USTALIK GEREKTIREN KAFAYA TAKMAMA SANATI

USTALIK GEREKTIREN KAFAYA TAKMAMA SANATI
  • 0
    0
    0
    0
  • “Asıl soru, neyi kafaya takacağımızdır. Neye aldırmayı seçiyoruz? Ve aslında önemsiz bir şeyi kafaya takmamayı nasıl becereceğiz?”


    “Sorunsuz bir hayatı umut etme. Öyle bir şey yok. Bunun yerine iyi sorunlarla dolu bir hayat dile.”


    Mutsuzluk, yetersizlik ve başarısızlık hissi günümüz şartlarında daha görünür ve yaygın hale geldi. Yazar da bunun altını çiziyor ve haksız sayılmaz. Artık başkaları tarafından görünmeyen, onaylanmayan şeyler insanları tatmin etmiyor. Sosyal medyadaki hayatlar, o hayatlardaki işler, sosyallik, güzellik ve sürekli göze sokulan mutlulukla yarışmak neredeyse imkânsız.


    “Dedemin zamanına dönersek, kendini bok gibi hissettiğinde şöyle düşünürdü, ‘Hey, bugün berbat bir günümdeyim. Napalım, hayat böyle. Ben samanları havalandırmaya devam etmeliyim.’ Ama ya şimdi? Şimdi beş dakikalığına bile kendinizi bok gibi hissetseniz, son derece mutlu ve harika hayatları olan insanların 350 fotoğrafıyla bombardımana tutuluyorsunuz. Bu durumda hatanın sizde olduğunu hissetmemeniz imkânsız, kuşkusuz.”


    Kitap, yazarın kendisi ile ilgili hikayelerine, bilindik bazı hikâyelere, deneylere ve teorilere bazen farklı bir gözle bakmamızı sağlıyor Bilindik isimlerden yapılan alıntılar ve kısa hikâyelerle anlatmak istediği mesajı pekiştiriyor. Ancak “kafaya takmayın, size bunu öğreteceğim” gibi iddialı söylemlerden uzak duruyor. Tam tersine, hangi şeylerin kafaya takılmaya değer olduğunu, hangilerinin ise değersiz olduğunu ayırt etmenin bir ‘sanat’ olduğunu vurguluyor.


    Oldukça öznel yargılar içeren bir anlatımı var. Katıldığım ve katılmadığım noktalar oldu. Zaten bu, okuyucunun hangi pencereden baktığına bağlı olarak değişecektir. Ayrıca esprili ve akıcı dili, kitabı kolay okunur ve keyifli hâle getiriyor.



    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.