Koca bir hayat, eline verilmiş gibi… Hiç tanımadığın bir yabancının hikâyesiymiş de, içine hapsolmuşsun gibi.

Var mı Anlayacak Biri, Bir Yabancının Hayatına Sızarım Ondan Habersiz.

Bu metin, suje (özne) ve obje (nesne) arasındaki ontolojik ilişkiyi felsefi ve sanatsal perspektiflerden ele almaktadır.

postmodernizmin sanat ve felsefe üzerindeki etkilerini incelerken, belirsizlik ve değişim kavramlarının nasıl merkezi bir rol oynadığını ve sanatçıların eserlerinde nasıl manipülatör olarak hareket ettiklerini ele alır. Jean Baudrillard ve Jean-François Lyotard gibi düşünürlerin postmodernizm konusundaki görüşleri de yazının ana temalarından biridir.

Sanat, güzellik ve iyiliği bir araya getirerek insan doğasını derinlemesine ele alır ve hakikati estetik bir deneyimle açığa çıkarmayı amaçlar. Sanat eserleri, güzellik ve hakikatin ontolojik bağını yansıtarak, izleyicilerine duygusal ve ahlaki bir derinlik sunar.

Sanat derinliklerimizdeki karanlık yönleri titizlikle işleyen bir aynadır.

Sanat hayatında gerek kitaplardan gerekse çağdaş dünyadan karışıklık olsun her şekilde hayatımı değiştiren ve ucundan da olsa bana dokunan insanları kafamın içinde yaşatmayı bilen ve onları sürekli olarak kendi benliğimde var bu yazımda da hayatıma bir şekilde dokunmuş olan Bünyamin Özgültekin’den bahsedeceğim

Ruhsallık, Gerilim, İç Hakikatler kavramların Akımı

Sanatın Tepkisel anlamda var olma güdüsünün soyut kavramları

Francıs Bacon'ın Et ve Figür eserinde toplumsal olayların yansıması