4 Mevsim Biz

4 Mevsim Biz
  • 1
    0
    1
    1
  • İLKBAHAR 2021
    İlkbaharda tanışmıştık seninle. Gülümsüyordun sebepsizce ve gözlerin yok olmuştu. Havalar ısınmaya başlarken benim kalbimdeki buzların da eriyeceğini o an pek kestirememiştim. Bahar mevsiminin akciğerimize dolan kokusuyla, ilk mevsimimizde özgürlük gibi gelmiştin. Birbirimize yavaş yavaş ördüğümüz o bağ ise henüz görünürde değildi. fakat yine de o iğne ipliği inceliğindeki bağ ile aya uçmaya hazırdık . O şarkı çalarken de bunu hissetmiştim, kalbimde. Nisanda ben senden daha cesurdum, neye hapsolacağımı henüz bilmiyordum. Sen mükemmeliyetçiliğinle bense bütün gamsızlığımla gün içinde birbirimizden kaçıp, akşamında yine de beraber mayısın son günlerini beraber uğurluyorduk ve ilk gençliğimizi de...

     

    YAZ 2021

    Ankara’nın kuru sıcağında aynı hatalardan geçmemize rağmen aynı suçları yüklenmemiştik.Senin öfken her zaman yoğundu benim de suçluluk hissim. Halbuki aynı yolları yürümüştük. Öfkene rağmen merhametli olabilmenin bi’ yolunu bulmuştun o temmuz akşamı. Öfkeli, suçlayıcıydın elimden tutuyordun yine de. Senin için kötü olsa bile ilk güvende hissettiğim andı o an. Sessizdik. Anlaşılma, anlatabilme gibi bir derdim yoktu. Yorgun olduğumu hatırlıyorum ve sen beni dinginleştirdin. Ağustos ayının başlarında her şey yoluna giriyor gibiydi sonrasında bu günlerimde hala beni etkileyen günü yaşadığımızda sadece sen vardın ve ben sadece senin yanında güvende hissediyordum her fırsatta sana koşuyordum.Hayatımdaki senin dışında bütün insanlar kaybolmuştu sanki. Ve ben herkesin yanında dik durmak zorunda olduğumu düşündüğüm günlerde sadece senin yanındayken savaşmıyormuş gibi hissediyordum. 


    SONBAHAR 2021

    Ben hastaydım yüksek ihtimalle covid, ilacımı getirdin, yemekler yaptın ve hepsini benim damak zevkime göre uyarladın , kahveler demledin. Eylül ayında ilk defa beni sevdiğini söyledin ve ardından gideceğini.”Bitirelim” dedim, “halledebiliriz” dedin. Bencil biri olmamak için senin adına sevinen tarafımla yaklaştım, beraber havaalanına gidene kadar. Gideceğini öğrendiğimizde her günümüzü beraber geçirdik. Bana karşı korkarak gelmiyordun artık. Bizdik artık, gidiyorken bana açık olman ve bunun tam anlamıyla bir ilişkiye dönüşmesi tamamen saçmalıktı bunu bilmemize rağmen korkmuyorduk. O mevsim ikimizde korkusuz ve cesurduk.

     

    KIŞ 2022

    Sen uçtuğunda en yakın arkadaşım gitmiş gibiydi ve seninle gittiğimiz her yerden geçerken boğazımda bir yumru oluşuyordu. Sen orada yalnızdın ve ben de burada yalnızlık çekiyordum. O kışın benim için ne kadar soğuk geçtiğini asla tahmin edemezsin. Kışın bembeyaz kar, günü aydınlatsa bile o günleri hep loş hatırlıyorum. Seni kıskançlık krizlerin ve benim sana kendimi kanıtlamak için çırpınışlarım o kışı daha da soğuk yaptı. Zaten hayatımda yazdan kalma günün izleriyle uğraşırken senin de yazdan kalma günlerin hırsıyla bana saldırman beni duygularını kontrol edemez biri haline getirdi. Benim sinir krizlerimle senin kıskançlık krizlerin savaşıyordu. Benim ben olmamı istemiyordun değişmem için sürekli uğraşıyordun. Artık acıtmayana kadar bunların hepsini yapmana izin verdim 3 yılın sonunda artık acıtmadığını anlayınca bıraktın. 


    —---------------------------------------------------------------------------------------------------------------


    SONBAHAR 2024
    Biz tanıştığımızda 23 yaşındaydık. Her şey çekilebilir haldeydi; sen, ben, hayat. Ben seninle savaşmaya 3 yıl boyunca devam ettim. Halbuki seninle birlikte savaşmak isterdim. Tek savaşımın seninle olduğunu düşünsem de başka yerlerden saldırılar da olmuyor değildi.Tüm üzüntünde, öfkende beni boks torbası olarak gördün. Bu belki 20’li yaşlarımın başlarında çekilebilir bir durumdu ama artık biz 27 yaşındayız. Ne olduğunu bilmediğimiz bir şeyin içinde garip bir bağımız var. Bi’ noktada hem aileden birisin başka bir noktada hiçbir yerde yoksun. Senin için bütün söylediklerim saçma olduğu için sesimi bastırdım, merhametim sana gereksiz geldiği için gamsız oldum. Senin canının istediği şekilde ilerleyen bu durum benim karakterimi tamamen değiştirdi. Yalnızlığından beni sorumlu tuttun, sensiz mutlu olduğum her anı kıskandığın için bana zorluk çıkardın. Sana rağmen neşeli olmaya çalışırken bunu çocukça buldun. Sadece sana kendimi açarken beni sorumluluk olarak görmeye başladın. Ben duygularımı bastırdığım için sen beni gerçekten duygusuz sandın. Ve bu artık çok yorucu olmaya başladı. Ben kendini kanıtlamaya çalışmadığım bir hayata, sen ise kendini güvende hissettiğin bir hayata... O ilkbaharla geldin , bu sonbaharla son oldun.


    Yorumlar (1)
    • Okurken her hecesinde, 2 saniye durarak, düşünerek okudum.. Yolunu bildiğim bir labirentten çıkmamak için farklılıklara, düşlere adım attım. Öğretmeli insanlara; incitmeden de sevilebileceğini, anlayış ve hoş-görüden geçmeyen her noktanın güzelliğe ulaşamayacağını..! Değerli olan, elini tutmak değil; her zorlukta, mutlulukları gibi elini hiç bırakmamaktır..!? İncelikli bir sarılış olmalı sevgi; insan inceldiği yerden güçlenir..! filizlenir, kuvvetlenir.. Arşimet sarmalı gibi, birbiri etrafında farklı yönlere doğru gelişen, boyutlanan bir sev-gi, gerçekliğe dönüşebilir. Öte yandan kıskançlık, insanın kendine olan öz-güvensizliğini ifade etme biçimi değil midir..!? Kendi kabiliyet ve mukavemetini bilmeyen bir insan; nasıl güven verip, güvenebilir ki..! Kıskançlığın olduğu bir duyumsallıkta, güven hiç olmamıştır. Güvenin olduğu yerde; anlayış ve saygı var-olabilir.. Sevmek zor olmamalı, sevisine sarsılmaz, aşılamaz bir güven vermekte.. Bir dostumun sevdiği kız bir partiye gitmek istiyor. Çocuk farklı bir şehirde, verdiği cevabı hep farklı ve düşündürücü bulmuşumdur. –Güzelim, partiye en güzel kıyafetini giyip git; dans et ve eğlen; insanlar sahibinin ben olduğumu anlasınlar.. Güven..!? Biraz uzunca oldu, sanırım. Bu değerli yazı için teşekkür ederim.

      Yorum Bırakın

      Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.