Advertisement

GÖLGE DEMEKTİR

GÖLGE DEMEKTİR
  • 1
    0
    0
    0
  • DÜŞ ÇÜRÜĞÜNE DÜŞ DOKTORU
    Müspet bir dengenin yık(a)mayacağı çok az şey var, kibir bunlardan müstesna. Ötekileştirilmek istenen tüm yoklukların da görmek istemeyenlerin dışındaki herkes için bir anlamı var ve bu, onlar için nefes kadar değerli. Asıl meziyeti, değer(ler)e bir mânâ değil de mânâlara değer atfetmek olanlarız. Tüm kısır döngüleri kırmak için azami riski tanımaktan kaçınmayan, bütün mücadelesini şiirize etmekten de haz alan ölümlü keyifçileriz. Sınırı çokça aşmayı çokça deneyimlemiş birine rağmen bile, dengeye kavuşmanın (bana dair) alt metni, gizini hâlâ korumakta... Birçoğu, her koşulda yalnızca taşıyabileceği kadarında dengeyi ararken, bazıları da -yükü bundan habersizken bile- omuzlarını çoktan ikna etmiştir. Gerçekçi bir kabulleniş dürtüsü mü salt bir aldanış mı, meçhul. Önü alınamaz bir duraksızdım, doludizgin ve kuşkusuz! Tekerrür hâlinde bir ezberle, bir kasabada ünü varmadık yer bırakmayan bir yelelinin güzelliğine temsilen, ve gayret ve hiddetle...

     

    FARKINDALIK AHKÂMI MI?
    Varmayı göze alamadığın her yer uzaktır. Zira, koşmamak için bahaneye rüzgâr ekip de fırtına biçebilen görülmemiştir. Duvarlar dövmenin fenalığı hem bileklerine, hem de incitilmemişliklerinedir! Hiçleşen tüm doğrular hep yalanla avutulmuşsa, geri dönmek için rüzgâr ekmeye de hevesim kalmamıştır. Belki ben nasırlı parmağın basmaya korktuğu o küflü telim…Tam otuz yıl yanılmakla mükellef gibi yaşayıp, belki hiç yanılmamış gibi yapan -da- bendim. Haricî ve dahilî bedhahlarıma cellat olabilmek için bunca savaş, yoksa bir bedhah olup cellatlara yenilmek için mi? O nasırlı parmağın arayıp da bulamadığı perdeleri yırtmak için artık bütün kavga, aşkı aramak için değil! Uyandığım yerde uzakları buluşumun ertesinde, varmayı göze almayı da öğrendim, hiç değilse bir kâğıt kadar keskinim. Anları uç uca ekletip ömürler yaşamayı öğreten Tanrı’ya, varmayı göze aldığım her yeri yakın eden ve kolaylaştırana, yılgınlıkları bahane edip nankör mü gitseydim? Susmak için bahane arayanlarla savaşmanın değil, susturamadığım her şeyle savaşmanın bir cazibesi vardı. Çiğ bir baharın peşine düşmek yorar, hoyrat ama gerçek bir kışın tutkusunu içmeye doyamamış bir körkütük -aslında- duvarları dövmez, duvarlar örer! Kendi içinde dirayeti ararken kaybolup kendine bile sağır olanlar için, yazmak var. Bazen başı yaran o ummadık taş gibiyim, kaçamadığım aslım bu! Zararı ziyanı oyaladığını zannederken bile ziyan olanların bir hikâyesi var. Ben de o hikâyeye dokunmaktan kork(a)mayan bir ölümlüyüm. Şeyleri değil, önce “kabullenmeyi” kabullenmeli! Derinliği irdelemek zorunlu değil, en sert ve mümkün zeminlerde bile “zamanı yönetmek” bazen kalburla su taşımak gibiyse, Amerika’nın keşfiyle yeniden yüzleşmek de fazlalık olacaktır. Gecikmişlik yok, bir gün “tam zamanındalığın” canına okur hâlde bulunacağız. Bil ki senden içerisi, çağların kapanıp açıldığı; devrimlerin ve buluşların kol gezdiği, anların birbirine eklenip ömürleri biriktirdiği, dünün kederlerini/yarının kaygılarını def ettiğin bugünün safsatalarından uzak bir cennet değilse bile, ölümü şuurla ve sevgili bir rıza ile bekleyeceğin bir coğrafyadır!

    Kahrolası, savaşlı galibiyeti bedelsiz sanma gafletiyle kendini kazandığına ikna etme dürtüsü...
    Varlık, kendini bazen şiirsel kandırmaya da epey müsaittir:
    “Sanki içine girmediğim savaşların bile galibiyim.”
    Nice göz kapağının altında hiç kimsenin uykusu olmamanın sevinci geldi aklıma ve bir kez daha hatırladım ki gerçekten bocalamamışım. Zira, doğru yerde kaybolmak bana beni buldurmuşsa o kaybın da talibiydim! Rilke haklıydı...

     

    TİTANYUMLU SABIR
    Rüzgâra karşı işemekten vazgeç mesela!
    Devşirme bir zarafetin ömrü, sayılamayacak kadardır.

    Lüzumsuz şiirler olmak, sözleri de incitir.
    Sır kokulu bir kayboluşun melankoliye ihtiyacı yoktur.
    Devinmek belki bir aynayı değiştirmez ama aynadakinin ve tüm kayboluşlarının mütemadiyen değişeceği kesin! Bulunmamak ve isteği,
    kaybolanın/kaybolacak olanın arzusudur ve hazzıdır.
    Çünkü, doğru yerde kaybolmak bana beni buldurmuşsa, ben o kaybın da talibiyim!

     

     


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.