Yıllardan beridir söylenen bir yalanı bu sefer mantık çerçevesi içerisinde yorumlayarak çürüteceğiz. Atatürk'ün kendisi de diktatör olmadığını ifade ediyor. Gerçekten de yaşadığı zorluklar kendisinin diktatör olmadığını gösteriyor. Murat Bahadı Akkoyunlu, Küresel Çeteye İnfaz: Kökte Siyasi Çözümleme adlı eserinde konuya değinmiş ve çeşitli yorumlarla bu yalanı çürüten araştırmacılardan olmuştur. Kendisinin bu eserinden faydalanarak Atatürk'e diktatör diyenlere yalanlarını aynen iade edelim! Sırayla gidelim:
1- Atatürk'ün davasına sadık adam sayısı azdır,
2- Meclis'te kendisine muahlif çoktur,
3- Meclis'in desteğini sağlayamadığı için, Başkumandanlık Yasası'nı kabul ettiremiyordu, nihayet kabul ettirdi.
4- İlginçtir! Muhalifler, Meclis'e seçilebilmek için o günkü Türkiye'nin sınırları içerisinde doğmuş olma zorunluğu getirmeye yönelik tasarı sundular. Eğer kabul edilseydi Atatürk, Selanik'te doğduğu için Meclis'e giremeyebilirdi.
5- Başkumandanlık yetkisi ilk olarak 3 ay süreyle verilmiştir. Eğer Atatürk bir diktatör olsa idi, bu yetkiyi 3 ay ile sınırlandırmazdı.
6- Eğer diktatör olsaydı, Cumhuriyet'in ilanından sonra muhalif parti istemezdi. Baktığımızda da Atatürk'ün aslında muhalefet istediğini ve yakın arkadaşlarına parti kurdurduğu ortadadır!
7- II. Meclis'te 333 vekil vardır ama Lozan Antlaşması, 227 vekil içerisinde sadece 213 oyla kabul edilmiştir. Cumhuriyet ise, 158 oyla kabul edildi. Görüyor musunuz? Cumhuriyet'in ilanı bile seçimle yapılmış! [1]
Bu kadar kanıt yeter diye düşünüyorum. Atatürk bir diktatör değildir, karakterinde demokrasi ve hürriyet vardır!
[1] Murat Bahadır Akkoyunlu. (2023). Küresel Çeteye İnfaz: Kökten Siyasi Çözümleme. Yayınevi: Sofa Yayınları. sf: 331, 332, 333, 334.
Yorum Bırakın