Kitabın ilk cümleleri çarpıcı ve unutulmayacak satırlardır.
“Bugün annem öldü. Belki de dün, bilmiyorum”
Karakterin annesinin ölümüne kayıtsızlığı bizleri şaşırtıyor. Sonraki cümlelerde bunun annesine karşı bir tutum değil, hayata karşı duruşunun böyle olduğunu gözlemliyoruz. "İnsan mademki ölecektir, bunun nasıl ve ne zaman olacağının önemi yoktur."
Soyadı Meursault olan ana karakterin adını hiçbir zaman öğrenmeyiz. Annesinin cenazesinden hemen sonra hayatına aynı şekilde devam eden Meursault'un bir kız arkadaşı bile olur fakat hala yaşadığı dünyaya yabancıdır. Sevgilisi vardır ve işler yolundadır ama bir önemi yoktur. Kız arkadaşı, Marie, siyah kravatını gördüğünde ona yasta olup olmadığını sorar. Annesinin öldüğünü söyler ve üzülen Marie, ne zaman öldüğünü sorduğunda ''Dün.'' cevabını alır. Cevap karşısında şaşkındır çünkü hiçbir şey olmamış gibi yaşamasına bir anlam veremez ama önemsemez. ''Tuhaf biri olduğumu, beni hiç şüphesiz bu yüzden sevdiğini ama belki de günün birinde, yine aynı sebepten ötürü benden nefret edeceğini mırıldandı.''
Bir gün sahilde kız arkadaşı ve komşusu Raymond ile gezerken olanlar olur. Komşusunun arasının iyi olmadığı araplarla girilen kavgada bir arabı öldürür. Mahkemesi ile beraber kendi iç muhakemesi de başlar. ''Ne de olsa insan her zaman biraz suçludur.'' Mahkeme boyunca soğukkanlı tutumu aynıdır. Sanki yaşadıkları, izlediği bir dizidendir. Olan biteni izler, yorumlar ama hiçbir şey yapmaz. Yabancılaşmayı sonuna kadar hissederiz bu sayfalarda. Annesinin cenazesindeki tutumlarına kadar yargılanır mahkemede ve idam kararı alınır. ''Nasıl olmuştu da anlayamamıştım: hiçbir şey ölüm cezası kadar önemli değildi ve bir bakıma da, bir insan için bundan daha ilginç bir şey olamazdı.'' Yaşanan her şey saçmadır. İnsanın varoluşunun hiçbir özelliği ve önemi yoktur, tüm bunların hepsi saçmalıktan (absurdity) ibarettir. Nihilist düşünceler aktarılır.
''Ama herkes bilir ki, hayat yaşamaya değmez. Aslına bakarsanız, insan ha otuzunda ölmüş ha yetmişinde, pek önemli değildi. Çünkü, her iki halde de, pek doğal ki, başka erkekler de, başka kadınlar da yaşayacaklardı, hem de binlerce yıl.''
Ölümün doğal bir gerçek olduğunu kabul etmesi, dünyayı ve hayatı önemsiz görmesi ile Yabancı çarpıcı olduğu kadar düşündürücü bir kitaptır. Ölüm, yaşam, varoluş ve nihilizm hakkında önemli noktalara değinen Yabancı 'yı mutlaka okuyun.
Yorum Bırakın