Aldatılmak - 4

Aldatılmak - 4
  • 0
    0
    0
    0
  • Artık her şeye uzağım. Bir varoluşun – belki de yok oluşun – içerisindeyim. Arkamdan, üstümden, altımdan bana doğru uzanan bir sürü kalın zincir, beni yakalayabildiği her noktadan sarmış. Hareket ettikçe çıkan metal sesi her bir yönde yankılanıyor. Önümde sonsuz bir boşluk bende ise çok keskin gözler var. Sonsuzluğun ucunu görüyorum. Ayrıntılarını seçemesem de bir sürü güzel şeyin olduğu bir küre görüyorum. İstediğim  her şey onun içerisindeymiş gibi.  Ama küre, evrenin kendi içinde genişlemesi gibi benden hızla uzaklaşıyor.

    Bazı sözlerini akıldan çıkarmak çok zor. Belki öylesine söylenmiş, bir saniyeliğine bile düşünülmemiş sözlerdi. Bilmiyorum, belki de bunları söylemeyi uzun süredir düşünüyordun. Lakin eminim ki söylerken bana ebediyete uzanan bir zincir vuracağın aklına gelmezdi. Canım acıyor. “Zamansız bir ölüm, bir işkence, zulüm gibi.” Bitsin istiyorum. Hayat böyle bir şeye, bitsin.

    Bir hayalete dönüştüm. Seni nereye gitsen bulacak görünmez bir esir. Sen var oldukça ben de hayalet olacak kalacağım. Omuzlarımda senin bana söylediğin sözleri bir yük olarak taşıyacağım. Sen var oldukça, ben yok olacağım.

    Yaşadığın her zorluk, her bir acı bil ki benim yüzümden. Yozlaşmış kalbimden akan kötülüklerin hepsini senin üzerine akıtacağım. Yürürken suratına çarpan sinek benim yüzümden. Kaybettiğin her yazı tura benim yüzümden. Balkonda solan çiçeğin benim yüzümden. Ölümlerin, kayıpların, şanssızlıkların, umutsuzlukların; hepsi benim yüzümden. Hani yere çömelir, çaresizlikten ellerini başına götürüp iki taraftan saçlarını koparırcasına çekip, boğazında cümleler, gözlerinde yaşlar düğümlenir ya; bil ki hepsi benim yüzümden.

    Ruhumu şeytana sattım, geri dönüşü yok. 


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.