Advertisement
Advertisement

Amerika Tarafından 1776 Yılında İlan Edilen Bağımsızlık Bildirgesi

Amerika Tarafından 1776 Yılında İlan Edilen Bağımsızlık Bildirgesi
  • 3
    0
    0
    0
  • 1492 yılında Kristof Kolomb tarafından keşfedilen Amerika Kıtası, zengin yer altı kaynakları ve köle olarak kullanılabilecek insan sayısının çokluğu nedeniyle adeta Avrupalı devletlerin hücumuna uğradı. Kolomb’un en büyük destekçisi olan İspanya, diğer devletler arasından hızla sıyrılacak ve sömürgecilik yarışında fazlasıyla avantajlı bir konuma yükselecekti. İspanyollar gücünü kaybettikten sonra ise 1500’de Portekizliler, 1534’te Fransızlar ve 1603’te İngilizler Yeni Dünya’ya hâkim oldu.

    Fransa ile girdiği Yedi Yıl Savaşları’ndan galip olarak ayrılan İngiltere, 1763 yılında imzalanan Paris Antlaşması’ndan sonra ipleri ciddi anlamda eline alarak Fransa’yı kıtadan tamamen uzaklaştırdı. Diğer Avrupalı devletlerin artık "Üzerinde Güneş Batmayan İmparatorluk" unvanını alan İngiltere'ye karşı boyun eğmekten başka çaresi yoktu.

    Kristof Kolomb

    Amerika’ya çok farklı nedenlerle gelen göçmenler, 13 koloniye yerleşerek kısa süre içerisinde geliştiler. Kıtanın büyük bir bölümü Avrupa etkisinde olsa da nüfus ve zenginlik bakımından hızla ilerliyorlardı. Bu nedenle anayasa hazırlamaya ve eşit haklardan oluşan bir birlik kurmaya karar verdiler. Kendilerine dayatılan ağır vergilerden bıkıp 1774 yılından itibaren İngiltere’ye isteklerini kabul ettirebilmek adına silahlı mücadeleye giriştiler ve daha sonraları bu isteklerini bağımsızlık savaşına dönüştürerek Amerikan Devrimi'ni başlattılar.

    Toplanan I. Philadelphia Kongresi'nde koloni meclislerinin onayı olmadan vergi alınmaması kararlaştırıldı. II. Philadelphia Kongresi'nde ise General George Washington komutanlığında bir ordu kurulması istendi. İngiliz asıllı bir aristokrat olan Washington, bütün enerjisini Amerika’nın hizmetine harcıyordu.


    George Washington

    En nihayetinde Fransa ve İspanya’nın da desteğini alan 13 koloni, 4 Temmuz 1776’da ayrı bir Amerikan bayrağıyla beraber Thomas Jefferson’ın yazdığı “Bağımsızlık Bildirgesi”ni ilan etti. Her ne kadar İngiltere bu duruma karşı çıkıp savaşı 7 yıl daha uzatsa da 1783 yılına gelindiğinde imzalanan Versay Antlaşması ile Amerika’nın bağımsızlığını resmi olarak tanımak zorunda kalacaktı. Gelin, dünya tarihine yön veren belgelerden birisi olan bu bildirgeyi hep birlikte inceleyelim.

    (Bildirgenin orijinali, günümüzde Washington'daki devlet arşivinde muhafaza ediliyor.)

     

    (Kısaltılmıştır!) 


    İnsanı ilgilendiren olayların akışı içinde bir halkın kendini bir başka halka bağlayan siyasal bağları koparmak, Tanrı’nın ona dünya güçleri arasında bağışladığı eşit yeri almak gereğini hissettiği zaman, insanlığın fikirlerine duyduğu yerinde saygı, o halkı bu ayrılmaya zorlayan nedenleri açıklamakla yükümlü kılar. Tüm insanların eşit yaratıldığını, Yaradanları tarafından kendilerine devredilemez hakların verildiğini ve bu hakların Yaşam, Özgürlük ve Mutluluğa erişme hakları olduğunu kabul ediyoruz. Bu hakları güvence altına almak amacıyla insanlar arasında adil güçlerini, yönetilenlerin onayından alan yönetimler kurulur. Herhangi bir yönetim biçimi bu hedefler için zararlı olmaya başladığında, bu yönetimi değiştirmek ya da feshetmek ve güvenlikleri ile mutluluklarını etkilemesi halinde güçlerini düzenleyip temelini ilkelere dayandırarak yeni bir yönetim kurmak halkın hakkıdır.

    Sürekli aynı amacın peşinde uzun bir yolsuzluklar ve zorbalıklar silsilesi, halkı mutlak bir despotizme sürüklemek niyetini açığa vurursa, o zaman böyle bir yönetimi yıkmak ve gelecekteki güvenlikleri için yeni koruyucular seçmek, o halkın hakkı ve görevidir. İşte bu kolonilerin sabırla katlandıkları durum budur. Büyük Britanya’nın şu anki kralının dönemi, hepsi bu devletler üzerinde mutlak bir zorbalık kurma amacıyla tekrarlanan zararların ve yağmaların dönemi olmuştur. Bunu kanıtlayabilmek için gerçeklerin dürüst dünyaya sunulması gerekmektedir.


    Bildirgeyi yazan Thomas Jefferson

    Kamu refahı için en sağlıklı ve gerekli olana yasalara onay vermeyi reddetmiştir. Onayı alınana kadar, yürütmeleri askıda olmadığı sürece valilerin acil ve büyük öneme sahip yasaları çıkarmaları yasaklanmıştır…

    Geniş halk kitlelerinin barınmalarına ilişkin pek çok yasayı çıkarmayı reddetmiştir. Yasama kurumlarını; kendi fikirleriyle uzlaşmalarını sağlayana kadar tüketmek amacıyla, devlet arşivinin bulunduğu yerden uzak, alışılmadık ve uygunsuz yerlerde toplantıya çağırmıştır. İnsanların haklarına yaptığı saldırılara mert ve sert bir şekilde karşı durdukları için Temsilciler Meclisi’ni devamlı olarak dağıtmıştır… 

    Yargı gücü kurmak üzere hazırlanan yasalara onay vermeyi reddederek yargı idaresini engellemiştir. Yargıçların görev sürelerini, maaşlarının miktarını ve ödeme biçimini sadece kendi iradesine bağlı hale getirmiştir…

    Mevzuatımızın onayı olmadan barış zamanında aramızda daimi ordu bulundurmuştur. Askeriyeyi sivil güçten bağımsız ve üstün hale getirmeye çalışmıştır. Bizi anayasamıza yabancı ve yasalarımız tarafından tanınmayan bir yargı biçimine bağlı hale getirmek için, başkalarıyla iş birliği yapmış ve sahte mevzuatlarının yasalarına onay vermiştir.

    ...

    Denizlerimizi talan etmiş, kıyılarımızı harap etmiş, kentlerimizi yakıp yıkmış ve halkımızın yaşamını mahvetmiştir. Bu sırada, barbarlık zamanlarında yapılanlardan bile daha beter ve uygar bir ulusun liderlerine yakışmayan; gaddarlık ve zalimlik şartları altında zaten başlamış olan ölüm, yalnızlık ve zorbalık çalışmalarını tamamlamak üzere yabancı paralı askerlerden kurulu büyük orduları sevk etmiştir. Açık denizlerde esir tutulan kendi vatandaşlarımızın hepsi kendi ülkelerine silah doğrultmaları, kendi arkadaşları ve kardeşlerinin katili olmaları veya kendi elleriyle kendilerini öldürmeleri için zorlanmıştır. İç ayaklanmaları kışkırtmış ve sınır bölgelerinde oturan, bilinen savaş yöntemleri; bütün yaş, cinsiyet ya da hâl gözetmeksizin herkesi yok etmek olan acımasız Kızılderili vahşileri geliştirmeye çalışmıştır.

    Bu baskıların her evresinde düzeltme yapılmasını en mütevazı şekilde talep ettik. Durmadan yinelediğimiz ricalarımızın karşılığı, durmadan uğradığımız kayıplar oldu. Karakteri her şekilde bir zorbayı tanımlayan eylemlerle kendini gösteren bir prens, özgür halkın hükümdarı olmak için uygun değildir. Britanyalı kardeşlerimizden de bir şey istemiyoruz. Mevzuatlarının üzerimizde izin verilemez bir yargı gücü kurma girişimleri konusunda onları zaman zaman uyardık. Buraya hangi koşullar altında göç edip yerleştiğimizi onlara anımsattık. Doğal adalet ve yüce gönüllerine seslendik, akrabalık bağlarımıza dayanarak kaçınılmaz olarak bağlantımızı ve haberleşmemizi kesecek olan bu yağmaları reddetmelerini rica ettik. Fakat onlar da adaletin ve kan bağımızın feryatlarına kulaklarını tıkadılar. Bu yüzden, sırf gereklilikte ayrılığımızı ilan ederek bütün insanlığı gördüğümüz gibi onları da savaşta düşman, barışta dost olarak gördüğümüzü bildirmek zorundayız.

    Bu genel kongrede toplanan Amerika Birleşik Devletleri'nin temsilcileri olarak ve dürüst niyetlerimizle dünyanın yüce hâkimine başvurarak, bu kolonilerin iyi insanları adına onların verdiği yetkiyle birleşik kolonilerin özgür ve bağımsız devletler olduklarını; Britanya Krallığı'na karşı her türlü bağımlılıklarının sona erdiğini, bu kolonilerle Büyük Britanya devleti arasındaki siyasal ilişkilerin bittiğini, özgür ve bağımsız devletler olarak savaş açmak, barış ilan etmek, ittifaklar kurmak, ticaret düzenlemek ve diğer tüm bağımsız devletlerin gerçekleştirme hakkına sahip oldukları bütün eylemleri gerçekleştirebileceklerini ve sayılanların hepsini yapmaya hakları olduğunu resmi bir şekilde ilan eder ve yayımlarız.

    İlahi takdirin korumasına dayanarak bu bildirgenin müdafaa edilmesi için karşılıklı olarak yaşamımız, servetimiz ve kutsal onurumuz adına ant içeriz.

    Bu bildirge ile bağımsızlığını ilan eden Amerika, sınırsız doğal kaynaklarıyla hızla gelişti ve daha 1867 yılına gelindiğinde hemen hemen bugünkü sınırlarına ulaşmayı başardı. Ayrıca devrim hareketiyle birlikte sömürge bağlarını koparmak isteyen diğer halklara da örnek oldu.  

     

    Kaynak: 1,
    İhsan Burak Birecikli "Amerika'nın Kuruluşu ve ABD-Avrupa İlişkileri"
    Oral Sander, İlkçağlardan 1918'e Siyasi Tarih  


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.