1891 yılında basılan Dorian Gray'in Portresi, cinsel tercihleri ve yaşam tarzıyla bulunduğu dönemde tepkileri üzerine toplayan Oscar Wilde'ın tek romanıdır. 19. yüzyıl İngiliz toplumunda pek tasvip edilmeyen estetikçiliğin savunucularından biri olan Oscar Wilde'ın bu romanı ahlaksızlıkla suçlanmış, buna karşılık ise Wilde, sanatın özünde ahlak dışı olduğunu vurgulamıştır. Dorian Gray'in Portresi, zamana meydan okuyan ve defalarca beyaz perdeye uyarlanan bir eserdir. Dorian Gray's Portrait (1910), The Picture of Dorian Gray (1945), Dorian Gray (2009) yapımlarında hikaye sinemaya aktarılmıştır. The League of Extraordinary Gentlemen (2003) ve Penny Dreadful (2014-2016)'da ise karakterimizi, aynı hikayeye sahip ancak farklı kurgular içerisinde görmekteyiz. Konuya kısaca göz atalım. Dorian Gray, güzelliğiyle etrafındaki insanları büyüleyen bir gençtir. Ressam arkadaşı Basil Hallward'ın evinde tanıştığı Lord Henry Wotton, en önemli şeyin gençlik ve güzellik olduğu konusundaki görüşleriyle Dorian'ın aklını bulandırır ve Dorian, kendisi yerine portesinin yaşlanmasını diler. Kısa süre sonra fark edecektir ki dileği gerçek olmuştur ve portre onun laneti haline gelmiştir. [caption id="" align="alignnone" width="640"] The Picture of Dorian Gray(1945)[/caption]Bir hüznün resmi gibi
Kalbi olmayan bir yüz
1. İyi niyetlerde bir uğursuzluk vardır. Her zaman geç kalırlar.
2. Bilmek her şeyin sonu olur. Çekici olan bilmemektir. Sis, her şeye harika bir güzellik katar.
3. Ben birisinden çok fazla hoşlandım mı onun adını hiç kimseye söylemem. Onun kimliğinden bir parçayı başkasına teslim etmek gibi bu bana. Gizli kapaklılığı sever oldum zamanla. Çağdaş yaşamı gözümüzde gizemli, büyülü tek şey bu gibi geliyor bana. Gizli tutarsan en sıradan şey bile tatlı, zevkli olabiliyor.
4. Doğal olmak da yapmacıklıktan başka bir şey değildir, hem de yapmacıklıkların en sinir bozucusu, bence.
[caption id="" align="aligncenter" width="900"] Dorian Gray(2009)[/caption]5. Hissedilerek çizilmiş her portre ressamın bir portresidir, modelin değil. Modelin orada bulunması yalnızca resmin yapılmasına yol açan rastlantı, bahanedir. Ressamın gözler önüne serdiği kişi o değildir; tersine, renkli tuvalin üzerinde açıklanan, ressamın kendi kişiliğidir.
6. Kendimizdeki kusurları başkalarında görmeye hiçbirimiz dayanamayız.
7. İnsanın birini etkilemesi demek ona kendi ruhunu vermesi demektir.
[caption id="" align="alignnone" width="590"] Dorian Gray in The League of Extraodinary Gentleman[/caption]8. Yaşamanın amacı kişinin kendini geliştirmesidir. Doğamızın gereğini kusursuz olarak gerçekleştirmek. İşte her birimizin burada olmasının nedeni budur. Oysa şimdilerde insanlar özbenliklerinden korkuyorlar.
9. Sözcükler! Basit, sıradan sözcükler! Nasıl da korkunçturlar! Nasıl duru, canlı ve acımasız! İnsan onlardan kaçamıyordu.
10. Ruhun acısını yalnızca duyular alır, nasıl ki duyuların acısını alabilecek tek şey de ruhtur.
11. İyi sanatçılar yalnızca ürünlerinde var olurlar, bunun sonucu olarak da kişilikleri silik kalır.
12. Güzel günahlar da, güzel nesneler gibi, zengin insanların işidir.
13. Bütün ağır suçlar bayağıdır, aynı zamanda bütün bayağılıklar da ağır bir suçtur.
14. Sanatın eylem üzerinde etkisi yoktur. Sanat eyleme geçmek isteğini yok eder.
15. Yaşayın! İçinizdeki şahane ömrü sürün. Hiçbir şey boşa gitmesin. Her an yeni heyecanlar arayın. Hiçbir şeyden korkmayın. Şu varlığınızla yapamayacağınız hiçbir şey yok.
Kaynak: 1, 2Ah, Dorian, keşke seninle yer değiştirebilsem! Çevremiz ikimizi de çoğu kez kınadı, ama sana her zaman taptı. Her zaman da tapacak. Sen çağımızın hem aradığı hem de bulmaktan korktuğu imgesin. Ömründe tek bir şey üretmediğine öyle seviniyorum ki! Ne bir heykel yonttun ne bir resim çizdin ne de herhangi bir şey ortaya çıkardın, kendin dışında! Yaşam senin sanatın oldu. Sen kendi kendini besteledin. Yaşadığın günlerdir senin şiirlerin.
Yorum Bırakın