Advertisement Tracker

Felaketzedeler Evi

Felaketzedeler Evi
  • 0
    0
    0
    1

  • Kitap, yazar William Figueras’ın halası tarafından bir bakımevine bırakılmasıyla başlıyor. Yazmayı bırakmış ve kafasında sesler taşıyan bir yazar olarak giriyor bu bakımevine.

    ‘Delilerin’, ‘Umutsuzların’, ‘Yalnızların’ evi…


    Bakımevi, küçük ve köhne bir binadadır. Sistemi kötüdür, yöneticisi berbattır. Adında “bakım” geçmesine rağmen, ne bakım vardır ne de önemseme. Alınan paralar, orada kalan insanlar için harcanmaz; burası yalnızca kâr amacı güden küçük bir işletmedir.


    William, oraya bir kez girdi mi bir daha çıkamayacağını bilir. Zaten nereye gidecekti ki?

    “Sokakta yaşamak korkunçtu ama insanı öldürmeyen şey bazen öldürmekten beter oluyordu.”


    Bakımevine girdiğinde yalnızca 38 yaşındadır. Ama çoktan hayattan bezmiş, belki de yetmiş yaşındaki birinin yorgunluğunu taşımaktadır. Diğerleri gibi “kaçık” değildir belki ama kendine layık gördüğü yer orasıdır. Umutsuzluk ve bezginlik, bir kir gibi üzerine yapışmış ve ondan hiç ayrılmamıştır.


    William, ne sempatik bir karakterdir ne de yaşadıklarıyla empati kurabileceğiniz biri. Düşünceleri ve davranışları, bu duyguları uyandırmaktan oldukça uzaktır. Bendeki karşılığı, yalnızca acıma duygusuyla karışık bir üzüntü hissidir. Tabii ki bu sadece bende uyandırdığı his; ancak yazarın da karakterle herkesin bağ kurabileceği birini yaratmak gibi bir hedefi olduğunu sanmıyorum.


    Felaketzedeler Evi, kısa bir kitap; ancak okuması ve sürdürmesi zor. William’ın ve bakımevinin diğer sakinlerinin yaşadıkları, geçmişleri ve içinde bulundukları zihinsel durumları sindirmek kolay değil.


    Keyifli okumalar.


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.