“Hayatımda en çok isteyip de gerçekleştiğini göremediğim şeylerin başında, yurdumuzda demokrasinin kurulması konusu geliyor.
Giriştiğim denemelerin istediğim sonucu vermemiş olmasının sebebi, halk değildir. Girişimimi, demokrasinin gelmesiyle huzurları kaçacak olan kimseler baltaladı. Devrimlerin karşısında olan bir çıkar grubu, bilinçlenmemiş halkı kışkırttı. Halka Cumhuriyet ilkeleri dışında kimi vaatlerde bulundular. Benim içtenliğimi istismar ettiler. Bu, insan ahlâkının zayıflığını gösteren acıklı bir tablodur. Ben buna asla tahammül edemezdim. Bu hareketler, genç Cumhuriyetimizi daha körpe iken, ağır şekilde yaralayabilirdi. Ülke çıkarları yerine kişisel çıkarların geçmesi ve gerici akımların başkaldırması şeklinde kendini gösteren bu olay, ölünceye kadar içimde bir ukde olarak kalacaktır.
Ancak şuna kesinlikle inanıyorum ki demokrasi, gereği olan çok partili yapısıyla, Türkiye’ye de gelecektir. O zaman ruhum, bilesiniz ki şâd olacaktır. Ancak korkum şudur ki, bu güzelim yönetim biçimini yozlaştıracak, onu anlamsızlaştıracak, hatta halkın gözünden düşürecek kişi ve partiler de çıkabilir.”[1]
[1] Sabiha Gökçen, Atatürk’le Bir Ömür, 1994, s.182.
Yorum Bırakın