IKEA dünyada olduğu kadar ülkemizde de büyük bir popülariteye sahip. Ev ve ofislerimizin kuruluş ya da değişim aşamalarında mutlaka gitme ihtiyacı duyduğumuz bu mağazanın kurucusu olan Ingvar Kamprad'ın etkileyici başarı hikayesine göz atalım.
İsveç’in güneyinde dünyaya gelen Ingvar Kamprad yaşıtlarının aksine çocukluğunu oyun oynayarak değil 5 yaşında kibrit, 10 yaşında ise bisikletle komşularına yılbaşı hediyeleri, kalemler, boncuk işlemeleri, dekorasyon süsleri gibi eşyalar satarak geçirniştir.
Yeterli tutku ve hırsa sahip olunduğunda üniversite okumaya ihtiyaç olmadığını savundu, dolayısıyla üniversite okumadı. Üniversite eğitimi almamış olması onun ticaret ve pazarlama konusunda iyi bir iş adamı olmasına engel olmadı. Ticari zekasıyla tanınan Kamprad disleksi hastası olmasına rağmen 17 yaşında liseyi başarıyla bitirmiştir. Ve bu başarısından dolayı babası ona bir miktar para vermiştir. Bununla birlikte Ingvar, çocukluk evi Agunnaryd, Elmtaryd'den Ingvar Kamprad'ın kısaltması olan IKEA'yı 1943 yılında kurdu.
İlk IKEA mağazasında kibrit, iç çamaşırı, kalem ve daha birçok şey satılıyordu. Kaleme çok fazla talep olduğu için kredi çekerek Paris’ten kalem sipariş etti.
Stratejist yönünü kullanan genç girişimcimiz mağazaya müşteri çekmek amacıyla ücretsiz kahve ve kurabiye dağıttı. Ve amacına ulaştı, mağaza binlerce müşteri ağırlamaya başladı. Şimdi ise bütün IKEA mağazalarında kafe ve restoran bulunuyor.
IKEA’nın açılışından iki yıl sonra arkadaşı ve büyük rakibi olan firma mobilya satıyordu ve o firmanın afişinden etkilenerek mobilya satmaya karar verdi. Hedefi ucuz mobilya satmaktı. 1947'de yerel üreticiler tarafından yapılan mobilyaların satışına başladı.
1951 yılında ilk IKEA kataloğu çıkarıldı. Bu katalog müşteriler için bir yenilikti, alacakları ürünü ve özelliklerini önceden görebiliyorlardı.. 1955'te üreticiler, Kamprad'ın düşük fiyatlarını protesto ederek IKEA'yı boykot etmeye başladı. Bu onu şirket içinde ürün tasarlamaya zorladı.
1956 yılında IKEA ile özdeşleşen parça mobilya satışı sistemine geçildi. Parça mobilya satışı hem maliyetleri düşürüyor hem de mobilya satışında adeta bir devrim yaratıyordu. Bu yenilikten sonra artık insanlar mobilya almıyor mobilya haline dönüştürülecek parçalar alıyordu. Bu satış tekniği sayesinde müşteriler etkin hale getiriliyor ve tüm nakliyeden kuruluma kadar her şey müşteriye bırakılıyordu. Kamprad, sadece maliyetleri düşürüp para kazanmakla kalmayıp aynı zamanda insanlara hizmet ettiğini de hissetmişti.
Her geçen gün mağaza sayısını arttıran ve yurt dışında da önemli bir yer edinmeye başlayan Kamprad'ın rakipleri artmaya başlamıştı ama kimse onun başarısına ulaşamadı. İnsanların hem göz zevkine ve hem de gelirine hitap eden mağazasıyla dünyanın en zenginleri arasına girdi.
Başarısının ardından en bilinen özelliği oldukça zengin biri olmasına rağmen tutumlu davranışları olmuştur. Uçakta ekonomik sınıfta yolculuk yapıp, markete yürüyerek gidip ve ucuz restoranlarda yemek yemiştir. Hatta dillere destan 1993 model Wagon Station Volvo 240 marka otomobilini 20 yılı aşkın bir süre kullanmaktan asla çekinmemiştir. Lükse, gösterişe ve pahalı bir hayata asla önem vermemiştir.
IKEA’nın tüm yönetimini ve işleyişini çocuklarına devretmiştir. 91 yaşında olmasına rağmen dinç ve sağlıklı kalan Ingvar Kamprad ‘Daha yapacak o kadar çok şey var ki ölmeye bile vaktim yok’ demiştir.
Ingvar Kamprad Ocak 2018'de hayata gözlerini yummuştur.
Yorum Bırakın