Se7en (1995) filmiyle gösterdiği başarının ardından adından sıkça söz ettirmeyi başaran David Fincher için çağımızın usta yönetmenlerinden biri demek yanlış olmayacaktır. 1962, Denver doğumlu Fincher 18 yaşında John Korty için Korty Films'te çalışma hayatına adım attı. 1981-1983 yılları arasında Industrial Light & Magic için çalıştı, televizyon reklamları ve müzik videoları yönetmek için imzaladığı anlaşmanın ardından ise ILM'den ayrıldı. Yıllar boyu Madonna, Sting, The Rolling Stones, Michael Jackson, Aerosmith, George Michael, Iggy Pop, The Wallflowers, Billy Idol, Steve Winwood, The Motels, A Perfect Circle gibi birçok ünlü isimle çalışan Fincher 1995 yılında Se7en filmi ile bir film yönetmeni olarak büyük bir çıkış yaptı.
David Fincher'ın yönettiği müzik videolarına buradan göz atabilirsiniz.
Fincher'ın en beğendiğimiz filmlerinden birkaçına göz atmadan önce filmlerinde kullandığı kendine has mühürlerinden bahsedelim biraz. Fight Club filminde Tyler Durden sayesinde şahit olduğumuz ekrana ara görüntü yerleştirme tekniğini Fincher da film içerisinde kullanmıştır. Flashback sahneler, karanlıktaki yüzü belirsiz silüetler, mavi yeşil tonlarında karanlık aydınlatmalar, sosyal açıdan başarısız ana karakterler de filmlerinde rastladığımız yaygın Fincher izlerinden yalnızca birkaçı.
Hadi o zaman, David Fincher'a ait 7 muhteşem filme biraz göz atalım!
Se7en (1995)
Kibir, açgözlülük, şehvet, kıskançlık, oburluk, öfke ve tembellik. Emekliliği yaklaşan Dedektif Somerset (Morgan Freeman) ve Mills obez bir adamın cinayetini soruşturmaya başlar. Cinayet mahalinin duvarında ise oburluk yazıyordur. Daha fazla cinayetin işlenmesiyle birlikte katilin, Hristiyanlığın 7 ölümcül günahından birini işleyen insanları kurban olarak seçtiği ortaya çıkar. Katil her bir günahkarı kendine özgü yöntemler ile öldürüyordur. Oscar adayı Se7en, hem David Fincher'ın hem de Brad Pitt'in kariyerinde dönüm noktası olarak gösterilebilir.Fight Club (1999)
Insomnia hastalığına sahip sıradan bir adam olan anlatıcının (Edward Norton) hayatı Tyler Durden ile tanışmasıyla birlikte tamamen değişir. İkisi Dövüş Kulübü adıyla bir topluluk kurarlar ancak topluluğun fikirleri ve amaçları bundan çok daha fazlasıdır. 1 adet Oscar adaylığı bulunan film, içerdiği düşünceler ile mutlaka izlenmesi gereken kült filmler arasına adını çoktan yazdırmış durumda.Panic Room (2002)
Boşanmış bir kadın olan Meg Altman (Jodie Foster) ve diyabet hastası kızı Sarah (Kristen Stewart) eski bir ev satın alırlar. Evde özel bir oda vardır, herhangi bir olay çıktığında sığınabilecekleri, evin kalanını izleyebilecekleri yüksek teknolojiyle donatılmış bir oda... Peki eve giren hırsızlara karşı bu oda onları yeterince koruyabilecek midir?Zodiac (2007)
Robert'ın (Jake Gyllenhaal) karikatürist olarak çalıştığı gazeteye kendini Zodiac olarak tanıtan bir seri katilden şifreler ve mektuplar gelir. Bu mektuplar vasıtasıyla gazetede çalışan Robert Graysmith, Paul Avery (Robert Downey Jr.) ve diğerleri, Dedektif David Toschi (Mark Ruffalo)'nin üstlendiği davaya karışmış olur. Aradan yıllar geçer ancak Zodiac'ın kimliğine dair bir bulgu ortaya çıkmaz. Zamanla herkes davadan ümidini keser ve dosya kapanır fakat Robert katilin peşini bırakmayacaktır.Social Network (2010)
You don't get to 500 million friends without making a few enemies. Harvard öğrencisi Mark Zuckenberg (Jesse Eisenberg), The Facebook isminde bir sosyal arkadaşlık sitesi kurar ve site ilk andan itibaren büyük ilgi görür. Mark ve arkadaşı/ortağı Eduardo Savarin (Andrew Garfield) sitenin büyümesi için Napster'ın kurucusu Sean Parker (Justin Timberlake) ile anlaşırlar. Facebook büyümeye devam etmektedir ancak Winklewoss kardeşler (Armie Hammer) sitenin onların fikrinden çalıntı olduğuna dair suçlamada bulunurlar. Üstelik Mark ve Eduardo arasında da anlaşmazlıklar yaşanmaya başlamıştır. 3 Oscar ödülüne sahip film Mark Zuckenberg'in hayatı üzerinden günümüzün en bilinen sosyal ağı Facebook'un kuruluş hikayesini anlatıyor.The Curious Case of Benjamin Button(2008)
Benjamin Button (Brad Pitt) diğer insanlardan farklı olarak yaşlı doğar, yıl aldıkça gençleşir. Bu özelliği ile genç yaşında çok fazla şey tecrübe eder, çok insanla tanışır ancak her şeyin ardından yolu çocuk yaşında tanıştığı Daisy (Cate Blanchett) ile kesişir. 3 Oscar ödülüne sahip film, hayatı farklı bir bakış açısıyla gözler önüne seriyor. Film hakkında detaylı incelemeye buradan ulaşabilirsiniz.Gone Girl (2014)
Evlilik yıl dönümlerinin olduğu gün Nick Dunne (Ben Affleck)'ın eşi Amy Dunne (Rosamund Pike) ortadan kaybolur. Çevredeki insanların ve medyanın odağı ise eşinin kaybolmasıyla hayatı dağılan Nick'e çevrilir. Yeni kanıtlar bulundukça suçlamalar artar, olayın perde arkasıysa bundan çok daha karmaşıktır. Film hakkında detaylı incelemeye buradan ulaşabilirsiniz. Bu filmlere ek olarak The Girl with the Dragon Tattoo (2011), The Game (1997), Alien³ (1992) filmlerinin yönetmenliğini yapan usta yönetmen son zamanlarda Mindhunter dizisinin yapımcılığı ve yönetmenliği ile ilgileniyor.İnsanlar "Bir sahneyi çekmenin milyon tane yolu vardır." derler, ama ben öyle düşünmüyorum. Bence iki tane vardır, o da belki. Ve ikincisi yanlıştır. David FincherKaynak: 1, 2
Yorum Bırakın