14 Günlük Tokyo Macerası- Eğlenceli Yolculuk
Merhaba, ben Rıdvan. Hayatta bazen kendimizi tamamen farklı bir dünyaya bırakmak isteriz. İşte benim için bu fırsat, 14 günlük Tokyo seyahatimde gerçekleşti. Bu yolculuk yalnızca bir gezi değil; hem gözümü hem midemi şenlendiren, hayatımı zenginleştiren bir deneyim oldu. Japonya’nın sokaklarından mutfağına, insanlarından tarihine kadar yaşadığım her anı sizlerle paylaşmak istiyorum. Hazırsanız başlayalım!
Uzun Bir Uçuş ve İlk Heyecan
Seyahatim İstanbul’dan başladı ve Ulanbator aktarmasıyla yaklaşık 20 saat sürdü. Uzun ve yorucu bir yolculuktu. Ancak Tokyo’ya vardığım an tüm yorgunluğumun geçtiğini hissettim. Japonya’nın en doğuda yer alması, fiziksel olarak bize uzak olduğunu gösterse de kültürel açıdan bu kadar yakın hissetmem beklenmedikti.
Tokyo’ya İlk Adım: Asakusa ve Yellow Osmanthus’un Kokusu
Tokyo’daki ilk durağım, eski başkent Asakusa oldu. Trenle şehre yaklaşırken, sokaklara yayılan çiçek kokusu beni büyüledi. Bir tapınak görevlisinden bunun Yellow Osmanthus adlı bir çiçekten kaynaklandığını öğrendim. Bu çiçek, yalnızca güzelliğiyle değil, kokusuyla da Tokyo’nun ruhunu temsil ediyor gibiydi.
Komik Bir Yanlışlık: Yanlış Kapı Hikayesi
Otele ulaşmaya çalışırken küçük bir yanlışlık yaptık. Yanlış binanın kapısını çaldık! Kapıyı açan genç kadın, karşısında beni – 1.90’lık bir adamı – görünce şaşkına döndü. Neyse ki yanlışımızı fark edip özür diledik ve doğru binaya geçtik. Bu küçük olay, yolculuğumun unutulmaz anılarından biri oldu.
Tokyo’nun Mimarisi: Hafiflik, Zarafet ve Detaylar
Tokyo’daki evlerin iç mimarisi beni oldukça etkiledi. Duvarlar hafifletilmiş köpük benzeri malzemelerden yapılmıştı, ama son derece sağlam görünüyorlardı. Yatak odasındaki hava kanalları sayesinde sabaha karşı kuşların cıvıltısını, kargocunun kapıda konuşmasını ya da gençlerin gece sohbetlerini net bir şekilde duyabiliyordum. Başlangıçta garip gelse de, bunun Japonların güvenlik ve toplumsal uyum anlayışından kaynaklandığını öğrenmek etkileyiciydi.
Mutfak Maceraları: Tadına Doyulmaz Bir Dünya
Japon mutfağı, bu seyahatin en büyük sürprizlerinden biri oldu. Sokaklarda dolaşırken sıkça karşılaştığım yemek kokuları, beni adeta baştan çıkardı. Tokyo’daki yemek deneyimlerinden bazılarını asla unutamayacağım:
• Kyu Katsu: Bu Japon mutfağının benim için açık ara en favori yemeği oldu. İçi sulu, dışı çıtır çıtır bir et yemeği olan Kyu Katsu, yanındaki hafif soslarla ve pilavla birlikte tam bir şölen sunuyor.
• Miso Çorbası: Japon mutfağının vazgeçilmezlerinden biri olan miso çorbası, adeta bir şifa kaynağı. Hafif tuzlu tadı ve içindeki yosunların verdiği doğal aromasıyla günün her saatinde içilebilecek bir lezzet.
• Sokak Yemekleri: Takoyaki (ahtapot topları), Okonomiyaki (Japon krep-pizza karışımı) ve taptaze suşiler, tatilimin unutulmaz lezzetleri arasında yer aldı.
• Çay Seremonisi ve Matcha: Geleneksel Japon çayını deneyimlemek, Japon kültürünün sakinliğini ve sadeliğini anlamanın eşsiz bir yoluydu. Matcha çayı, hafif acı tadıyla ilk başta farklı gelse de, sonrasında bağımlılık yaratıyor!
Günlük Yaşamın Detayları
Tokyo’da günlük yaşam beni her gün biraz daha şaşırtmayı başardı. Sokaklarındaki düzen, insanların nezaketi ve yaşam pratikleri, Japonya’yı eşsiz kılan şeylerden sadece birkaçı. İşte dikkatimi çeken bazı detaylar:
• Çocuklar sabah güne oyun oynayarak başlıyor. Bu, Japon kültürünün neşeli ve doğal bir temele dayandığını gösteriyor.
• Kadınlar genellikle makyaj yapmıyor ya da çok hafif ve doğal makyajlarla yetiniyor. Japonya’da güzellik, doğallıkla eş anlamlı.
• Starbucks gibi mekanlarda el ve yüz yıkama alanlarının bulunması, hijyen konusundaki titizliklerini ortaya koyuyor.
Toyota’nın Krallığı ve Kusursuz Mimari
Tokyo sokaklarında Toyota ve Lexus araçlarından başka araba görmek neredeyse imkansızdı. Japonya’nın kendi üretimine olan güveni, hayatın her alanında hissediliyor. Ayrıca, binaların çatılarındaki kusursuz mühendislik beni büyüledi. Her şey sade, şık ve işlevseldi.
Naif İnsanlar ve Atatürk’ün İzleri
Japonların düzeni, temizliği ve insanlara olan saygıları, bana Mustafa Kemal Atatürk’ün bir yazısını hatırlattı. Atatürk, Japonlar için “naif” kelimesini kullanmıştı. Tokyo’da geçirdiğim süre boyunca bu kelimenin doğruluğunu defalarca hissettim. Ayrıca, Atatürk’ün Ankara Palas’ta Japon Veliahtı’nı karşıladığı o tarihi anları düşündükçe, iki millet arasındaki bağın derinliğini anlamak daha da keyifli hale geldi.
Tokyo’yu Keşfetmek: Bir Hayal Gerçek Oldu
Bu 14 gün, hayatım boyunca unutamayacağım bir deneyim oldu. Tokyo, yalnızca modernliğiyle değil, kültürünün derinliği ve mutfağının lezzetiyle de büyüleyici bir şehir. Eğer bir gün yolunuz buraya düşerse, yalnızca tarihi yerlerini değil, mutfağını ve günlük yaşamını da keşfetmeyi unutmayın.
Tokyo Asakusa'da yer alan bir yerel kütüphanede denk geldiğim 2 kitap. Gazi Mustafa Kemal Atatürk için "Kurucu Baba" isimli bir basım. Satın aldığım en kıymetli kitaplardan biri oldu!
Bu seyahat, sadece bir gezi değil, aynı zamanda bir keşifti. Tokyo, bana yeni bir dünya tanıttı ve bu dünyanın her detayı, bana unutulmaz bir hikaye sundu. Herkesin bir gün bu şehirde kendi hikayesini yazmasını dilerim!
Planlamamız şöyleydi.
Jp-Tokyo shop-travel:
-İniş, serbest etkinlik, yerleşme+dinlenme.
-Ginza bölgesi (Lüks markalar+kozmetik)
-Shibuya Sky-Takeshita Street Shb
-Shinjuku Golden Gai cadde ve sokakları
-Zojoji tapınağı(foto+yerel gezi)
-Tokyo Skytree Gökdeleni (Burj Khalifa’dan sonra 2. En büyük bina, yemek+kahve+foto)
-Odaiba adası ve ada içi Telecom Center binası (gece manzarası ve tokyo manzarası, özgürlük heykeli)
-Bic Camera Akiba (En büyük elektronik mağaza ve film figürleri)
-Hachiqo Square Starbucks Kahvaltısı sabah saatleri. ( Tokyo drift Mekanı )
-Uniqlo mağazası ve serbest takılma günü
-Kabukicho Tower oyun binası+Akibara oyun bölgesi
-Mitsui outlet Parklardan en az 2’sini gez. (Nike-Adidas-Puma-UnderArmour-Starbucks)
-Lake town outlet (Diesel-Ralp Louren-Puma-Nike-Starbucks)
SEVGİLER!
Yorum Bırakın