Şunu unutmamak gerekir ki mitolojik hikayelerde birden farklı birçok hikaye duyabiliriz, birinden birine yanlış denilebilecek hikayeler değil siz de takdir edersiniz ki. Bugün benim de daha önce hem üniversitede ders olarak aldığım hem de online seminer olarak katıldığım mitoloji/mitolojik eserler derslerinden öğrendiğim konular üstüne ufak bir mit bırakıp kaçmak istiyorum, bunu ara ara yapacağımı düşünüyorum çünkü hem konuşmayı hem de dinlemeyi sevdiğim şeylerden bir tanesi. 

Yunan mitolojisi adıyla Herakles, bizimse daha çok Roma mitolojisindeki adıyla aşina olduğumuz Herkül bilindiği üzere ölümsüz baş tanrı Zeus'un bir ölümlü kadından yani Alkmene'den olan oğludur. Alkmene'yi elde etmek için tıpkı başka kadın ve tanrıçalarda olduğu gibi Nuri Alço Zeus'un mitolojide kılıktan kılığa girdiğini bilmeyen yoktur. İşte tam da bu noktada Zeus, amcasının oğlu Amphitryon ile evli olan Alkmene'nin kocasının kılığına girerek onunla birlikte olur ve bu birliktelikten Herakles dünyaya gelir. Herakles'i de insan olan ama aslında üvey babası Amphitryon ve karısı büyütür. Herakles daha doğduğu andan itibaren yılan öldürmesiyle de çok güçlü bir ölümlü olarak tasvir edilir.

 

No one: 

Me: hikaye şöyle...

Herakles'i büyüten babası Amphitryon amcasını öldürdüğü için yaşadıkları şehir Argos'tan sürgün edilir ailesiyle birlikte bu yüzden Thebes'i yeni evi olarak kabul eder. Yurdunu terk etmekten dolayı üzgün olan babasını mutlu etmek isteyen Herakles de Argos'un kralı Eurystheus ile bir anlaşma yapar. Bu anlaşmaya göre Herakles'in o meşhur 12 zorlu görevi yapması gerekmektedir ki evlerine dönebilsinler. Bu görevler çok zorlu görevler tabii öyle dandik dunduk görevler değil; Prometheus'u yüzlerce yıllık zincirlerinden kurtarmaktan tut Hades'in üç başlı köpeğini yeraltı dünyasından getirmeye kadar neler neler... 

Yolculuğa çıkarken Thebes şehrinin kralının kızı olan karısı Megara'yı ve 3 erkek çocuğunu da babasına emanet eder ve gider. Herakles'in şehirdeki yokluğunu fırsat bilen şehrin eski hükümdarının oğlu Lykos, Megara'nın babası Creon'u öldürerek tahta geçer. Torunları ve Herakles'in kendisinden intikam alacağını düşündüğü için onları öldürmeye evlerine gelir. Kocasının bu zorlu görevden geri dönemeyeceğine inanan umutsuzluk içinde olan Megara ona kendilerini öldürmemeleri için yalvarır, fakat Lykos'u bundan vazgeçiremez. En azından uygun bir şekilde ölüme kavuşmak için ondan tören kıyafetlerini giymeye izin alabilir.  Onlar kendi cenazeleri için giyinmeye gittikleri sırada Herakles 12 görevi de başarıyla tamamlamış olarak sevinçle eve dönmüştür fakat olayları öğrenmesi çok sürmez. Lykos'u Herakles'in destansı gücüne yaraşır bir şekilde vahşice öldürür, tabii detayları var bunun anlatımına dair :)

Aslında baş tanrı Zeus'un başka bir kadından oğlu olduğu için her Yunan mitolojisindeki insan, yarı insan, tanrı veya tanrıça gibi tabii ki Herakles de nasibini almadan kurtulabilir mi? Yoo asla. Baş tanrıça olan Hera'nın kıskançlığı dillere destan zaten. İşte sevgili Heramız Herakles'i adım adım delirtmek suretiyle ondan kendince intikamını almak için delilik tanrıçası Lyssa'yı ve yardımcısı İris'i yollar. Aşama aşama deliren ve çevresindekilerin kendi ailesi olduğunun farkına varamayan Herakles 3 oğlunu da orantısız gücüyle öldürür. İlk oğlunu kalbinden ok ile vurur, ikincisinin kafatasını ezer. Üçüncüsünü ise annesi Megara korumak için kendini son oğluyla bir odaya kapattığında kapının arkasından bir ok atıp ikisini tek okla delerek öldürür. 

Bu olanlar karşısında Athena gelir ve Herakles'i bağlayıp onu bir uykuya daldırır. Uykudan uyanınca baş karakterimize insan olan babası yaptıklarının hepsini acı içinde anlatır. Herakles kendini harap edip acı içinde ölmek ister ki yaptıklarının karşılığında hak ettiği budur. Bu esnada daha önceden kendisine bir iyilik borcu olan hem eski bir dostu hem de Atina şehrinin kralı olan Theseus gelir çünkü Thebes şehrinin Lykos tarafından gasp edildiğini haber alıp yardıma gelmiştir. Olanları duyunca Herakles'e kendisiyle Atina'ya gelmesini ve orda yeni bir hayat kurmasını teklif eder. Tabii Herakles mitte kendisini naza çeker, ağıtlar, üzüntüler vs. çeker. Herakles de kendi adalet anlayışına göre kendisini sürgün olarak oraya yollamayı kabul eder. 

Hikayemiz burada bitse de denizde kum, Yunanlarda mitolojik hikaye diyor ve gidiyorum. Görüşmek üzere :)