Bir Annenin İntikamı: Kokuhaku (İtiraflar)

Bir Annenin İntikamı: Kokuhaku (İtiraflar)
  • 1
    0
    0
    0
  • “Pat!” “O neydi?” “Değer verdiğiniz bir şeyin yok oluşunun sesi.” 2010 yılında vizyona giren Kokuhaku, izleyicide derin etkiler bırakan efsanevi bir Japon filmi. Yönetmen ve senarist koltuğunda Tetsuya Nakashima oturuyor. Japonya’da pek çok ödüle layık görülerek yabancı film dalında Oscar aday adaylığı kazanan bu başyapıt, bir intikamın nasıl en acıtıcı şekilde alınabileceğini şiirsel bir kurgu eşliğinde sunuyor bizlere. Hikayemiz Japonya’daki sıradan bir lisede geçiyor. Filmin ilk sahnesinde, 4 yaşındaki kızı öğrenciler tarafından öldürülen öğretmen Yuko Moriguchi (Takako Matsu) karşılıyor izleyiciyi. Dağıttığı sütleri içerken bir yandan da büyük bir gürültüyle konuşmaya devam eden çocuklara o sakin ses tonuyla bir şeyler anlatmaya çalışıyor. Yaklaşık 30 dakikayı böyle geçiriyoruz ve ardından sınıfın uğultusu kesiliyor. Öğrencilerin bakışlarına sadece korku hâkim oluyor. İstifa edeceğini açıklayan öğretmen Moriguchi, kızını öldüren kişilerin kim olduklarını bildiğini ve onları A ve B olarak adlandırıp içtikleri süte HIV virüsü taşıyan eşinin kanını karıştırdığını söylüyor. Bütün sınıfı kaplayan dehşetin ardından “Eee intikam alındı, peki şimdi ne olacak?” diye düşünmeden edemiyoruz. Fakat esas intikam buradan sonra başlıyor. A’ya göre B çok daha zayıftır. Gerçekten HIV virüsü kaptığına inanarak aklını kaçıracak ve bu delirmişliğin etkisiyle beraber annesini de öldürecektir. Durumdan son derece memnun olan öğretmen Moriguchi’nin ise artık tek hedefi A’dır. Çünkü o aşırı derecede bencil ve kendini gösterebilmek uğruna küçücük bir çocuğu katletmekten bile çekinmeyecek kadar vicdan yoksunudur. Virüs kaptığını öğrendiğinde delirmek yerine fazlasıyla sevinir. Eğer büyük bir hastalığa yakalanırsa, onu çok küçükken terk edip giden annesine bir şekilde haber verileceğini düşünerek mutlu olur. Hatta elektrik mühendisi olan annesinin dikkatini çekebilmek adına bir bilim projesi bile hazırlar. Proje yarışmasını kazandığı gün, bütün ailesini öldürüp gazetelere çıkan bir kız yüzünden kimse onunla ilgilenmez. Bu nedenle A çok sinirlenir. Aynı okulda okuduğu o kıza sinsi sinsi yaklaşır ve kısa bir süre sonra sevgilisi olmayı da başarır. Canavarca hisler barındıran insanların bile belki de yüce aşk duygusunun etkisine kapılarak iyileşebileceğini sanıyoruz o anlarda, fakat çok geçmeden yanıldığımızı anlıyoruz. Japonya’da, 14 yaşın altındaki çocukların işledikleri suçtan ötürü ceza almaması nedeniyle kendi adaletini kendisi sağlıyor Moriguchi. Son derece psikopat olan ve yasalar tarafından korunduğu için rahatça hareket edebilen A öğrencisiyle adeta kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyor. Çocuğun sürekli ulaşmaya çalıştığı annesi üzerinden ilmek ilmek dokuyor planını. Filmin ana hatları da bu ikili arasındaki amansız mücadelenin ekseninde çiziliyor zaten. Sessiz ve derinden ilerleyen bir soğuk savaş! İlk kısımda öğretmenin itirafları yer alırken, diğer kısımlarda A ve B öğrencisi ile ailesini öldüren kızın itirafları işleniyor. Herkes olayların nasıl geliştiğini aktarıp kendi tarafından yorumluyor bir nevi. Bu sayede tüm karakterlerin psikolojisini kolayca gözlemleyebiliyor, empati yapma şansını elde ediyoruz. Görsel efektler ve özellikle slow motion sahneleri ise buram buram kalite kokuyor. Hissedilmesi gereken duygu tam anlamıyla geçiyor izleyiciye. Ek bir parantez açmamız gerekirse; oyuncuların performanslarının ve inandırıcılığın muazzam olduğunu söyleyebiliriz. Bu filmi farklı kılan diğer önemli şey; doğallığı bozmadan, çevremizde her an yaşayabileceğimiz olağan bir durumu yalın ve şiirsel bir dille ifade etmesi! Gençlerin içinde yer alan şiddet eğiliminin kontrol altına alınmadığı taktirde nelere sebep olabileceğini gösteriyor. Ayrıca pek tabii ki hukuk kurallarının da belirli ölçüde revize edilmesi gerektiği gerçeğiyle karşılaşıyoruz. Çünkü biliyoruz ki suç oranını en aza indirgemenin yegâne yolu, cezaların caydırıcılığını arttırmaktan geçer. Toplumların kanayan yaraları ancak bu şekilde sarılıp giderilebilir. Fazlasıyla kan ve cinayet barındıran bu intikam filmini meraklılarına tavsiye ediyoruz. Bir dakikanızın bile boşa geçmeyeceğine eminiz. Sonunu tahmin edebilmeniz mümkün olmadığı için bitirdiğinizde “Vay be!” diyecek, böyle şiddetli bir hikâyenin nasıl bu denli sakin anlatıldığına ise hayret edeceksiniz. Şimdiden iyi seyirler dileriz. Kaynak: 1, 2

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.