Lords of Chaos ilk çıktığı günden beri black metal dünyasında tartışmalara neden olmuş bir kitap aslında. Kitapta anlatılan hikayeyi ise black metalin sadece adını duymuş kişiler bile biliyor. Norveçli Mayhem grubunun üyelerinden Euronymous ve çevresindekilerin başına gelenlerin hikayesi biraz dedikodu biraz gerçeklikle anlatılıyor kitapta ama bunu bile bile olsa da her black metal sevdalısı bu kitabı okumuştur. Hikayeyi bilmiyorsanız, bilgilendirici yazımızı okuyabilirsiniz.
https://www.wannart.com/norvecin-en-karanlik-hikayesi-lords-of-chaos/
Filmin çekilme dedikoduları yeni yeni yayılırken black metal dünyasındaki önemli isimleri zaten kızdırmıştı. Olayın içinde bulunan isimlerden bazıları ilgili, bazıları ise tamamen bu duruma karşı olsa da son sözü tabii ki hayranlar söyleyecekti ama onlar da en baştan bu saygı duydukları isimlerin ana akım izleyicisine sunulmasından memnun değillerdi.
Lords of Chaos, iyi noktaları olan ama bütününe bakınca kötü bir film. Eğer ana akım müzik ve sinemasına alışkınsanız ve black metal dünyasıyla hiçbir alakanız yoksa, bu filmin hedef kitlesindensiniz ama bunu küçümseyici görmeyin, izlediğinizde sizi eğlendirecek, heyecanlı bir hikaye anlatan ve bolca kan, pislik ve asabiyet içeren bir film izleyeceksiniz. Fakat filmi eleştirel bir bakış açısıyla izlerseniz aslında beğenilecek çok da bir şey olmadığını görebilirsiniz.
Öncelikle filmin bir hayli az olan iyi yönlerinden başlayalım. Dead Ohlin'in karakteri muazzam. Hal ve hareketlerinden sizi oturduğunuz yere zımbalayacak derecede dehşet verici intihar sahnesine kadar her şey aslında hakkında anlatıldığı gibi. Hayatı ölüme olan aşkıyla geçen Dead'in psikolojisi iyi ifade edilmiş. Film, sadece Dead için bile izlenebilir. Filmin diğer iyi yönleri ise izleyiciyi pek de büyülemeyen, kamera işçiliğinin arasına serpiştirilmiş birkaç hoş görüntülü sahneden, gerçek hayattaki fotoğraflardan esinlenen kareler ve kostümlerden ve filmde Mayhem'in orijinal şarkılarının çalmasından ibaret.
Filmin kötü yönleri ise izlenebilirlik açısından iyi yönlerini maalesef gölgede bırakıyor. Diyalog korkunç. Hayatınızda daha utanç verici, daha saçma ve kötü yazılmış bir diyalog duymanız mümkün mü bilmiyorum. Oyuncuların yeteneksizliğinden mi, senaryonun yetersizliğinden mi bilinmez ama oyuncuların ağızlarından çıkan her laf eğreti duruyor. Normal insanlar arasında geçen konuşmaların beceriksizce karikatürize edilmiş bir versiyonu sadece. Önünüzde biraz egolu, biraz sapık olsalar da kendilerinden büyük işlere (her türlü işe) kalkışan genç adamlar yerine küçük çocuklar konuşuyor sanki.
Büyük sorunlardan bir diğeri ise senaryonun başı ve sonu belli olan bu filmdeki karakterlere, değişecek ve gelişecek yer bırakmaması. Özellikle Euronymous'ın kız arkadaşını canlandıran Sky Ferreria'nın karakterinin filmdeki yeri süs amaçlı kullanılan bir vazodan farksız, ne gelişimi ne de bir amacı var. Varg ve Euronymous'un karakterlerinin gelişimi de hızlıca ve baştan savma. Filmde Dead ne kadar iyi canlandırılmış ve anlatılmışsa Varg bir o kadar çekilmez olmuş.
Gerçek Norveç black metalini konu alan bu filmin oyuncuları arasındaki İskandinav sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. Rory Culkin'in oyunculuğu dışında zaten sıkıcı, hatta kimi zaman kötü oyunculuklarıyla göze batmış bu ekip arasında kimse İskandinav aksanıyla konuşmak istememiş. Bu filmde, size Norveç'te olduğunuzu hatırlatan tek şey hikayenin orada geçtiğini önceden bilmeniz.
Sonuç olarak Lords of Chaos meraklısını, ilgilisini üzer ama asla izlenemez değil. Nefret edeceğimizi bile bile sistemimize büyük dozda aldığımız diğer film ve dizilerin bir diğeri sadece. Eğer hikayeyi biliyorsanız ve black metale ilginiz varsa kendinizden nefret ede ede ve filmde emeği geçen herkes adına utanarak izleyeceksinizdir. Eğer bu kitleden değilseniz de sizi kötü anlatılmış, fakat ilgi çekici bir hikaye bekliyor. Özellikle korku, gerilim ve gore severler için iyi bir hafta sonu filmi olabilir.
Yorum Bırakın