Bir zamanlar IQ, başarının temel belirleyicisi olarak görülüyordu. IQ’su yüksek olan çok zekidir cümlesinin dilimize pelesenk olduğu yıllardı.. IQ'su yüksek olanların başarılı olacağı varsayılıyordu ve araştırmacılar zekanın genlerin veya çevrenin ürünü olup olmadığı konusunda sürekli tartışıyorlardı. Bununla birlikte, bazı eleştirmenler, yalnızca yüksek zekanın hayatta başarıyı garantilemediğini fark etmeye başladılar. İnsanoğlu kendini tanıdıkça, beynini ve zekâsını daha yakından tanıdıkça günümüze yeni bir kavram daha girdi; EQ.
Peki nedir bu EQ?
EQ Türkçe anlamı duygusal zekâ seviyesidir, İngilizcede ise Emotional Quotient demektir. Kişinin duygusal zekâ seviyesini gösteren bir olgudur. Duygusal zekâ insanın duyguları anlama, kontrol etme, değerlendirme ve ifade etme şeklinin bir bütünüdür. Bazı insanlar zeki ancak başarısız olabilirler. Bunun temeli yüksek IQ seviyesine sahip olmasına rağmen EQ seviyesinin düşük olmasıdır. Yeterli donanıma sahiptir aslında ancak bunu yansıtamaz. Çevresi ile yeterli iletişim kuramadığı için bu özelliğini de bir anlamda yansıtamaz. Bu durumun tam tersi de mümkündür. Örneğin bir kişi zeki değildir ancak başarılıdır. Bunun nedeni EQ seviyesinin yüksek olmasıdır. Aslında IQ da EQ da birbirine bağlıdır. Temelde birtakım farklılıklara da sahiptir.
EQ ve IQ Arasındaki Farklar Nelerdir?
- IQ çevresel etmenlerden etkilense de çoğunlukla kalıtsaldır, genlerle bireylere aktarılır; EQ çevreseldir ve dış faktörlerin iyileştirilmesiyle geliştirilmesi daha mümkündür.
- IQ skoru yüksek olan kişiler bilgiyi öğrenme, anlama ve uygulama bakımından yetenek sahibidir. EQ skoru yüksek olanlar ise bilgiden ziyade duyguları anlama ve karşı tarafa ifade etme konusunda kabiliyetlidir.
- IQ skoru genelde beynin sol lobunun aktifliğini gösterir. EQ skoru ise beynin sağ lobunun aktif olduğunu işaret eder.
- Bir birey zeki ama başarısız olabilir, bunun sebebi yüksek IQ seviyesine sahip olmasına rağmen EQ seviyesinin düşük olmasıdır, yeterli donanıma sahip olmasına rağmen çevresiyle etkili bir iletişim kuramaz.
- IQ seviyesi yüksek olan bireyler, bu yeteneklerini kötüye kullanmayı düşünmezken EQ seviyesi yüksek olan bireyler, bunu kötüye kullanabilirler. Bunu duygusal zekanın karanlık tarafı olarak adlandırabiliriz. İnsanların duygularını anlayıp onları kendi çıkarları doğrultusunda manipule edebilirler. Örneğin Hitler duygusal zekası yüksek bir liderdir ve felaketlere yol açmıştır.
- İş dünyasında işe alınmak için IQ skoru daha önemliyken, işe alındıktan sonra terfi ettirilmek için EQ seviyesi daha önemlidir.
- IQ ve EQ farklı faktörleri ifade etsede son yapılan araştırmalara göre düşünceler ve duygular birbirlerine bağlıdır. Diğer bireylerle anlamlı olmayacak ilişkiler kurmadan karmaşık analizler yapmak tehlikeli olabileceği gibi mantıklı çıkarımlar yapmadan sadece duyguları gözetmek de gereksizdir.
İşte bu yüzden her konuda karar alırken tek yönden düşünmek yerine her yönden düşünmek bizi başarıya götürecektir.
kaynak:1
Duygusal zekası yüksek olan kişiler zaten zeki olarak tanımlanabilir. Sizin zeki olarak tanımladığınız insanlar entelektüel zekası(IQ) gelişmiş insanlar oluyor ancak bence ikisi de farklı alanlarda zeka kapasitelerini ortaya koyabilirler. Birinin diğerinden üstünlüğü kişiseldir. Bazen biriyle bazen ikisiyle başarılı olabilir insan. Yazınızdaki "Örneğin bir kişi zeki değildir ancak başarılıdır. Bunun nedeni EQ seviyesinin yüksek olmasıdır. Aslında IQ da EQ da birbirine bağlıdır." cümlesinin hatalı olduğunu düşünüyorum çünkü EQ (Duygusal Zeka) seviyesi yüksek bir insan, zeki bir insandır ve bu nedenle başarılıdır. Saygılar..