Sıra Dışı 5 Ünlü Viktoryen Evliliği

Sıra Dışı 5 Ünlü Viktoryen Evliliği
  • 4
    0
    1
    1
  • Herkese yeniden merhabalar!

    Bugün uzun süredir yaptığım araştırmaların ve yazdığım inceleme yazılarının da bir kısmını oluşturan bir konu ile karşınızdayım; Viktoryen dönemi ünlü isimlerinin yaptığı ve çağlarına pek de uymayan 5 sıra dışı evlilik. Birleşik Krallık kraliçesi Viktorya tahta 1837’de çıkmış olup 1901’de vefatına kadar da orada kalmıştır, fakat Viktorya dönemi olarak kabul edilen dönem kraliçenin ölümünden sonra bir süre daha devam etmiştir. Bu dönemin özellikle ahlak, görgü, erdem gibi insana özgü niteliklerin oldukça ön plana çıkarıldığı ama aynı zamanda da bunlarla çelişen çok fazla hadisenin yaşandığı bir dönem olduğunun altını çizmekte fayda var. Yani ne kadar ahlaklı olmak öne çıkartılsa da arka planda aslında işlerin öyle olmadığını tarihi kaynaklar ve araştırmalar sayesinde bilebiliyoruz. Bu durumun sanki hepimize bir yerlerden tanıdık geliyor olduğuna yemin edebilirim ama ispat edemem :)

    Viktorya dönemi, evlilikleriyle de hafızalarımıza kazınmış aynı zamanda. Evlilik çeşitleri tarih boyunca dönemlere göre yeniden güncellenip şekillendirilse de ana hatlarıyla bakıldığında aslında —maalesef günümüzün hala çözülememiş problemlerinden biri olarak— kadının bu ilişkideki yeri bir ileri bir geri gidiyor denilebilir. Kadını ‘’unperson’’ olarak görme yani bir bireyden, insandan saymama durumu var — ki bu değişmekte olan ve değişmek de zorunda olan bir durum. Viktoryen dönemi özelinde konuşmak gerekirse (maalesef o dönemin şartları bize kendi ülkemizde 21. yüzyılda tanıdık geliyor), kadınlar çevrelerindeki erkekler tarafından korunmaya muhtaçlar; belli bir yaşa kadar babaları, daha sonra ise onlara atanan kocalarının devraldığı bir görev adeta. Sir William Blackstone’un belirttiği üzere, Commentaries on the Laws of England (1765-1769),’’Karı-koca yasalar önünde tek bir kişidir, bu nedenle kadının varlığı evlilik boyunca askıya alınır’’ (Perkin, 1989 p.2 ). Yani kısacası kadının varlığı ve görünürlüğü hep bir erkek tarafından gölgelenmiş oluyor ve bir nevi ‘’unperson’’ olgusuna geri döndürüyor bizi. Diğer bir yandan, Viktorya kadınları için iyi bir evlilik yaşamlarında ileriye yönelik atmaları gereken bir başka adım. Bekar kalmak birçoğu için seçenekler arasında değil ve bu bakış açısı zaten dönem eserlerinde bol bol bize hissettiriliyor ‘’evdeki melek’’ (angel in the house) kavramı sayesinde (Perkin, 1989). ‘’Angel in the house’' bu dönem eserlerinde oldukça sık rastladığımız ve kadının iyi bir eş, ev hanımı ve anne olarak idealize edilmiş hali. İşte tam da bu noktada, 5 ünlü Viktoryen dönemi tanınmış kişilerinin, dönemini pek yansıtmayan oldukça olağan dışı evliliklerini geçmişe yönelik bir magazin haberiymişçesine irdelemeye başlıyoruz. Yazımın sonuna referanslarımı bırakıyorum fakat okumaya başlamadan önce temel kaynağımın Lytton Strachey’nin Eminent Victorians (1993) kitabı olduğunu belirtmiş olalım. 

    (Lytton Strachey)

    Görünürde adeta ahlak timsali olan Viktorya dönemi evliliklerinin standardının dışına taşan bu ilişkilere konu olacak evlilikler; Dickens, Carlyle, Ruskin, Mill ve George Eliot-George Henry Lewes çiftlerimiz. Bu isimler dönemin tipik evli çift temsilcileri arasında sayılamayacakları gibi Strachey’in bu kitabı yazmasının nedeni de bahsi geçen dönemin ünlü figürlerini kullanarak Viktoryen ikiyüzlülüğüne savaş açıp bunu ortaya çıkarmaktır (1993). 

    Aynı konu üzerine Phyllis Rose’un yazdığı Parallel Lives (1983) isimli kitabında evlilik birçok yetişkinin de yaşadığı politik bir tecrübe olarak ele alınır ve bütün politik söylemler gibi o da güç ilişkisi üzerine kuruludur. Evliliğin devamı için de bu güç dengesinin karşılıklı toleransla korunması gerekir. Daha zayıf olan partnerin sömürülmeye başlamasıyla veya güçlü olan tarafın taçlandırılmamasıyla güç dengesi bozulmaya başlar ve evlilik çatırdar. Yine Rose’a göre, aşk kadınların yaşamlarındaki güçsüzlüğünün farkına varmamaları ve dikkatlerini dağıtmak için önlerine atılmış bir ‘’kemiktir,’’ yani bir illüzyondur. Aksi halde evliliği bu dengesiz güç ilişkisiyle yürütmek mümkün değildir ve bu nedenle evliliğin bütün türleri ‘’cinsel politikadır’’ (sexual politics.) Yine de böyle bir durumda ne sömüren ne de sömürülen suçlanabilir çünkü iki taraf da evlilik kurumunun sömürüsü altındadır (Himmelfarb, 1989).

    (John Ruskin & Effie Gray)

    Dönemin ünlü şairlerinden John Ruskin’in sonradan evliliğin iptali gerçekleşerek ayrıldığı partneri Effie Gray ile olan iletişiminde güç ilişkisi ancak cinsel anlamda ele alınabilecek bir türdeydi. Bunun nedenlerinden biri de karısı üzerinde kendisini terk etmesini engelleyerek veya evliliğin iptali talebini reddederek yasal olarak kullanabileceği gücünü devreye sokmaması olarak değerlendirilebilir. Boşanma avukatına verdiği ifadelerine göre, evlilikleri cinsel yol ile tamamlanmadı çünkü Ruskin resimlerdeki veya heykellerdeki idealize edilmiş kadın vücuduyla gerçektekini karşılaştırdığında karısının bedeninden iğrendiğini söyledi. Hayaller hayatlar demeden hemen önce şunun notunu düşmüş olayım: Viktorya döneminde de ‘’evlenmeden olmaz’’ tabusu günümüzü aratmıyordu, dolayısıyla Ruskin ve karısı arasında böyle bir ilişki ne evlenmeden önce ne de sonrasında hiç yaşanmadı. Effie Gray evi terk etti ve daha sonra evlilik mahkemece iptal edilip düşürüldü.

    Döneminin diğer ünlü yazarları olan Thomas Carlyle ve Jane Welsh’in evliliği de tıpkı Ruskinlerin evliliği gibi tamamlanamadı; dolayısıyla Kraliçe Viktorya’nın ‘’en az 3 çocuk :)’’ (tam olarak böyle olmasa da benzer bir tutum olarak) isteğini yerine getiremeyen ve sıra dışı olarak tanımlanmış bir başka evlilik. 

    (Charles Dickens, Catherine Dickens & Ellen Ternan)

    Çağının şartlarına göre skandal sayılabilecek diğer bir evlilik ise bizlere yine çok tanıdık gelecek Charles Dickens & Catherine Dickens çiftininki. 22 yıllık bir evlilik ve 10 çocuktan sonra, Charles Dickens eşinden ayrılarak yine dönemin ünlü oyuncularından olan Ellen Ternan ile uzun soluklu ve sansasyonel bir ilişki yaşadı. Tahmin edersiniz ki bu ilişkinin temelleri evliliğin bitmesinden önce atılmıştı. 

    (John S. Mill & Harriet Taylor)

    Dönemin ünlü filozoflarından John Stuart Mill ve Harriet Taylor’ın ilişkisi de bir yasak aşk üzerine kuruluydu. Harriet henüz evli ve üç çocukluyken aşklarının ilk olarak entelektüel bir açıdan Harriet’in John’un yazılarına yardım etmesiyle başladığı daha sonra ise fiziksel anlamda aldatmayla devam ettiği biliniyor. Kocasının ölümünden 2-3 yıl sonrasında 1851 yılında hayatlarını resmi olarak da birleştirdiler. Dönemin şartlarını düşününce kadın erkek eşitliğini savunan ve çağlarının oldukça ötesinde bu çiftin birbirine çekim hissetmesi de pek garip gözükmüyor.

    (George Eliot & George Henry Lewes)

    İkili ilişkilerinde bizi şaşırtacak son çiftimiz ise; George Eliot ve George Henry Lewes. Rumuz kullanan kadın yazarlardan biri olan George Eliot’un gerçek adı Mary Anne Evans. O da daha önce bahsettiğimiz ünlü isimler gibi Viktorya döneminin geleneklerini takip etmeyenlerden biriydi. Sevgilisi George Henry Lewes karısını terk etmiş olsa da boşanma davası açmamıştı dolayısıyla medeni durumu hali hazırda evli olarak gözüküyordu; bununla beraber karısının başka bir adamla ilişkisine ve kendi soyadı altında çocuk sahibi olmasına göz yummuştu. Zaten kendisi de George Eliot ile birlikte yaşıyor ve ünlü figürler olarak göz önünde bulunmaktan çekinmiyorlardı. Lytton Strachey’nin Eminent Victorians (1993) kitabındaki bulgularına göre, George Eliot kendini özel davetlerde özellikle Lewes’ın soyadıyla takdim ediyordu. Rumuz olarak kendine George adını seçmesi de tabii ki bir tesadüf değil. 

    Görüldüğü üzere, bahsettiğim ünlü isimlerin dönem şartlarından farklı da olsalar şöhret sahibi ve güçlü olmalarının onlara sağladığı ayrıcalıklı tutumla, yaşamlarını çağlarının ötesinde sürdürdükleri çıkarımını yapmak mümkün. Onlara tanınan bu ikiliği ve dönem ikiyüzlülüğünü ortaya çıkarmak isteyen Lytton Strachey’in kitabında daha detaylı analizler yapmış ve desteklediği teorilerle birlikte okuması oldukça ilginç bir araştırma ortaya çıkarmış. 

     


    Kaynakça

    Degler, C. (1974). What Ought To Be and What Was: Women's Sexuality in the Nineteenth Century. The American Historical Review, 79(5), 1467-1490. doi:10.2307/1851777 

    GURSTEIN, R. (2001). The Case of Thomas Carlyle: Published Letters, Private Life, and the Limits of Knowledge. The American Scholar, 70(3), 77-89. Retrieved July 15, 2021, from http://www.jstor.org/stable/41213185

    Hammerton, A. (1990). Victorian Marriage and the Law of Matrimonial Cruelty. Victorian Studies, 33(2), 269-292. Retrieved June 7, 2021.

    Himmelfarb, G. (1989). Marriage and morals among the Victorians and other essays. Tauris. 

    Rose, P. (1994). Parallel lives: five Victorian marriages. Vintage. 

    Strachey, L. (1993). Eminent Victorians. Chatto & Windus 

    William Blackstone, Commentaries on the Laws of England, 4 vols. (Oxford, 1765-9) 


    Yorumlar (1)
    • Çok faydalı bir yazı olmuş, zevkle okudum. Emeğinize sağlık :)

      Yorum Bırakın

      Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.