ve uzaklaşmış , kabuklaşmış ve çok daha başkalaşmış hissedenlerden . Gözlerindeki o tonun sebebini arayıp arayıp yorulmuş garip maceracılardan , soluk idealistlerden ...


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.