Psikanalizin Psycho Filmindeki Yeri

Psikanalizin Psycho Filmindeki Yeri
  • 0
    0
    0
    0
  • Alfred Hitchcock’ı hepimiz korku sinemasının duayeni olarak biliriz. Psycho da “Gelmiş Geçmiş En İyi Korku Filmleri” listelerinin başını çeker. Fakat Hitchcock sinemasıyla ilgili önemli bir başka özellik psikolojinin işlenişidir. Psycho da bu anlamda özgün bir filmdir, senaryo tamamen Freud’un yapısal kuramı ve Oedipus kompleksi üzerine kuruludur. Filmi tam anlamıyla kavramak için önce bu kuramlardan söz etmek gerek. Freud’a göre kişiliği oluşturan 3 yapı vardır: süperego, id ve ego. İd, alt benliğimiz; yani dürtüsel yanımızdır. Beslenme, cinsellik, saldırganlık gibi temel içgüdülerimiz id tarafından yönetilir. Diğer hayvanlarla ortak kümemiz yani. Süperego ise ahlakın devreye girdiği katmandır. Topluma uyum sağlamaya çalışan üst benliğimizdir. İdin arzularını bastırmaya, kurallarla şekillendirmeye çalışır. Egonun göreviyse bu iki tarafı uzlaştırmak. İdin ihtiyaçlarını süperegonun baskılarıyla dengelemeye çalışır. Bir nevi “akıl”dır. Oedipus kompleksi yine Freud tarafından ortaya atılan bir kavram. Erkek çocukların annelerine içgüdüsel olarak duyduğu cinsel isteğin belli bir yaştan sonra "yasak" olduğunun öğrenilmesiyle birlikte süperego tarafından bastırılma çabası esnasında egonun zedelenerek suçluluk duygusuna kapılması olarak özetlenebilir. Slavoj Zizek, bu kuramı senaryoya şu şekilde entegre ediyor: Norman Bates ve annesinin yaşadığı ev 3 katlı. Her kat Freud’un kuramındaki gibi kişiliğin birer katmanını temsil ediyor. Norman daha çocukken babasını kaybediyor ve böylece annesiyle ikisi izole bir hayat yaşıyorlar. Norman annesine anormal bir şekilde bağlanıyor ve annesinin hayatına yeni bir erkek girmesiyle birlikte ikinci plana atıldığını hissedip ikisini de öldürüyor. Sonradan bu yaptığını kabullenemeyen benliği zedeleniyor ve kişilik bölünmesi yaşıyor. Annesi film boyunca evin üst katında pencereden silüet halinde görünüyor, zaten eskiden odası orasıymış. Fakat artık üst kat annesinin ele geçirdiği Norman’ın süperegosunu temsil ediyor. Bunu, Norman bir kadından etkilendiği an annenin bu arzusunu bastırmaya çalışmasından çıkarabiliriz. Evin giriş katı ego, yani Norman’ın kendisini; annesini tehlike anında sakladığı bodrum katı da idini oluşturuyor. Filmin sonunda bodrum katında Norman’ın annesi kılığında suçüstü yakalanmasıyla birlikte süperego kontrolü eline alarak Norman’ın benliğini tamamen bastırıyor. Alfred Hitchcock filmlerini Freudyen bir zemine oturtmayı seven yönetmenlerden. Evet, filmin başından beri annenin hayatta olmadığı, cinayetleri Norman’ın işlediği tahmin edilebiliyor fakat filmin asıl başarılı olduğu nokta psikolojik unsurların senaryoya ustalıkla santim santim işlenmiş olması. Psycho bu bağlamda salt korku filminden ziyade bir psikolojik gerilim filmi olarak nitelendirilmelidir.

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.