Bizans Sanatında İkonakırıcı Dönem

Bizans Sanatında İkonakırıcı Dönem
  • 4
    0
    0
    0
  • Grekçe imge, tasvir anlamlarına gelen ikon (εἰκών) kelimesinden türeyen ikona, Hristiyanlıkta yüce, dini kişilerin tahta üzerine balmumu ile işlenerek ve boyanarak yapılan iki boyutlu tasvirleri olmakla birlikte konu ve amaç bakımından uygun olduğu sürece fresk, mozaik gibi diğer sanat biçimleriyle ortaya konan eserler de bu kapsamda kabul edilmektedir. İkon kelimesinin yine Grekçe klao (κλάω) yani kırmak ile birleştirilmesiyle oluşturulan ikonoklasia (εἰκονοκλασία) kelime anlamı itibarıyla tasvir kırıcılık manasını taşıyan bir isim olup sonraki yüzyıllarda tarihçilerin ikona karşıtı dönemi adlandırmak adına kullandığı genel bir terim olarak ortaya çıkmıştır. (Yaman, 2017, s. 18-19) 

    726 ve 843 yılları Doğu Roma’yı hem dini hem siyasi hem de sanatsal anlamda etkilemiştir. Bizans’ta 6. yüzyılla beraber ikonalar büyük önem kazanmıştır. İkonalar bir koruyucu nesne olarak görülmüş adeta bir muska işlevi ile kullanılmışlardır. İnsanlar zor durumda kaldıklarında, ilahi bir güce ihtiyaç duyduklarında ikonalara başvurmuşlardır. 8. yüzyılda yaşanan birtakım siyasi ve ekonomik problemler toplumu manevi olarak yaralamıştır. Tanrı’nın, azizlerin ya da kutsal kişilerin yardımını, korumasını isteyen insanlar iç huzuru bulabilmek için ikonalara dua etmekle kalmayıp onlara adeta tapmaya başlamışlardır. 

    Ancak ikona geleneğinin güçlenmesi bir süre sonra bazı kesimlerden tepki almaya başlamıştır. 8. yüzyılda kilisenin denetiminden çıkmış olan ikonalar simgesel olarak değil direkt tapınılan nesneler haline gelmiştir. Bu duruma tepki gösteren ilk kişilerden biri de imparator olmuştur. Çünkü ikonalar maddi ve manevi gücü imparatordan alarak kendi bünyesinde toplamaya başlamıştır. Bunun yanı sıra ikonalar için harcanan paralar ekonomiye zarar vermeye başlamıştır. 

    Bu dönemle ilgili adı ilk ve en çok geçen imparator III. Leon’dur. III. Leon’a göre tapınmak için bir ikonaya ihtiyaç yoktur, tapınma doğrudan, İsa, Meryem veya herhangi bir Aziz ile bağlantılı olmadan yapılabilirdi.  III. Leon, ikonalara olan bu bağlılığı bir pagan inancı olan putperestlik olarak gördü. Ayrıca Bizans’ta yaşanan tüm felaketleri, kaybedilen tüm savaşları ikonaların uğursuzluğuna bağladı.  (Pamukel, 2019, s. 1) İkonalara verilen değer kiliselerin ve manastırların gücünü maddi-manevi anlamda arttırmıştır ve bu da ikona kırıcılığın ortaya çıkmasının sebeplerinden birisi olmuştur.

    730’da İmparator bütün kiliselerdeki dinsel imgelerin kaldırılması için bir ferman yayınlandı ve ikonasever başpiskopos Germanos’un yerine, ikonakırıcı başpiskopos Anastasios’u getirdi. 754 yılında İmparator V. Konstantinos başkanlığında Kilise Konsili, önce Konstantinopolis’e bağlı Hiereia Sarayı’nda sonra da Blakhernai Kilisesi’nde toplandı. Konsil ikonakırıcılığı gerçek Hristiyan inancı olarak tanımladı; bu karardan sonra imgelerin çoğu yakılıp yıkıldı ya da üzerlerine beyaz badana çekildi. (Lowden, 1998, s. 214) 

    Tabi bu durum gerek halk gerek de bazı devlet yöneticileri tarafından hoş karşılanmadı. İlerleyen yıllarda ikona kırıcılık ile ilgili çalkantılı dönemler yaşandı.  Tasvirler kimi zaman yeniden yerine koyulurken kimi zaman da tekrar ikona kırıcılar tarafından yerinden edildi. Bu uzun süren anlaşmazlık en sonunda 843'te İmparatoriçe Theodara tarafından sonlandırıldı ve ikona kırıcılık düşüncesi yenilgiye uğratıldı. 

    İkonalar üzerindeki düşünce ayrılığının sonucunda en çok zarar gören şey kuşkusuz resim sanatı oldu. 

    Kaynakça

    Lowden, J. (1998). İkona mı, Put mu? İkonakırıcılık Tartışması. Sana Dünyamız(69-70).

    Pamukel, U. (2019). https://www.academia.edu/. Nisan 2020 tarihinde https://www.academia.edu/40164674/Bizansta_Ikonakiricilik_ve_Atinali_Irene adresinden alındı

    Yaman, T. Y. (2017). Bizans İmparatorluğu'nda İkonaklazm Dönemi. Mersin.


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.