Kural Tanımazların Evi: Dadaizm

Kural Tanımazların Evi: Dadaizm
  • 2
    0
    0
    0
  • Dada, dadaizm veye dadacılık! Siz hangisini seçerseniz o. Çünkü burada bir kural yok. Dadaizm, I. Dünya Savaşı'nın ardından başlayan kültürel ve gündelik bir akımdır. Savaşa bir nevi tepki olarak ortaya çıkan dada, kural tanımaz bir bozguncudur. Sanatsal düzenlere karşı bir başkaldırış olarak nitelendirilebilen bu akım, bir grup genç sanatçı ve savaş karşıtı tarafından 1916 yılında Zürih'te Hugo Ball'in açtığı kafede bildirinin açıklanmasıyla resmiyete kavuştu. [caption id="attachment_76909" align="aligncenter" width="620"] Hugo Ball - Voltaire Kabaresi'nde Performans (1916)[/caption] Peki Dada Nedir?  Dada isminin nereden geldiği konusunda kesin bilgilere sahip olmamakla birlikte Fransızca'da "oyuncak at" anlamına geldiğini söyleyebiliriz. Dada isminin de herhangi bir anlamla bağdaşmamasını akımı yansıttığını söyleyebiliriz. Akımın yaratıcıları sözlükte rastgele açtıkları bir sayfada karşılarına çıkan Fransızca'da çocuk dilinde tahta at anlamına gelen bu kelimeyi gördüklerinde akımın isminin bu olmasına karar vermişlerdir. [caption id="attachment_76912" align="aligncenter" width="1232"] László Moholy-Nagy - The Olly and Dolly Sisters (1925)[/caption] Dada'nın Amacı Neydi? Bu akım dünyanın, yani savaştan sonra insanların yıkılışının, umutsuzluğunun ve bitmişliğin ardından ortaya çıkan felsefi bir yapıdan oluşmaktadır. Birinci Dünya Savaşı'nın ardından ortalıkta gezen kaos, dadanın oluşumunda büyük bir faktör olarak yer almaktadır. Dada akımının yazarları, kamuoyunu şaşırtmak ve sarsmak istiyorlardı. Zihinde yer edinmiş estetik kuralları yıkmak temel amaçlarından biriydi. Aynı zamanda burjuva değerlerinin tiksinçliğini, pisliğini, berbatlığını vurguluyorlardı. Dada akımının temsilcilerinden Tristan Tzara’nın çok bilindik sözleriyle akımda nasıl bir tavır takındıklarını görebiliriz. ”Kağıt parçaları üzerine sözcükler yazın, bunları bir şapkanın içine atıp karıştırın, sonra teker teker çekip bir kağıdın üzerine yazın.” [caption id="attachment_77258" align="aligncenter" width="550"] Man Ray- Glass Tears (1932)[/caption] Aklın Tutsaklığına Direniş Edebiyatta ve sanatta her türlü geleneğe, göreneğe ve kurala aykırı olan bu akım, bireyi tutsaklığından ve akla dayalı düzeninden kurtarmak ister. Çevresel faktörlerin etkiliği olduğu dönemde böyle bir akımın ortaya çıkması bilincin uyanışı anlamına da gelmektedir. Bireyselliğe dönüş akım sayesinde kendini edebiyat ve resimde göstermiştir. Buna örnek olarak akımın temsilcilerinden Tristan Tzara'nın, Cemal Süreya çevirisiyle, Dada Şarkısı başlıklı şiiri gösterilebilir. "Eldivene bürünmüştü bir yılan güvenlik musluğunu der demez kapadı yılan gömleğine dönüştü eldiven ve kucakladı hazreti Papa'yı"   Kaynak: 1, 2

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.