Bir Arayış Hikayesi: Sir Gawain ve Yeşil Şövalye

Bir Arayış Hikayesi: Sir Gawain ve Yeşil Şövalye
  • 4
    0
    0
    1
  • "Ağaçlar ve toprak yeşile bürünmüştü. Kuşlar yuva­larını yapmak için uçuşuyor, neşe içinde ötüyor, böylece gelmekte olan tatlı yaz havasını müjdeliyorlardı."

    "Sir Gawain ve Yeşil Şövalye", Kral Arthur ve Yuvarlak Masa Şövalyelerinden Sir Gawain'in dürüstlük sınavını eğlenceli bir şekilde okuyucuya sunan önemli romanslardan biridir. İngiliz edebiyatının yapı taşlarından biri olmasının yanında dönemin İsa ve Kutsal Kase esintilerini taşıyan eseri okurken, özellikle tasvire yer verilen dizeler dikkatinizi dağıtabiliyor. Buna rağmen sonlara doğru heyecanı artırarak vermek istediği mesajı şaşırtıcı finaliyle okuyucuya vermeyi başarıyor.
    Bu romansın hangi tarihte yazıldığı kesin olarak bilinmemekle birlikte, III. Edward'in ünlü "dizbağı nişanı", bu tarihin saptanması için bize az çok bir ipucu veriyor; çünkü, romansın sonundaki "Honi Soit Qui Mal Y Pense (Kötülük düşünene yazıklar olsun)" sözleri, bu nişanın üzerinde de yer almaktadır. Bu durumda, romansın tarihi, 1345'ten sonraya düşüyor; ama yine de kesin bir tarih saptanamıyor. Öte yandan yapıttaki mimarlık, silah ve kılık betimlemeleri bu tarihi XIV. yüzyılın sonuna yaklaştırıyor. Romansta kullanılan dilse bizi bu konuda pek aydınlatamıyor. Orta Çağ romanslarının çoğu gibi Sir Gawain ve Yeşil Şövalye de Fransızca bir şiirden esinlenmiştir. Bu şiir bulunamamış olmakla birlikte belli başlı iki öyküden esinlendiği sanılmaktadır:
    1. The Challenge adlı bir öyküde, tıpkı Yeşil Şövalye gibi doğaüstü bir yaratık, öyküdeki kahramanın yiğitlik ve gözüpekliğini ölçmek ister;
    2. The Temptation adlı ikinci öyküdeyse, kahraman,yine kendisini aldatmak isteyen bir kadına karşı direnir ve böylece kadının kocasını bir büyünün etkisinden kurtarır.
    Her iki öykü de, bu romanstaki ahlaksal derinlikleri ve erdemleri içermemektedir. Romanstaki yabanıl doğayı betimleyen portreler, kılık betimlemeleri, av sahnelerinin hiçbiri, Fransız romanslarından esinlenilmemiştir. KISA ÖZET Sir Gawain ve Yeşil Şövalye’nin hikayesi, Christmas arifesini kutlamak için Kral Arthur’un ülkesinin insanlarının Camelot adlı sarayda bir araya gelmesi sahnesi ile başlar. Kutlamaların doruk noktaya ulaştığı bir sırada, ilginç bir şekilde yeşil bir şövalye kutlama salonuna girer. Yeşil şövalye geliş amacını açıklar ve kendisi ile düello yapmak isteyen gönüllü olup olmadığını sorar. Kral Arthur’un yeğeni Sir Gawain, cesareti ve şövalye geleneklerine göre etmiş olduğu yemin çerçevesinde düelloyu kabul eder. Burada yazar, şövalyeliğin şartlarından olan cesaret ve sadâkati Sir Gawain’in davranışında test etmektedir. Düello, halk hikayelerinde veya masallarda olduğu gibi çok ilginçtir. Yeşil Şövalye, Sir Gawain ile bir anlaşma yapar. Buna göre, elindeki baltayı Sir Gawain’e verir ve başını kesmesini ister. Anlaşmaya göre, bir yıl bir gün sonra da Yeşil Şövalye aynısını Sir Gawain’e yapacaktır. Sir Gawain, Yeşil Şövalyenin başını keser ve Yeşil şövalye de salondaki insanların şaşkın bakışları arasında başını yerden eline alarak çıkıp gider. Sir Gawain, geleneklere göre, hazırlıklarına hemen başlar. Bir yıl geçtikten sonra Sir Gawain, Yeşil Şövalyeyi bulmak için silahlarını kuşanarak yola koyulur. At üzerindeki maceralı bir yolculuktan sonra, kendisini İngiltere’nin Galler bölgesinde ormanlık içinde bir sarayda bulur. Orada misafir olmayı arzu eder ve bu arzusu ev sahibi tarafından kabul edilir. Orada da aynı şekilde Christmas kutlamaları yapılmaktadır. Ev sahibi, üç gün orada kalmasını ister ve sonra da kendisini Yeşil Şövalye ile buluşacakları yere götüreceğini söyler. Sir Gawain de bunu kabul eder. Bu süre içinde, Sir Gawain evde kalır ve ev sahibi de her gün ava gider. Av, Ortaçağ'da İngiliz toplumunun ve kültürünün bir parçasıydı. Sir Gawain evde yalnız kaldığı sırada ev sahibinin hanımı kendisi ile ilişki kurmak ister. Sir Gawain, bu ilişkiyi reddeder. Kadın sonunda sadece bir öpücük verebilir. Aslında kadın, hikayenin olay örgüsü içinde şövalyenin verilen söze sadâkatini, ahlâkını ve dini hassasiyetini test etmek için bir araç olarak kullanılmaktadır. Sonuçta, kadın kendisine yeşil bir kemer verir ve bunun kendisini tehlikelerden koruyacağını söyler. Üçüncü günün sonunda ev sahibi, Sir Gawain’i gideceği yere kadar götürür. Ev sahibi aslında Yeşil Şövalyenin kendisidir. Yeşil Şövalye, anlaşma gereği baltayı Sir Gawain’in boynuna vurur, fakat balta hafif kayınca Sir Gawain’inin boynunu kesmez. Bu durum üç defa tekrarlanır. Sonuçta Sir Gawain yaralı olarak kurtulur ve ülkesine geri döner. Sir Gawain, ülkesine geri döndükten sonra kahramanlar gibi karşılanır ve adına şölenler düzenlenir. Sir Gawain ve Yeşil Şövalye'nin hikayesinin sonucu ile ilgili olarak iki görüş ileri sürülmektedir. Birinci görüşe göre, Sir Gawain başarılı bir şekilde geri dönmüş ve sözünü tutarak şövalyeliğin onurunu korumuştur. İkinci görüşe göre, Sir Gawain başarısız olarak geri dönmüştür. Çünkü, sağ olarak geri dönmesinde Yeşil Şövalyenin hanımının kendisine vermiş olduğu yeşil kemerin sihirli gücünün etkisi olduğu ileri sürülmektedir. Dolayısıyla, başarı Sir Gawain’in kuvvetinde değil yeşil kemerin sihirli gücünde yatmaktadır. Sonuç ne olursa olsun, Sir Gawain ve Yeşil Şövalye'nin hikayesi, konuları, karakterleri, anlatım yönü, zaman, çevre ve kahramanlık teması açılarından şiirden çok farklıdır. Bu özellikler, derin bir halk edebiyatı, folklor ve kültür zenginliği yansıtır ve birçok alegorik yorumları da içinde saklamaktadır. Hikaye, bir saray şiiri olarak eğlendirmeyi amaçlarken, ritüeller ve mitsel tonlaması ile çok derin bir edebiyat geleneğinin devamı olarak göze çarpar. Buna ek olarak, Ortaçağ Şövalyelik ideallerinden olan kahramanlık, cesaret, nezaket, ahlâk, söze sadâkat ve macera gibi konuları itibariyle bu yapıt, tüm Ortaçağ kültürüne ışık tutarak romansal özellikler taşıyan bir başka yapıt olarak İngiliz yazınında yerini almaktadır. Yeşil Şövalye'nin simgesel olarak doğayı temsil etmesi ve ne olursa olsun en sonunda doğanın her zaman intikamını insanoğlundan alacağının bir göstergesidir. Sir Gawain'in kalkanındaki pentagram şövalyeliğin beş erdemini simgeler (sadakat, dürüstlük, kibarlık,yiğitlik, cömertlik). O günden sonra hiç çıkarmadığı yeşil kuşağı ona her zaman zaafını anımsatır ve bir daha zaaflarına yenik düşmemesi için birer hatırlatıcı olur. Kaynak: 1,2,3

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.