1 Şarkı, 1 Şiir, 1 Film

1 Şarkı, 1 Şiir, 1 Film
  • 4
    0
    0
    0
  • Bir film,bir şarkı,bir tablo veya bir yazar bizde yeni ufuklar açabilir. Bazen her şeyin yavaş akmasını ve sakinliği isteriz. Bazense deyim yerinde gümbür gümbür oluruz ve coşup eğlenmek isteriz; dans etmekten yorulup bitap düşmek bile bize güzel gelir. Ben de duygularıma hitap eden  (ki bence sanatın en büyük özelliği bizim içimize işlenen duygu yükleridir) belki hüzünlü, belki coşkulu, belki de öfke uyandıran, kendimce ben de etki bırakmış eserleri,filmleri,şarkıları,tabloları sizlerle paylaşmak istedim. Herkesten öğrenecek daha çok şey var.. Sizin de önerilerinizi almaktan mutluluk duyarım.

     

    1 ŞARKI: Typical Story - Hobo Johnson  

    Bu şarkıyı dinlerken birden kendinizi zıplarken bulabilir ve artık dilinize dolandıysa bütün gün "Hey,hey what's your name?" diye dolaşabilirsiniz. Çok eğlenceli ve enerjik bir havaya sahiptir. 

    1 ŞİİR: Ölü Alan - Sinan Oruçoğlu

    Şairin bu şiiri 2018'de çıkardığı kitabı "Yerin Çektiği"nde mevcuttur. Bölümümle alakalı bir kitap okurken kitapta şiirine yer verilmişti ve çok beğenmiştim. Sonra araştırınca okuyor olduğum üniversite olan Dokuz Eylül Üniversitesi'nde Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliğini okumuş olduğunu öğrendim. İnternette Dokuz Eylül'den dersine girdiği öğrencilerinin yazdığı yorumları okudum ve hepsi böyle bir akademisyenin ve şairin dersine girdikleri için kendilerini çok şanslı hissettiklerini yazmışlardı. Şiirden bir kısım paylaşmak istiyorum. İlgi çekici gelirse kitabı almanızı tavsiye ederim çünkü benim okuyacaklar listeme girdi bile.

    ..."durmadan taşınıyorum bir şehirden öbürüne
    burada kal diyor yabancılar
    sataşmadan süzüldüğüm sokak
    kalabalık ev içinden uçaklar kalkan oda
    bana bakan pencere ve taşındığım mezarlık 

    bir mezarlığa taşındım
    okumam yazmam yok

    biri bana yerimi gösterse."

    1 FİLM: Dogville - Lars von Trier

    Film zaten başlı başına çekilme planı ve görsellik açısından alışagelmiş bir yapı taşımıyor. Bana sanki tek seyirci benmişim gibi bir hissiyat verdi çünkü sadece belli başlı dekorlar var, onun haricinde her şey simsiyah bir zemin... Oyun oynarken yalancıktan kapı tıklatılır ya o şekilde işliyor her şey. Tabii sonra bu oyun gibi gözüken şeyler karakterlerin oturmasıyla gerçeklik kazanıyor ve biz bazen gördüklerimiz karşısında mutluluk bazense dehşete kapılıyoruz. Bu film nerede olursan ol, kadınsan sömürülmeye hazır birisin düşüncesini bir kere daha göstermiş oldu. İlk başlarda sıkılır mıyım acaba gibi düşüncelerim varken film bittiğinde düşünce yapısını ve olayları sindirmem biraz zaman aldı. Özellikle bazı olayların dramatize edilmeden dan diye olması ve duygu değişiminde yaşanan sarsıntı, filmi bitirdikten sonra üzerine düşünmek için kendime zaman ayırmam bunun kaliteli bir iş olduğunu bana kanıtladı. 

     

     

    KAYNAKÇA: Sinan Oruçoğlu "Ölü Alan" Şiiri


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.