Gogol, Dostoyevski'nin ‘’hepimiz onun paltosundan çıktık.’’ dediği Rus Edebiyatı’nın en önemli isimlerinden biridir. Gogol romanlarında küçük insanları ele alır, küçük memurları soğuk Rus ikliminin soğuk hiyerarşik yapısı içinde betimler. Gogol’un palto imgesi aslında Rus Bürokrasisi’ni bir izdüşümü gibidir. Gogol Palto romanında yine bir küçük ve ezilen bir memur olan Akakiy Akakiyeviç’i anlatır. Akakiyeviç alelade bir memur ve önemsiz bir insandır üstleri için. Rus soğuğundan korunmak için bir palto yaptıracaktır ancak palto aynı zamanda Rus Bürokrasisi içinde bir sınıf çelişkisidir, Akakiyeviç de bu çelişkiyi destekler nitelikte borç da alarak gösterişli bir palto yaptırır. Bu açıdan paltoyu bir simgesel şiddet formu olarak da düşünebiliriz. Toplum içinde Rusya’da olduğu gibi tabakalaşmalar arttıkça sermaye sahiplerinin simgesel yollarla tabakalaşmanın keyfini çıkardığını görürüz. Ancak gelin görün ki Akakiyeviç küçük bir memurken gösterişli bir palto sahibi olmanın hazzını yaşayamaz çünkü paltosunu çaldırır. Bu kayıp aslında gerçekte olmayan bir hazzın kaybıdır. Bu kısımda şunu da söyleyebiliriz. Rus Edebiyatı’ndaki burjuva ve proletaryanın sınıf çelişkilerine Marx’ın Lümpen Proletaryası da eşlik eder. Lümpen Proletarya Marx’ın bilinçsiz sınıfıdır ve genellikle Rus Edebiyatı’nda kendisine umutsuz yığınların bir araya geldiği köşe başlarındaki meyhanelerde yer bulur. Akakiyeviç paltosunu kaybettikten sonra resmi makamlarda yaşadığı olaylar bu hazzın neden gerçek olmadığını çok iyi betimler. Aslında Kafka da Şato romanında böyle ulaşılamayan bir bürokratik zinciri tasvir eder bu yüzden Kafka’nın Şato’su otorite karşısındaki çaresizliği damarlarımıza kadar hissettiren bir kitaptır. İki kitapta da alt ve orta sınıfın üst sınıf tarafından nasıl çaresiz bırakıldığı betimlenmektedir. Alt ve orta sınıf için bürokrasinin merdivenleri soğuk ve kaygandır.
Sınıf çelişkisi demişken Marx kendi düşünce yapısında proletarya devrimi sonucunda oluşacak proleter iktidarını ve yeni bir sınıfsız toplum yapısını ele alır. Ancak edebiyata baktığımızda özellikle Rus Edebiyatı’nın bunun çok zor olduğu işlenmektedir. Örneğin Dostoyevski’nin Yeraltından Notlar romanında başkahraman yolda yürürken bir subay tarafından ‘’görülmemektedir.’’ Bu görülmemek öznede narsisistik bir tahribat yaratır. Yeraltından Notlar’ın başkahramanı da Akakiyeviç de görülmemekten veya ezilmekten kaynaklanan bir tahribat girdabında yok olmuşlardır. Marx’ın sınıfsız toplum ideası Rus Edebiyatı’nın soğuk kelimelerinde kaybolur. Dönemin Rusya’sının soğuk sokaklarında gezinirken sefaletin ve umutsuzluğun yığıldığı meyhaneleri, sınıfların arası farkın net bir şekilde görüldüğü ve ekonomik sermayenin özneler ideasına hâkim olduğu burjuvazi tertibat baloları ve paltoları içinde kaybolan insanları hissedebilirsiniz.
Kafka, Dönüşüm kitabında ‘’paltom bile ağır gelirken nasıl taşırım bu koskoca dünyayı sırtımda?’’ diye sorar. Kafka’nın paltosu bir var olma meselesinden gelir. Toplum, işini kötü yapan bir terzi gibi durmadan paltolar diker; üzerimize olmayan. Kafka’nın da üzerine olmamıştır. Ancak bu paltoları giyeriz, üşümemek için. Ve ağır gelir bu paltolar. Zaten bizim için yapılmamışlardır tek elden çıkmıştır bu paltolar. Bu bizim için dikilmemiş paltolar ceplerinde her daim yalnızlık taşır ve giydiğimiz vakit artık bir ‘’yabancıyızdır’’. Soyutlanmış haldeyizidr. Kimliksizler mezarlığını andırır bu açıdan toplum; paltolu birey için. Kendisi de bu mezarlıkta bir mezarda süzülmektedir. Kafka yalnız bir adamdır ve paltosu ona ağır gelmiştir. Ancak çıkartamaz, Kafka onu dönüştürür; bu imgelem ile soyut durumunu anlatmaya çalışır.
Kültür; zaman ve mekân yaratır. Bu yazarlar farklı kültürün kodlarına sahiptirler ancak zamansız ve mekânsız düşünce üretebilirler. Bizler bugün bu yüzden bu iki yazarın kelimeleri arasında kayboluruz.
Dostoyevski, F. M. (2019). Yeraltından Notlar. İstanbul: Türkiye İş Bankası Yayınları. (Eserin Orijinal Basım Yılı: 1864)
Gogol, N. V. (2020). Palto (Çev. N. Yıldırım). İstanbul: Yordam Kitap. (Eserin Orijinal Basım Yılı: 1842).
Kafka, F. (2016). Dönüşüm (Çev. T. Bora). İstanbul: İletişim Yayınları. (Eserin Orijinal Basım Yılı: 1915).
Şengönül, T. (2007). Eğitimin-Bilginin ya da Profesyonel Meslek Sahibi Bireylerin Marxist ve Weberci Tabakalaşma Kuramındaki Yeri. Sosyoloji Dergisi, (18).
Yorum Bırakın