Sergio Leone; Spaghetti Western ve Dolar Üçlemesi

Sergio Leone; Spaghetti Western ve Dolar Üçlemesi
  • 1
    0
    0
    0
  • Sergio Leone, 3 Ocak 1929’da Roma’da dünyaya geldi. Babası, sinemanın öncülerinden Vincenzo Leone idi. Setlerde büyüyen bir çocuk olan Sergio, 18 yaşında hukuk fakültesini bırakıp film endüstrisine giriş yaptı. 1960’larda “Man with No Name” veya “Dolar” üçlemesi olarak da bilinen “Spaghetti Western”nin öncüsü olan filmlere imza attı. 1970’lerde devrim eleştiren, daha sonradan “Once Upon a Time” üçlemesi olarak adlandırılan filmler çekti. 80’ler de ise “Godfather” filminin yönetmenliğini reddedip, hep hayalini kurduğu “Once Upon a Time in America” projesine yöneldi. Proje tam 10 sene sürdü ve bu film Sergio’nun son filmi oldu. 30 Nisan 1989’da 60 yaşındayken kalp krizinden Roma’da vefat etti. 10 film çeken yönetmen, 1 BAFTA adaylığı yanı sıra 8 küçük çaplı, festival ödüllerine sahipti. [1]

    Spaghetti Western

    Western filmlerinin alt türüdür. Filmler genellikle İtalyan yönetmenler tarafından çekilir. Çekimleri İspanya, İtalya gibi ülkelerde gerçekleşir. Türün öncüsü ve babası Sergio Leone olarak görülür.

    Western filmleri, konusunu Amerikan folklarından alan ve ilk kez Amerika’da üretilen bir türdür. Tür, Amerika kırsalında yer alan kovboyların “kahraman” hikayelerini anlatır. Avrupalılar yıllar boyunca tek bir Western filmi üreticisine maruz kalmışlar ve yıllar geçtikçe bu türün üretimi azalmasıyla Avrupalı yönetmenler kendi western filmlerini çekmeyi denemişlerdir. Bu filmlere de “Spaghetti Western” denilmiştir. Sebebi de isminden anlaşılacağı üzere türün İtalya çıkışlı olmasıdır. Bu türün en belirgin özelliği “B Sınıfı” düşük bütçeli yapımlar olmasıdır. Büyük çaplı stüdyolarda değil daha çok gerçek arazide (İtalya kırsalında, İspanya’nın güneyinde, Endülüs bölgesinde) çekilmişlerdir. Filmlerde, yıldız oyuncular yerine tanınmamış İtalyan oyuncular oynamıştır. Çekim ve stil olarak orijinal Western filmlerinden farklılıklar gösterir. Yönetmenler, Amerikan yapımı filmlerde pek rastlanmayan çekim yöntemlerine sık sık başvurmuşlardır. Yakın yüz çekimleri, çarpıcı zoomlar, panoramik çekimler, abartılı ses efektleri bunlara sayılabilir. Filmlerdeki konular, Western özellikleri gösterse bile başrol hiçbir zaman Amerikan filmlerinde olduğu gibi kahramanlaştırılmaz. Zaafları olan bir anti-kahramanlardır. İntikam, soygun, ödül avcılığı temeline dayanan filmler olmasına rağmen bunları sert ve çarpıcı şekilde gösterir. İşkence, kan, şiddet çekinilmeden gösterilir. Amerikan yapımlarına göre gerçekçilik ön plandadır. Karakterin saçının yağlı olması, kıyafetini parçalanması, toz içinde olması vb. unsurlara dikkat edilir. Bu türün müzikleri de oldukça farklıdır. Türün öncüsü, Sergio Leone’nin sınıf arkadaşı olan Ennio Morricone türün en önemli bestecisidir. Müziklerde insan sesi, ıslık, ağız armonikası, elektrogitar gibi enstrümanlar kullanılır. Müzikler bazen filmlerin önüne bile geçer. Bu türün en ünlü filmi ise “İyi, Kötü ve Çirkin”dir.

    Dolar Üçlemesi

                Üç filmin yönetmeni de Sergio Leone’dir. Filmlerin bestesi Ennio Morricone’ye aittir. Başrol Clint Eastwood, yardımcı oyuncular Lee Van Cheef, Mario Brega, Aldo Sambrell, Benito Stefanelli’dir. Bu üçleme Spaghetti Western’nin öncüsü olarak kabul görür. Türü oluşturan tüm özellikleri içerisinde bulundurur. Düşük bütçe ile çekilir. Adı duyulmamış oyuncular oynar. Clint Eastwood bu üçleme ile ün kazanır. Üç film sürekli tüm zamanların en iyi Western filmleri arasında yer alır. Üçlemenin filmleri “A Fistful of Dollars (Bir Avuç Dolar), For a Few Dollars More (Birkaç Dolar İçin), Good, Bad and Ugly (İyi, Kötü ve Çirkin)” şeklindedir. Toplamda 2 milyon dolara mal olan filmler, 280 milyon dolara hasılat elde etmiştir.

    Bir Avuç Dolar, Rotten Tomatoes'da %98, Metacritic'te ise 65 puan almıştır. 

    Birkaç Dolar İçin Rotten Tomatoes'da %92, Metacritic'te ise 74 puan almıştır.

    İyi, Kötü ve Çirkin, Rotten Tomatoes'da %97, Metacritic'te ise 90 puan almıştır. [2]

    1)    A Fistful of Dollars (Bir Avuç Dolar)

    1964 yılında adını duyurmamış olan Sergio Leone, Japon yönetmen Akira Kurosawa’nın “Yojimbo (1961)” isimli samuray filminin western uyarlamasını çekmek ister. Stüdyo tarafından eline 200.000 dolar verilir. Filmin başrolü o dönem TV filmleri çeviren ismi daha duyulmamış Clint Eastwood’tur. Bestecisi Leone’nin sınıf arkadaşı Ennio Morricone, görüntü yönetmeni de İtalyan Massimo Dallamano’dur. Stüdyonun filmden hiçbir beklentisi yoktur. Kenara atılacak ucuz bir film bekliyorlardı. Ancak o zamana kadar yapılan hiçbir Western filmine benzemeyen yapım seyirci tarafından ilgi çekici bulundu ve gişede başarılı oldu. Artık “Spaghetti Western” doğmuştu.

    İlk filmde, İsimsiz Adam (Clint Eastwood), Meksika-ABD sınır kasabası San Miguel’e varır. Bu kasabada “Rojo” ve “Baxter” adlı iki çete vardır. İki çete de kasabada söz sahibi olmak isterler. “Joe” (İsimsiz Adam, kasabanın mezarcısı tarafından “Joe” olarak adlandırmıştır.), bilgi satarak, esirleri yakalayarak ve para için iki çeteyi birbirine düşürme peşine düşer. Aynı zamanda acımasız Ramón Rojo tarafından esir tutulan bir kadın, kocası ve oğullarının kaçmasına yardım eder. Rojolar tarafınfan işkence görür ancak kaçmayı başarır ve saklanır. Finalde ise Rojolar ile düello yapar ve kasabadan ayrılır. Hem parasını kazanmış hem de kasabayı iki çetenin zulmünden kurtarmıştır. Amerikan yapımı Westernler gibi kahramanlık hikayesi olmasına rağmen bunu bir yandan para için yapmış olması Joe’yu anti-kahraman yapar.

    2)    For A Few Dollars More (Birkaç Dolar İçin)

    Bir Avuç Dolar, gişede başarılı olduktan sonra 1965 yılında devam filmi çekmek ister. Senarist Luciano Vincenzoni senaryoyu 9 gün gibi kısa bir sürede yazdı ancak Clint Eastwood bazı diyalogları beğenmediği için Sergio Donati’yi adı geçmeyen senarist olarak yanına aldı. Müziklerini yine Ennio Morricene tarafından yapıldı. Eastwood’un yanına daha önce küçük rollerde oynamış olan Lee Van Cheef eklendi. Lee Van Cheef de bu film sayesinde ün kazanmış oldu. 

    İkinci filmde karşımıza “Manco” lakabıyla çıkan “İsimsiz Adam” ödül avcısıdır. Bir gün Meksikalı suçlu “El Indio” hapisten kaçar ve başına 10 bin dolar ödül konulur. Manco, El Indio’nun peşine düşer ancak sadece o düşmemiştir, Albay Douglas Mortimer’de El Indio’nun peşindedir. Manco ile Mortimer birbirlerine rakip olduktan sonra ortaklaşa hareket etmeye başlarlar. Manco çetenin içine sızar, Mortimer de dışarıdan hareket eder. El Indio ve çetesi El Pasodaki bankayı soyduktan sonra Agua Caliente kasabasına sığınır. Ödül avcıları ve haydutlar arasında bir savaş başlar ve ikisi de hepsini öldürür. Manco, Mortimer'ın El Indio avının kişisel olduğunu keşfeder. Mortimer ile El Indio, düelloya çıkar. Manco tüm parayı alır ve uzaklaşır.

    3)    The Good, The Bad and The Ugly (İyi, Kötü ve Çirkin)

    Üçlemenin son ve en ünlü, filmi 1966 yılında vizyona girdi. Yönetmen, senarist, besteci ve oyuncu kadrosu önceki yapımların aynısıdır. Serinin başarısından dolayı filmin bütçesi, ilk filmden 5 kat fazlaydı. Film, dünya çapında 38 milyon doların üzerinde gelir elde etti. Film, eleştirmenler tarafından olumlu eleştiriler topladıktan sonra artık Spaghetti Wsetern, Sergio Leone ve Clint Eastwood dünya çapında tanınır ve saygı duyulur hale gelmişti.

    Amerikan İç Savaşı sırasında geçen film, Meksikalı haydut Tuco ile Tuco’nun “Sarışın” lakabını taktığı İsimsiz Adam’ın kasabaları dolandırmasıyla başlar. “Melek Göz” adlı paralı asker ise görevi sırasında 200 bin dolar değerindeki altından haberdar olur. Hazinenin yerini bulmak için hazineyi saklayan “Bill Carson”un peşine düşer. Sarışının Tuco’ya ihanet etmesiyle ortaklıkları bozulur. Tuco, Sarışın’dan intikam almak için onu çölde sürükler. Bu sırada da Carson’ı taşıyan arabaya denk gelir. Carson, son nefesini vermek üzeredir. Hazinenin yerinin yarısını (hangi mezarlıkta olduğunu) Tucoya, yarısını (hangi mezarda gömülü olduğunu) Sarışına söyler. Tekrar ortak olurlar. Yoldayken “Birlik Ordusu” tarafından yakalanır ve Melek Göz’ün çavuş kılığına girdiği esir kampına götürülürler. Melek Göz, Tuco’dan işkence yoluyla hazinenin yerini öğrenir. Ancak diğer yarısını Sarışın bilmektedir. Üçü de esir kampından kaçarlar. Mezarlığa vardıklarında kendilerini çıkmazın içinde bulurlar ve Melek Göz ölür. Sarışın paranın yarısını alır, sonra Tuco'yu bir mezarın üzerindeki dengesiz bir tahta haç üzerinde dengede durarak kendini bir ilmikle asmaya zorlar. Oldukça uzun bir mesafe at sürdükten sonra Sarışın, ipini tüfekle vurarak onu kurtarır. Daha sonra Sarışın atını sürmeye devam ederken Tuco ona küfürler yağdırır. [3]

    Değerlendirme

    Bu seriyi diğer film serilerinden ayrıştıran en büyük başarısı her filmin giderek üstüne koymasıdır. Sergio Leone için "A Fistful of Dollars" filmi çıraklık, "For a Few Dollars More" kalfalık, "The Good, The Bad and The Ugly" ise ustalık eseri diyebiliriz. İlk filmden itibaren hem filmin süresi hem bütçesi hem de filmin hikayesindeki para miktarı artmaktadır. Seri ilerledikçe karakterler daha da yozlaşır. Bu da bizi bu türün ana özelliğine getirir. Filmlerde kimse kahraman değildir. Herkes paranın peşindedir. Konu para olunca filmlerin içerdiği şiddet de artmaktadır. İlk filmde kan ve işkence iki veya üç sahnede varken son filmde artık her sahnede kan, işkence ve şiddet görmekteyiz. Özellikle son film olan “İyi, Kötü ve Çirkin” aslında diğer iki filmin hem yaptıklarını hem de yapamadıklarını içerisinde toplamış gibidir. İlk iki filmin yapamadığı “eleştirel” yaklaşım son filmde görülmekte; ilk iki film biraz temel Western hikayesi üzerinde giderken son film Amerikan İç Savaşı sırasında geçtiği için savaş eleştirişi de yapmaktadır. Bir diğer hususta karakter gelişimidir. Son filme başlarken ana karakterimiz (İsimsiz Adam) temiz giyimli, pançosu olmadan seyahat eden biri olarak karşımıza çıkar ve ilk iki filmde olduğu gibi akıl oyunlarından uzak, klasik Western karakteri imajı çizer. Filmin son aksiyon sekansına yaklaşırken tekrar ilk iki filmde olduğu gibi pançosunu giyer ve türlü akıl oyunlarına başlar. Bize bıraktığı son sürpriz ise sinema tarihine kazınan ve ilk defa gördüğümüz “Meksika Çıkmazı”dır. Geniş, panoramik bir çekimle başlayan sekans, gerilimin artmasıyla birlikte kadraj iyice küçülür, yakın yüz ve göz çekimleri ile izleyiciyi sahnenin içerisine çekerek durumun kaotikliğini, gerilimini gösterir. İyi yaptığı şeylerden arasında müzik ve müzik kullanımıdır. Morricone’nin olağanüstü müziği, filmdeki aksiyon ile o kadar muazzam bir uyum gösterir ki bir filmden çok bir opera eseriymiş hissiyatı uyandırır. Leone, film çekimlerinde Morricone'nin müzikleri oynarken yapıyordu. Bir diğer başarılı yaptığı iş ise az diyalog kullanarak; göstererek anlatı sunmasıdır. Özellikle son filmin ilk on dakikası boyunca hiçbir replik bulunmaması ve göstererek anlatması muazzam bir sinema örneğidir. Bu da biraz Sergio Leone’nin yönetmenlik tarzıydı. Karakterleri repliklerle sıkıştırmıyor, oyuncunun biraz daha karakterle bütünleşmesini sağlayarak doğaçlama özgürlüğü sunuyordu. Clint Eastwood, İsimsiz Adamı o kadar iyi oynamış ve karakterle bir olmuştur ki ondan başkasının bu rolü oynayabileceğini düşünemeyiz.

    Son olarak, "Bu dünyada iki tür insan vardır dostum; silahı dolu olanlar ve bu seriyi izlemeye mahkûm olanlar. Sen izleyeceksin".


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.