Alevi-Sünni farklılaşmasının en büyük sebebi kuşkusuz politikadır. İslam'da mezhep olarak
bölünme kabul görünmemelidir. Bütün Müslümanlar aynı Allah'a ve Kur'an'a iman
etmektedir.
Tarihsel ve Siyasal Kökenler:
Anadolu’da Alevi‐Sünni ayrımı, inancın özünden doğan bir farklılık değil; tarih boyunca
siyasi, sosyal ve kültürel dinamiklerin şekillendirdiği sosyolojik bir olgudur.
1- Oy İçin İtibar Zedelemeleri:
Aleviler, Sünni'nin itibar suikastına kurban gitmiştir politik mecrada. Bunu da Alevileri
kötüleyerek kazanmaya çalışır. Alevi ise, Alevileri şartlandırıyor.1
2- Alevîler Önce Türk, Sonra Müslümandır.
Sünniler başta Müslüman sonra Türk olduklarını ifade eder ama Aleviler ise önce Türk sonra
Müslüman olma felsefesindedir. Bir inanan eğer ki Alevi olduğunu ifade ediyorsa Türk'tür.
Kürt Alevisi gibi bir söylem gerçek dışıdır. Alevi olmak için Türk olmak gerekir. Eğer birisi
bu teze karşı bir felsefî çıkış yaparsa siyasî olarak kendi emellerini dikte etmek istiyor
demektir.
3- Genellikle Egemenler Sünni'dir.
Sünni yöneticiler Alevi toplum üzerine baskı kurarlar. Diyanet'e bağlı olan bir imam maaş
alabiliyorken bir cem evi dedesi devletin imkânlarından faydalanamaz. Bu da Sünni
yöneticilerin yapmış olduğu bir çeşit baskıdır.
4- Her İki Grubunda Kabul Etmesi Gereken Gerçekler:
İbadet yerleri saygıyla karşılanmalıdır. Görüşleri de birbirinden farklı olduğu için sevgi-saygı
çerçevesinden ilerlemeleri gerek.
5- Birleşim Noktaları Aynı.
Sünni ile Alevi Türklükle birleşebilir. Alevilik, Şiilik değildir, bu yüzden İran ile bir alakası
yoktur. Anadolu'ya aittir tüm kültürel dinamikleri. Sünnilik ile de Türklük üzerinden
birleşebilirler.
Sonuç
Tarihten alınacak ders şudur: Mezhep farklılığı, Allah’ın yarattığı hakikatin değil, fetih ve
iktidar mücadelesinin eseridir. İslam’ın kalbinde tekbir vardır, tevhit vardır, kardeşlik vardır.
Bu ortak mirası hatırladığımız her an, aramızdaki sınırlar silinir, kalplerimiz birleşir.
O hâlde gelin, aynı Allah’a ve Kur’an’a iman etmenin hakkını verelim. Çatışmayı bırakıp,
dayanışmayı yükseltelim; farklılıklarımız zenginliğimiz, birliğimiz gelecek mirasımız olsun.
[1] Orhan Türkdoğan, Alevi-Bektaşi Kimliği, 1995, s. 301.
Yorum Bırakın