metrekareye 8 milyar umut yağmış
herkesin başını ıskalamış sanki
son kaldırımla vedalaş
sokak kadim
günün yorgun
ve uyku bekçidir
her dilin bir vedası var bazıları etçil
önce isle karnı doyar mahallenin
ulus dolmuşunda hayal kurdun mazur
heykelde kırk tilki bir plan ve üç vakit
sabaha kadar bekçiyle bir kavga
özünde yabanîdir beş parmak
metro quadrado bilmem kaç milyar umut değil
milyar yıllık nefret yağmış
habil kabil'i yaban bilmedi
taş ağır ve ağrılıydı
eksilmez sancılıydı
kuşkusuzluğum ölümdendi
bu bir ‘giden yolun dönülmezliği’
bütün tanımlanamazlıklarla aramı bozdum
arazların bana değenlerini süzmüşüm
çünkü yaşamaya çalışmak
içtenlikle savaşmanın bağbozumudur
yaşamak da hasadıydı
ama sandıklarımın aksiydi
tanışlarımın çokluğu mu
yoksa yanlışlarımın eksiği mi
eski bir kızılderilinin dediklerine kulak asmadan
aykırı sularda olanca gücüyle
devrilemeyesi ve yıkılamayası varmış
içimdeki panjuru kapalı betonların
hangi mahalledeydim meçhul
metrekareye
neyse
•••
Yorum Bırakın