NIKOLAY VASILYEVIC GOGOL
Tam adı Nikolay Vasilyeviç Gogol olan yazar günümüzde Ukrayna topraklarında yer alan Soroçinski köyünde 1809 yılında dünyaya gelmiştir. İlk ismi olan Nikolay, Aziz Nikolay’dan gelmektedir. Bundan dolayıdır ki Gogol’un doğuşundan itibaren kendisine tapınma derecesinde ilgi gösterilmiştir. Bu ilginin yaratacağı şımarıklığın yol açtığı hayata geç adım atma ileriki dönemde problemler yaratacaktı.
Gogol eğitim döneminde yatılı okula gönderilmiştir fakat gerek karakteri sebebiyle gerekse daha önce içinde bulunmadığı bir durumda olması sebebiyle kısa bir süre sonra okuldan ayrılmıştır. Ailesinin baskısıyla yatılı okula geri dönmüştür. Gogol için yatılı okul dönemi ilk edebi eserlerini vermesi açısından önemlidir. İlk eserleri tiyatro alanındaydı. Bunun yanında Gogol’un aynı zamanda iyi bir tiyatro oyuncusu olduğuna dair yazılar da bulunmaktadır.
Ailesinin çok zengin olmamasından dolayı zaman zaman maddi sıkıntılar da yaşamıştır. Okul hayatından sonra kısa bir dönem devlet memurluğu yapmıştır. Bu sırada elde ettiği izlenimler ve tecrübeler onun Rus bürokrasisine dair düşüncelerini şekillendirmesinde önemli bir rol oynamıştır. Bürokrasiye yaptığı hicivlerin temeli de bu döneme dayanmaktadır. Bir dönem yardımcı profesörlük de yapmıştır.
Gogol edebi yönüyle onu etkileyen Puşkin’e büyük hayranlık duyuyordu. Burun adlı eserini Puşkin’in ‘Sovremennik’ dergisinde yayınlamıştır. Puşkin ile tanışmak için onun bulunduğu mekanlarda bulunmaya gayret etmiştir. Puşkin ile tanıştıktan sonra onu birnevi edebi bir akıl hocası olarak benimsemiştir. Kaleme aldığı yazılarını yorumlarını dinlemek üzere Puşkin’e okuyordu. Gogol’un Rus topraklarında ilk duyulmasına yol açan eserde Puşkin’in ona bir müfettişin başından geçen hikayeleri anlatması ve Gogol’un bu hikayeleri oyunlaştırmasıyla ortaya çıkmıştır.
Gogol yetiştirilme tarzı sebebiyle eleştirilere tahammül edebilen bir karaktere sahip değildi. Bununla ilgili bilinen en büyük hikaye ‘Hans’ isimli şiirine gelen eleştirilerin ardından bir çok kütüphaneden eserini toplatıp yakmıştır. Üretmekte zorlandığı bir dönemde Puşkin’in yardımına ihtiyaç duyar. Puşkin ile yaptığı sohbetlerden birisinde ‘Ölü Canlar’ adlı eserinin hikayesi ortaya çıkmıştır. Gogol bu hikayeyi hemen yazıya dökmeye başlar fakat kendisine has olan yazım tarzı sebebiyle eserin bir araya getirilme süreci oldukça uzun sürmüştür. Yazım sürecinin ardından yaşanan asıl zorluk eserin yayımlanma sürecidir.Eserin kaleme alındığı dönemde Rus topraklarında önemli bir sansür bulunmaktaydı. Eserler yayınlanmadan önce birden fazla sansüre ve bu sebepten dolayı değişime uğramıştır. Ölü Canlar’da bu sansürden nasibini almıştır. Eserin yayınlanan ilk adı ’Çiçikov’un Maceraları:Ölü Canlar’ şeklindeydi. Eser yayınlandığı andan itibaren içerdiği hicivler ve gerçek durumların acizliğini göstermesi sebebiyle Rusya’da önemli bir etki yaratmıtır. Lakin bu etki eserin yazım sürecinde kaybettiği Puşkin’in kaybı yanında onun için önemsiz kalmıştır. Ölü Canlar’ın ardından Palto hikayesini de yayınlayan Gogol, Puşkin’in izinden giderek daha da ileriye taşıdığı gerçekçilik akımıyla Rus halkının alışkanlıklarını sarsmıştır.
Gogol’un bu kadar ön planda olduğu bir dönemde kilise ile olan yakınlaşması hayatının kırılma noktasını oluşturmuştur. Kiliseye olan yakınlaşmasının sonucunda eserlerini kilisenin onayını alarak yayınlamay başlamıştır. Bu durum Gogol’un ünlenmesinin en büyük alametifarikası olan hiciv kullanımıyla ters düşmüştür. Devlet sistemine olan hicivlerine önemli ölçüde son vermiştir. Bu dönemde arkadaşlarıyla olan mektuplaşmalarını bir araya getirip yayınlayan Gogol’un mektuplarında yer alan Çar’a ve toprak sahiplerine yönelik övgüler ona karşı çok büük bir nefret doğmasına sebep olmuştur. Öyle ki Ölü Canlar’ı ve Palto’yu yazan kişiyle bu mektupları yazan kişinin aynı kişi olamayacağına dair iddialar yayıldı.
Kilise ile olan yakınlığı Gogol’un akıl sağlığını kötü etkilemeye başlamıştı. Gogol kendisini bir günahkar olarak nitelendiriyordu ve bedel olarak gördüğü çok ağır bir perhize girmişti. Bu perhiz neticesinde Gogol önemli fiziksel rahatsızlıklar yaşamaya başlamıştı. Tedavi süresinde izlenen yanlış süreçler Gogol’un akıl sağlığını da kötü etkilemiştir. Aslında Gogol’un edebi olarak aramızdan ayrılışını bu dönem olarak nitelendirebiliriz. Akıl sağlığını iyiden iyiye kaybeden Gogol 1852 yılında ölmüştür.
Ölümünden önceki haftaya dair iki önemli iddia bulunmaktadır. İlki akıl sağlığının etkisiyle Ölü Canlar’ın ikinci cildinin yazılı olduğu parşömenleri yaktığıdır. İkinci iddia ise Ölü Canlar’ın ikinci cildini kilisenin isteği ile yakmıştır. Her iki iddianın doğruluğu kanıtlanan tek noktası ise Ölü Canlar’ın devamının günümüze ulaşmamış olmamasıdır.
*Gogol’un Ölü Canlar’ın ikinci cildini yakmasının tasviri
19.YÜZYIL İLK YARISINDA RUS İMPARATORLUĞU
*18.yy sonunda Rus İmparatorluğu
1762 yılında soyluların Çar’a hizmet etme yolundaki yasal zorunlulukları kaldırıldı. Bunun sonucunda birçok soylu topraklarına çekildi. Toprak sahiplerine karşı sorumlulukları arttırılan serflerse efendilerinin yaşamından ayrı neredeyse kör ve sağır denecek kadar hayattan kopmuş durumdaydılar. Toprk sahipleri bu dönemde Avrupa’da ki aristokrasi üyelerinin hareketlerini taklit etme çabası içindeydiler. Soyluların çoğu özellikle Fransa’ya ve öteki büyük Avrupa halklarına yetişme ya da onları geçme olunda hırslı bir çaba göstermeye başladı. Bunun sonucunda 19.yy’da ruh ve anene olarak birbirinden kopuk bir toplum meydana geldi.
*1801 – 1825 tarihlerinde hüküm süren I.Aleksandr
1812 Borodino zaferi ve Napolyon için sonun başlangıcı olarak da nitelendirebileceğimiz Moskova yangını Rusya topraklarında seferberlik başlatmıştır. 1815 yılında Napolyon’un aldığı yenilgi Rus ordularını Fransa’nın başkenti Paris’e kadar getirmiştir. Viyana Kongresi ile birlikte siyasi olarak güçlü bir hale gelen Rusya iç siyasetinde de yeni reformalara girişmiştir.
I.Aleksandr döneminde bakanlıklar eşgüdümün sağlanması için bir komite altında toplanmışlardır. Halefi olan Nikolay ise bakanlıkları doğrudan kendisine bağlamayı tercih etmiştir. Özellikle iç güvenlikten sorumlu olan üçünü daire otokrasi karşıtı güçlerin taşkınlıklarını bastırma konusunda önemli bir güç haline gelmiştir. Ülkenin kangreni olarak değerlendirebileceğimiz bürokrasi temelinde ise Çar'a gösterilen bağlılık vardı ancak memurların sahip olduğu düşük eğitim düzeyi devlet memurları arasında yolsuzluk ve adam kayırmanın oldukça yaygınlaşmasına yol açmıştır. Yetki ve sorumlulukların merkezi bir hale getirilmesi sonucunda ise bürokrasi oldukça ağır ilerlemekteydi.
* 1825 – 1855 tarihlerinde hüküm süren I.Nikolay
Aleksandr’dan sonra tahta çıkan Nikolay’ın hükümdarlık dönemi muhalefet harketlerini bastırmak ile geçmiştir. Bunların en önemlisi çarlık rejiminin despotluğunu yıkmak isteyen subay ve soyluların Dekabrist Ayaklanması’dır. Köylü kesiminin desteğini alamayan bu ayaklanmanın bastırılması bir çok soylu muhalif hareketin de etkisini azaltmıştır.
Ekonomik olarak başkent Moskova’ya yakın olan yerleşim yerlerinde pamuğa dayalı olan tekstil sanayisi gelişmiş ve modernleşme adımları atılmaya başlanmıştır. Bunun yanında 19.yy’ın ilk yarısında ekonomik kalkınma yeteri kadar sağlanamamışır. Başlıca sebepleri olarak; toplumun çok önemli bir bölümünün toprağa bağımlı halde yaşaması, özel sermayenin çok kısıtlı olması ve Rusya topraklarının genişliğini karşılayacak bir üretim seviyesine ulaşılamaması gösterilebilir.
GOGOL’UN IŞIĞINDA BİR FERMAN:1861 FERMANI
19.yy Rusya’sında reform anlamında önemli bir dönemdir. Reformlar İçerdiği anlam olarak ilk elli yılda otokrasi yanlısı iken son elli yılda otokrasi sistemini esnetmeye yöneliktir.
İlk yarıdaki reformlar sistemin mutlak hakimiyetini tanırken idari ve mali kurumları modernize ederek daha işlevsel bir hale getirmeyi amaç edinmişlerdir.
‘’ I.Nikolay : Toprak sahipleri egemenliğin en güvenilir siperleridir.’’
Yüzyılın ikinci yarısındaki reformların amacı sistemin esnetilmesi ve siyasal kurumların değişikşiğe uğratılmasıdır. Rusya’nın Kurtarıcı Çar’ı olan II.Aleksandr 1861 yılında yayınladığı ferman ile yaklaşık 52 milyon köylüyü serflikten azad etmiştir. II.Aleksandr serflik sisteminin ağın gerisine bir sistem olduğunu düşünmüştür. Serfliğin kaldırılmasını, ordunun modernize edilmesi ve ekonomik atılımların yapılabilmesinin önündeki ilk adım olarak görmüştür.
II. Aleksandr, 28 Ocak 1861’de Devlet Konsülü’nde yaptığı konuşmada, “Serfliğin Rusya için önemli bir sorun arzettiğini, bu kurumu otokratik gücün6 doğurduğunu ve yine bu gücün ortadan kaldırması gerektiğini” belirtmiştir.
* Kurtarıcı Çar : II.Aleksandr (1855-1881 tarihlerinde hüküm sürmüştür.)
1861 yılında köylülere verilen özgürlük Avrupa ülkelerinde köylüye tanınan en geç haklardan birisidir. Fransa’da 1789,Prusya’da 1809 ve Avusturya’da 1780’li yıllarda tanınan hakların önünü açtığı kapitalist akımlar bu ülkelere erken girerken Rusya bu yatırım olanaklarından çok geç yararlanmaya başlamıştır.
Reforma göre köylüler, bahçeleri ve arazisiyle birlikte evlerini, kendi beylerinden satın alacaklardı. Bu gayrimenkulü satın alabilmeleri için, hükümet her türlü yardımda bulunacaktı. Yetersiz tarımsal araçlar kullanan köylüler, kendilerine verilen arazilerin verimsiz olması nedeniyle kısa zaman sonra ödemelerini yapamaz hale gelmiş; eski sahipler de, eski serfleri olmadan çiftliklerini ve arazilerini yönetemedikleri için arazilerinin büyük bir bölümünü satmışlardır. Aydınlar, sosyal değişmeyi gerçekleştirmenin çaresini köylüyü aydınlatmada bulmuşlar ve 1870’lerden itibaren köylere akın etmişlerdir. Bir yandan hükümetin bunu hoş karşılamaması, diğer yandan da köylünün aydına olan güvensizliği bu girişimi başarıya ulaştıramamıştır.
Sonuç olarak yapılan reformların Gogol ve Puşkin’in öncülüğünü yaptığı yazarların hicivlerde bulunduğu konular olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Halkın yaşadığı sorunları bütün çıplaklığıyla ortaya koyan yazarlar ileri ki yüzyıllar için birer ansiklopedi, kendi dönemleri içinse birer ayna görevi görmüşlerdir.
GOGOL’UN CÜMLELERİ
‘ - Adım Akakiy Akakiyeviç, devlet memuruyum.
+ Üzerinizdeki paltodan belli oluyor sayın Akakiyeviç. ‘
- Palto
‘ Şaşılacak şey: Demek iffet terk etti mi insanı akıl da terk ediyordu. ‘
- Bir Delinin Hatıra Defteri
‘ Erdemli insanı ata çevirdiler. Erdemli insanı kemirdiler. Erdemli insana karşı dürüst değiller ve saygıları yok. Biraz da aşağılık insanlara yüklenelim. ’
- Ölü Canlar
‘ Her köylü başına 200 ruble ölü köylüleri bu yüzden alıyor. Tanrıya şükür çok köylü öldü son salgından dolayı. ’
- Ölü Canlar
‘ Kilise de artık doldu, iğne atsan yere düşmez derler ama belediye başkanı gelir hemen yer bulur. ’
- Ölü Canlar
Yorum Bırakın