Tomris Hanımın Penceresinden

Tomris Hanımın Penceresinden
  • 1
    0
    0
    0
  • Merhaba! Sonunda stok yazılarımdan kurtulup size taze yazılar sunabilmenin mutluluğu içerisindeyim. Normalde bilgi paylaştığım bir yazı sunmak isterdim ama hem gözlerim hem de zihnim bunu kaldırabilecek durumda değil. O yüzden biraz sohbet etmek istedim. Yazım hatam olursa şimdiden affola güzel okurlarım. 

    22 Eylül - 20li yaşlarının ortasında yolunu kaybetmiş bütün okurlarıma sesleniş. 

    On sekiz yaşındayken şu yaşımda kim olacağımı sorsalar, eminim ki bu hâlimi asla bir seçenek olarak söylemezdim. Bu yaşa geldiğinde her şeyi çözecek, işini eline alacak ve yoluna bakacak olduğundan kesin emin oluyorsun. Hayatın sana hazırladığı tatsız şakalardan ve seni büyütmek için kurduğu tuzaklardan habersiz süslü birkaç cümle hazırlıyorsun kendine. Daha cesur ve daha aklı havadasın belki de. Her şey planlarına göre gider ise yolunda. Diğer hiçbir seçeneği düşünmüyorsun. 

    Şanslıysan ve erken yaşta duygularının iplerini kontrolüne aldıysan senden iyisi yok. Ama aksi bir durum varsa, hoşgeldin. Yirmili yaşlarında sonsuz bir karmaşaya sürükleneceksin. 

    Bu his ilk geldiğinde feci bir korku sarmıştı içimi. Bu Haziran hissettim bunu. Okulum zamanında bitmedi, yaşıtlarım evlenirken benim için o defter uzun bir süreliğine kapandı, mesleki anlamda bir başarı elde edemedim ve ailem ile aram dengesiz. Apar topar ve gizli saklı sınava girdim. Yeni şehir, yeni bölüm ve yeni umut gözüyle bakıyordum.

    Sonra ne mi oldu?

    Hayalini kurduğum bölüme giremedim. Apar topar başka bölümlere bakmaya başladım. Yok, ne istediğim bölümler tutuyordu ne de istemediklerim. Mahvolmuştum. Hayatım bitmişti. İlk kazandığımı bitiremedim, evlenemedim, mesleğim yoktu, ailem ile aram yine dengesiz. Karalar bağla Tomris! Koş koş, hayat elden gitti. Artık yaşayamazdım. Her şey bitmişti, buraya kadardı. On sekiz yaşındaki Tomris'i utandırıyordum. 

    Daha sonra bir şeyleri düzenlemeye başladım. Bu şehirde bir süre daha kalabileceğimi farkettim. Okuluma geri döndüm. Düzenli olarak giderek ilk haftamı tamamladım. Herhangi bir şey beni üzmesin diye elimden geldiğince çabaladım. Kabuslara uyandığım geceler oldu, alamadığım cevaplar oldu ve kendimi yargıladığım süreç hep devam etti. 

    Bunlardan bahsediyorum çünkü sizin de hazırlıksız bir şeylere yakalanabileceğinizi söylemek istiyorum. Korkmayın. Endişe sarmasın hemen güzel kalbinizi. Bazen sevilmek istediğimiz yerden sevgi gelmeyebilir, başarı beklediğimiz yer bizi hüsrana uğratabilir ve hatta güvendiğimiz o koca dağlar bir çığ gibi tepemize düşebilir. 

    Derin bir nefes alın. 

    Bunu duymaya ihtiyacınız olduğunu biliyorum. Uyanamayacağını düşündüğün her geceden, sabaha çıkacaksınız. Bu bir motivasyon konuşması değil. Cidden o sabaha uyanacaksınız. Gözlerinizi araladıktan sonra iki tercihiniz kalıyor geriye. Ya kederli bir ruhu bedeninizde taşıyarak kendinize eziyet edeceksiniz yada dışardaki insanlara ne kadar naif ve iyi davranıyorsanız kendinize de bu güzelliği yapacaksınız.

    Kendinize en sevdiğiniz insana davranır gibi davranmayı öğrenmek zorundasınız.

    Planlar ve hedefler kişinin kendine kalmış bir durum. Ben kalbinize, ruhunuza ve aklınızdaki fikirlere dokunmak için bunları yazıyorum. Hislerin çok hızlı tüketildiği ve belirsizleştiği bu dönemde en çok ne hissettiğinizden emin olmalısınız. Sevgi ise sevgi ve öfke ise öfke. Hayatınızdaki maddi şeyler ile manevi şeyleri birbirinden ayırt edebilmek gerekiyor. Manevi olumsuzluklar hiçbir planını etkilememeli. Çünkü bahsettiğim gibi, o sabaha uyanmak zorundayız. Ötesi yok. 

    Umarım en güzel hayatları yaşatabiliriz benliğimize. Umarım herkesten ve her şeyden önce gerçekten kendimizi sevebiliriz. Bir başkasına muhtaçlık hissetmeden kendi kendimizin sığınağı olabiliriz. Yine de yapamıyorum diyorsanız ve eğer ulaşmak, birilerinin sizi dinlemesine ihtiyacınız olursa, ben her zaman buradayım. Kendi hayatımda uygulamayı pek beceremesem de size en güzel fikirleri sunabilirim. 

    Sâhi, nasılsınız?

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.