Durağan Yaşam Portreleri: Kızgın Ova

Durağan Yaşam Portreleri: Kızgın Ova
  • 2
    0
    0
    0
  • 1918 senesinde Meksika'da dünyaya geldi Rulfo. Yirmi iki yaşındayken ilk kısa öykülerini küçük taşra dergilerinde yayımlamaya başladı. 1953 yılında kısa öykülerinden oluşan ilk kitabı "Kızgın Ova"yı, bu tarihten iki yıl sonra ilk ve tek romanı olan "Pedro Paramo"yu yayımladı. Bu iki eser zamanın akışı içinde yazara büyük ün kazandırdı ve Latin Amerika'nın en iyi yazarları arasında anılmaya başlandı. Yazarın başarısı günden güne sınırları aştı ve evrenselliği yakaladı.

    Bir büyülü gerçekçilik başyapıtı olan "Pedro Paramo" birçok yazar tarafından kaleme alınmış en iyi eserler arasında gösterildi. Marquez'in ezbere bilecek kadar çok okuduğu söylenen bu roman, kimilerine göreyse Cervantes'in başyapıtı Don Ouijote'dan sonra İspanyolca olarak yazılmış en iyi kitap. Meksika'nın küçük insanlarını anlatırken kullandığı tekniklerle çağdaş edebiyatı derinden etkileyen yazar, az ama öz yazdı. 1980 yılında senaryo olarak kaleme aldığı Altın Horoz'u yayımladı. Tarihler 1986 yılını gösterdiğinde altmış sekiz yıllık yaşamın ardından Meksika'da dünyadan göçtü.

    İlk yapıtı "Kızgın Ova" (ya da Ova Alev Alev) içerisinde on beş farklı hikâye barındırır. Hikâyelerde kızgın ovada yaşamlarını sürdüren farklı insanların acılarla dolu durağan yaşamları anlatılıyor. Hikâyelerden birkaçının ismi şu şekilde: Bize Toprak Verdiler, Bunca Yoksuluz Diye, Kızgın Ova, Söyle Öldürmesinler Beni, Köpekler Havlamıyor, Kuzey Geçidi, Anımsarsın. Öykülerde en çok kullanılan eylemlerin başında anımsama eylemi var. Bu eylem, öykülere şiirsellik katmada büyük yarar sağlıyor. "Artık bunu da anımsamıyorsan, sende bellek diye bir şey kalmamış demektir."(s.142) Hikâyelerin adında da kendini belli eden temel temalar: ölüm, yaşama tutkusu ve intikam.

    Rulfo, toplum yaşamındaki bozuklukları doğrudan bize yansıtmadan kişisel dramların içinde veriyor, hiçbir zaman bu bozukluklarla ilgili nutuk çekmeye girişmiyor. Öykülerdeki kişiler; Meksika'nın kızgın ovasındaki yaşamı olduğu gibi kabulleniyorlar. Gerçeklik her ne kadar dayanılmaz olsa da göğüs germeleri gerekiyor:  "Kimin aklına gelmiş bu koca ovayı yaratmak? Ne işe yarar sanki burası? İstediğimiz ova değildi ki, ırmak boylarıydı."(s.22)

    Farklı farklı insan portreleri sunuluyor "Kızgın Ova"da. Bu insanlardan kimileri yaşadıkları yerden uzaklamaya çalışırlar fakat bu çaba genellikle kısa süreli olur, hüsranla sonuçlanır. Ekonomik ve sosyolojik faktörler, kimi zaman da bireysel ihtiraslar durağanlığa zorlar insanları.

    "Rüzgâr hüznü bir yerden alır, bir başka yere taşır ama hiçbir zaman bütünüyle alıp götürmez."(s.119)

    İnsanların durağan yaşamlarını akıcı ve şiirsel bir dille, birçok farklı teknikle ele alıyor yazar. Öyküler; leitmotifler, iç konuşmalar, farklı bakış açıları ve zaman oyunlarıyla dolu. Rulfo, gerek diliyle gerek anlatım teknikleriyle sıradanı özgün bir şekilde ele almayı başarmıştır. Kızgın Ova'daki öyküler, kendilerinden iki yıl sonra yayımlanacak bir şaheserin ayak sesleri...

    Kaynak:

    Juan Rulfo, Kızgın Ova, Can Yayınları (George Schade, Sunuş)

    Çizimler: Kermit Oliver

    1


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.