Kimi zamanlar arzuladığımız kaçışı sanat yapıtlarında ararız. Sinemanın tarihsel akışı içinde kaçışı merkeze alan birçok farklı filme rastlayabiliriz. Geçmişten bugüne farklı türlerden farklı kaçış öyküleri içeren filmlere dair bir derleme:
1.THE THİRD MAN (1949)
Yer, İkinci Dünya Savaşı sonrası Viyana'sı. Arkadaşının çağrısı üzerine Viyana'ya gelen bir ucuz roman yazarı, kendisini beklemediği bir gizemin içerisinde bulur. Polis ve suçlu çerçevesinde gelişen filmde gerilim atmosferin de etkisiyle baştan sona değin devam eder. Senaryosu İngiliz yazar Graham Greene tarafından kaleme alınan filmin yönetmenliğini Carol Reed yapmıştır.
2. A MAN ESCAPED (1956)
Gerçek bir hikâyeye dayanan film, Fransız yönetmen Robert Bresson'un başyapıtlarındandır. Filmde Naziler tarafından esir alınan Teğmen Le Fontaine'e odaklanıyoruz. Kurtulmak için planlı şekilde çalışmaya başlayan mahkûmun kurtuluşunu yapacağı seçimler belirleyecektir.
3. THE 400 BLOWS (1959)
Yeni Dalga'nın öncü isimlerinden François Truffaut'nun ilk uzun metraj filmidir. Antoine Doinel'in perdedeki macerası bu filmle başlar. Bir günlüğüne yaptığı eylemle Doniel'in hayatı farklı bir yöne doğru evrilmeye başlayacaktır. Truffaut'nun hayatından izler taşıyan filmde küçük bir çocuğun ailesine ve sosyal hayata nasıl adım adım yabancılaştığına şahit oluruz.
4. THE GREAT ESCAPE (1963)
John Sturges tarafından yönetilen filmde İkinci Dünya Savaşı sırasında Almanlara esir olan müttefik subaylarının toplu firar girişimlerine odaklanıyoruz. Birçok karakterin kamp içi ve dış dünyadaki hayatlarından kesitler sunan film, bir taraftan soluksuz bir macerayı sergilerken bir taraftan da trajik bir sona götürüyor bizleri.
5. BADLANDS (1973)
Terrence Malick'in ilk uzun metrajı olan filmde toplumun farklı kesimlerinden iki aşığın hikâyesini görüyoruz. İşlenilen bir suçtan dolayı çıkılan serüvende yaşanılanlar, eşsiz görsellerle bütünleşiyor. Serüven sırasında karakterlerin yaşadığı değişimlerle yabancılaşmaya farklı bir açıdan göz atıyoruz.
6. BRAZİL (1985)
Distopik bir evrende geçen Terry Gilliam filmi. Totaliter bir rejimin içinde varlığını sürdürmeye çalışan bir memur karşılıyor bizleri. Gerçekle hayalin birbirine karıştığı filmde Sam Lowry'nin tek sığınağı düşleridir. Film, içerik yönünden benzerlikleri dolayısıyla, çekimleri sırasında "1984 Buçuk" olarak adlandırılmıştır.
7. THELMA & LOUİSE (1991)
Ridley Scott tarafından yönetilen filmde iki kadının monoton hayatlarından uzaklaşma serüveni anlatılıyor. Suçun, maceranın, dramın birbirine karıştığı bir yapıt. Çıkılan yolculukta yaşananlarla kadınların karşılaştıkları zorluklara ayna tutulur. Film, sinema tarihinin en sarsıcı sonlarından birisine sahiptir.
KAYNAK
Güzel 🙂