Yağlıboya Çalışmasının Künyesi: 100 x 120 cm Her An Tetikte Olmalısın – T.Ü.Y.B. – 2024
Bugüne kadar yazılarımda gerek illüstrasyonlar gerek karikatürler gerekse photosoplar konuştu. Bugünkü konuğumuz tuval üzerinde bir yağlı boya çalışması. Çalışmanın sahibi ise Salih Erdem Azıtmaz. Kendisi Nevşehir Hacıbektaş Veli Üniversitesi - Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Ana Sanat Dalı Lisans 4. Sınıf öğrencisi. Öncelikle bu değerli çalışmasını kelime dünyasına aktarmama izin verdiği için ona çok teşekkür ediyorum.
Yağlı boya çalışmamızın ismi “Her An Tetikte Olmalısın”. Çalışmanın daha detay katmanlarına inmeden görüyoruz ki çalışmanın isminde bile mesaj veren bir yön mevcut. Çalışmada ilk gözümüze çarpan figürler; tablonun en üstüne resmedilmiş anatomik bir kalp, yılan, kan ve tüm bunları sırtlanan bir insan.
Bu özgün ve anlamlı çalışmanın sahibi Salih Erdem Azıtmaz çalışmasın manifestosunu şöyle ifade ediyor: “Her An Tetikte Olmalısın” isminden de anlaşılacağı üzere, hayatın içerisindeki kötü ve olumsuz düşüncelerin esiri olmamak varsa söz konusu olan düşüncelerin sonucunda her şeye rağmen iyiliğe dair ümitvar olmak, karanlık çevrelerin içinde duygusal ve düşünsel durumları açıkça yansıtabilmek yılan zihniyetinde olan insanların saf ve masum düşüncelere karşı her an savaşabilme durumlarına istinaden kan revan içinde olan kırılganlıkları kalbin himayesinde ve huzuru temsilen mavi kumaşın gölgesinde gözetleyen çürümeye başlamış bir bedenin izlenimlerinin bilinçaltındaki “realist – soyut tartışması” içindeki kavramsal aktarımı...
Resmin her çizgisine ışık tutabilen güçlü bir manifesto gerçekten. Yazılı bir manifestosu olan eserler, sanatçının çizgilerinin arkasındaki güce ve derinliğe ışık tutabiliyor. En azından bence böyle.
O zaman Japon edebiyatının yardımıyla resmin derinliğine inelim. Japon yazar Ryunosuke Akutagava’ a bir öyküsünde şu satırlar yer alır: “...Aynı anda ağzımın içine yeni bir kan dalgası yükseldi. Ardından sonsuza dek sürecek arafın karanlığına gömüldüm.” Resimde kadeh içindeki kan, o kanın üzerinde yeşeren ot bunları ve bunların yanında duran insan Akutagava’nın sözlerini yaşıyor sanki.
Yazar (Akutagava), sonsuza dek sürecek araf ifadesindeki araf sözcüğünü, Budizm inancında ölenlerin başka bir canlı olarak doğana kadar beklediği yer anlamında kullanmıştır. Yağlı boya çalışmamızdaki mavi kumaş yeniden doğuşu çağrıştıran bir huzur efekti vermektedir. Peki ya yılan figürünün rolü nedir? Yılanı pek çok açıdan değerlendirebiliriz. Bunlardan biri de yılan tıbbın sembolü oluşudur. Neden yılanın tıbbın sembolü olduğuyla ilgili tarihte pek çok hikâye mevcut. Bunlardan bir tanesi ise Yunanların yılanları kutsal kabul ederek ve onları Asklepios’u (Yunan mitolojisinde sağlık ve hekimlik tanrısı) onurlandırmak için şifa ritüellerinde kullanmalarıdır. Çünkü yılanların zehrinin iyileştirici özelliğinin olmasının yanı sıra deri değiştirmeleri, yeniden doğuş ve yenilenmenin sembolü olarak görülüyordu. İşte bu perspektiften Japon yazar Akutagava’nın arafı ile yılan sembolü aynı paydada bulaşmaktadır. Yani bu yağlı boya çalışması ile hayatta aldığımız darbelerle yaralanıp kan kaybetsekte mücadeleye devam edip yeniden doğmamız gerektiği mesajı çok başarılı bir şekilde verilmiş.
Van Gogh’a kulak verelim biraz da. Theo’ya Mektuplar’ında Van Gogh şöyle diyor: “...İnsanın atı yoksa, at görevini kendi görür.” Zor şartlar altında insan ruhunun dönüşümünü çok net bir biçimde ortaya koyan bir satır. Her şartı her anı tetikte beklememiz gerekir. Hayatın dinamiği biraz da böyledir. Van Gogh’un dediği gibi Salih Erdem Azıtmaz’ın yağlı boya tablosu gibi...
Van Gogh’un Theo’ya Mektuplar’ına tekrar kulak verecek olursak, şöyle diyor: “Şimdi gene öyle bir durumdayım: umut ve umutsuzluk, sabır ve sabırsızlık, sevinç ve üzüntü içinde çırpınıyorum. Bu savaşı kazanmalıyım...”. Yağlı boya çalışmasındaki realist – soyut tartışması Van Gogh’un kendi içsel tartışmasının resim dünyasına zuhur edişidir. Her an tetikte olarak kazanabileceğimiz bir savaş hayat. Salih Erdem Azıtmaz da farklı figürleri muazzam kombine ederek bu mesajı vermiş. Azıtmaz’ın yağlı boya çalışmasında pek çok figür, parça mevcut. Her parçanın da gerek yeri gerek mahiyeti bambaşka. Bu hayatın dinamiği içinde gerekli. Çünkü hayat yapbozu binlerce parçadan oluşmaktadır. Hayatı anlarken de her parça üzerine ayrı ayrı düşünmeli ama bir arada da değerlendirebilmemiz gerekmektedir. Bu meselelere bir de Yogi Kanada’nın (İlk Çağ’da yaşamış Hint doğa bilimci ve filozof) perspektifinden bakalım, o şöyle yorumluyor: “Her parça, kendi bireyselliğini kaybetmeden kozmik bir ilişkidedir. Bir birey şahsına münhasır bir şekilde toplumla ve çevresiyle bağ kurar.”. “Her An Tetikte Olmalısın” isimli yağlı boya çalışmasındaki her parça da kendi bireyselliğini kaybetmeden var olabilmektedir.
Yorum Bırakın