Bir Shakespeare Trajedisi: Kral Lear

Bir Shakespeare Trajedisi: Kral Lear
  • 2
    0
    0
    0
  • "Daha beteri olamaz diyebiliyorsak hala, En kötüyü tatmamışız demektir."

    Oyunları ve şiirlerinde insanlık durumlarını dile getiriş gücüyle yaklaşık 400 yıldır bütün dünya okur ve seyircilerini etkilemeyi sürdüren efsanevi yazar William Shakespeare, Kral Lear'da yozlaşan dünyanın çaresi olmayan çöküşünü ele alır. Bu oyunun kurgusu, karakterleri, felsefeli konuşmaları, evrenselliği ve zaman aşımına uğramayacak insani boyutuyla ortaya çıkan görünüm, Shakespeare'in hiçbir tragedyasında görülmeyen ölçüye ulaşır. Kral Lear, Shakespeare tragedyalarının en evrenseli ve en şiirseli sayılmaktadır. Yazarın öbür tragedyalarında olduğu gibi burada da insan sorunu ele alınmıştır. Oyunda insanın, insan olabilmek ve insanca bir yaşam sürdürebilmek için, önce kendini ve çevresini tanıması, kendisi ve çevresiyle olan ilişkilerinde ise, sürekli olarak gerçeği görmeye çalışması ve buna uygun davranması gerektiği vurgulanmaktadır. İnsanın yaptığı bir yanlış yüzünden insanlığını yitirebileceği, bunu yeniden kazanabilmek ya da öğrenebilmek içinse zorlu bir deneyimden geçmek zorunda kalacağı belirtilmektedir. Yaşlı bir kral varmış, bu kral günün birinde artık yaşlandığı, rahat etmek istediği için krallığını; üç kızı arasında paylaştırmak istemiş gibi, basit bir masal havasında olan oyunun birinci bölüm birinci sahnesi, bu denli şaşırtıcı bir yalınlık içinde ve birdenbire söz konusu ilişkileri ve kavramları irdelenmek ve yeniden yerli yerine oturtmak için bozmaya yetmiştir. İlk sahnede Kral herkesin bildiği gerçeği törensel ve ritüel bir söylevle açıklarken Kent ve Gloucester gibi biz de durumun anlam kazanmasını, Kral'ın davranışına bir açıklama getirmesini bekleriz. Ancak tam tersine her şey giderek anlamsızlaşır. Şanlı Kral'ın o güçlü, kararlı sesinin arkasına gizlenen ne yaptığını bilmez duygusal bir ihtiyar, şımarık bir çocuk, bencil bir adam, akılsız ve sorumsuz bir Kral vardır. Baştan sona çelişki içindedir. Düşüncesi durmadan değişmektedir. Söylediklerinin tam tersini yapacak, ne diyorsa tam tersi olacaktır. Ülkesini kızları arasında paylaştırmasına, geleceği gören bir Kral gibi, ironik bir tavırla ileride bir karışıklık çıkmamasını gerekçe gösterirken tüm sorumluluklarından sıyrılmak, bundan böyle rahat, dertsiz, tasasız bir yaşam sürmek istediğini de açıklar. Oysa oyunda daha sonra hem karışıklık çıkacak, hem de krallık yükünü sırtından atsa bile Lear'ın insan olarak yükü çok daha artacak, çekmediği kalmayacaktır.  Sevginin yarışmaya sokulması seksen yaşında bir ihtiyar için olağan sayılabilir, ama kocamış da olsa bir Kral'ın böyle bir şeye kalkışması, üstelik gerçek sevgiye değil de buram buram ikiyüzlülük kokan aşırı sevgi gösterisine ödün vermesi bağışlanacak bir şey değildir. Her an pohpohlanmanın, dalkavukluğun binbir çeşidi ile karşı karşıya olan bir Kral'ın bunu gerçekten, gerçek sevgiden ayıramaması büyük bir suç sayılmalıdır. Ülkesinin geleceği açısından böyle bir Kral'ın yönetiminin ne denli zararlı sonuçlar doğurabileceği açıktır. Bu açıdan bir baba olarak suçludur ama yönetimi başkalarına bırakıyor da olsa bir Kral olarak çok daha suçlu sayılması gerekir. Shakespeare, oyunda önce bozduğu sonra yeniden kurduğu düzenle insana ilişkin temel sorunları yerel bir çerçeve içinde evrensel boyutlarda irdelemeye çalışmış; insana özgü ilişki ve değer yargılarını, karşıtlarını da göz önüne alarak incelemiştir. İnsanın kolayca yanlışa düşebileceğini, yaptığı bu yanlışı acı çekerek ödeyeceğini vurgulamakla birlikte; insanın kendine uzaktan bakmayı bilerek ve sürekli gerçeği görmeye çalışarak bu tür yanlışlara düşmeyeceği yanıtını da getirmiştir. Kaynak:1,2

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.