Kil Tabletlerden Freud'a Travmalar: Travma II

Kil Tabletlerden Freud'a Travmalar: Travma II
  • 5
    0
    0
    1
  •           Bu yazı dizisi yüksek lisansta da araştırdığım konulardan biri olan travmalarla ilgilidir.  Konuyu derinlemesine birkaç yazı dizisi halinde sunmayı planlıyorum. Öneriler için iletişime geçebilirsiniz.

              Travmalarla ilgili giriş niteliğinde ilk yazıyı geçen hafta yayınlamıştım. Yaşamın karakteristiğindeki hareket ve süreklilik travmalar nedeniyle kesintiye uğrar demiştim. Bu yazıda travmanın kısaca tarihçesinden bahsetmek istiyorum.

             

    Travmatik olaylar ve bunların neden oldukları stresin bilinen en eski tanımı 5000 yıl önce kil tabletlere yazılmıştır. Gılgamış Sümer Destanı, en yakın arkadaşı Enkidu'nun ölümünden sonra korkmuş bir Babil kralı tarafından anlatılmaktadır. Gılgamış’ın tepkileri TSSB ve travmatik keder gibi klasik travmatik yaşantı sonucu ortaya çıkan belirtileri yansıtır (Ford, Elhai, Grasso ve Courtois, 2015). Bu metinlerdeki ifadeler şu şekildedir:

             Görünüşünden korktum, ölümden korkmaya başladım ve vahşi doğayı dolaştım. Nasıl sessiz kalabilirim, nasıl hareketsiz olabilirim! Sevdiğim arkadaşım kile döndü! Onun gibi değil miyim? Bir daha asla kalkmamak için uzanacak mıyım? Bu yüzden Utanapishtim, Uzakta'yı görmek için devam etmeliyim. Bu yüzden tatlı uyku yüzümü yumuşatmadı, uykusuz çaba ile gerildim, kaslarım ağrı ile dolu (http://www.ancienttexts.org/library/mesopotamian/gilgamesh/).

              Yine oldukça eski bir eser olan ve Türk tarihinin bilinen ilk yazılı eseri Orhun Abideleri’nde de benzer bir temadan bahsedilmektedir. Orhun Abideleri 735 yılında dikilmiştir ve Bilge Kağan Yazıtı’nda Bilge Kağan’ın kardeşi Kül Tigin’in ölümü üzerine kayıp ile birlikte yaşanan travmatik belirtilere rastlanmaktadır. Yazıtlardaki ifadeler şöyledir: 

              “Küçük kardeşim Kül Tigin vefat etti. Kendim düşünceye daldım. Görür gözüm görmez gibi, bilir aklım bilmez gibi oldu. Kendim düşünceye daldım. Zamanı Tanrı yaşar. İnsan oğlu hep ölmek için türemiş. Öyle düşünceye daldım. Gözden yaş gelse mâni olarak, gönülden ağlamak gelse geri çevirerek düşünceye daldım (Tekin, 2019).”

             Bu metinlerden de anlaşıldığı gibi yazılı tarihten de öncesinde travma insan deneyiminin bir parçası olmasına rağmen, travmaya maruz kalan insanlarda, travmatik yaşantıların yaşamları üzerindeki etkisinin farkındalığının gelişmesi oldukça yavaş bir şekilde ve yakın tarihe kadar sürmüştür (Levers, 2012). Bu yüzden travma kavramının bilimsel olarak incelenmesi günümüze daha yakındır. 

    Paris’te Nevrozların Prensi

             Travmanın psikoloji ve psikiyatri alanında incelenmeye başlanması ise 1870li yılları bulmaktadır. Bu dönemde Paris’te Salpetriere Hastanesi’nde çalışan Jean Martin Charcot, histeri hastalığı mağdurlarının pek çok bedensel ve ruhsal semptom deneyimlediğini fark etmiştir. Daha sonra öğrencisi Pierre Janet 1889’da L’automatisme Psychologique adlı kitabında bugün Travma Sonrası Stres Bozukluğu olarak bilinen konu hakkında yazmıştır (Levine, 2017). 

             Janet’in çalışmalarının ardından 1920’lere gelindiğinde, travma ruhsal dinamiklere içkin olarak incelenmeye başlandı ve travma artık sadece baskılanmış cinsel fanteziler olarak görülmüyordu (Moreno ve Coelho, 2013).  İlerleyen yıllarda ise psikanalitik teorinin savunucu Sigmund Freud ile birlikte travma alanındaki çalışmalar derinleşmeye ve daha sık araştırma konusu olmaya başladı.

    Ve tabi Freud….

    Freud’un ilk kuramsal görüşleri psikanaliz tarihçileri açısından travma kuramı olarak adlandırılmıştır. Bu kurama göre, bireylerin geçmişte olup bitmiş ancak isimlendirilmemiş anıları daha sonradan hatırlandığında travma etkisi yaratıyordu (Habip, 2019). Başka bir deyişle insanların travmalarını tekrarlamalarının nedeni travmatik anının bütünüyle hatırlanmamasıydı. Hastanın belleği baskı altında ise hasta; bastırılmış materyalleri geçmişinden bir anı olarak hatırlamak yerine yaşanmakta olan bir deneyim gibi tekrarlamak zorunda kalıyordu (Freud, 2011). Travma ile ilgili yapılan ilk tanımlardan biri Freud’a aittir. Freud’a göre travma, harap edici çaresizlik duygularına götüren uyaranlara karşı koruyucu bariyerde oluşan bir bozukluktur (Freud’dan aktaran Levine, 2019). Aynı tarihlerde travma üzerine çalışmalar yapan Ferenczi, travmayı baş edilemeyen bir acıya benzetmekle birlikte acıya karşı olan algının kendisinin, yani travmaya karşı duyarlı olan algının travmada yok edildiğini ve tahrip edildiğini vurguluyordu. Travmanın temelindeki tüm duygular inkâr ediliyor bu da travmatik yaşantıya maruz kalan birey açısından katlanılmaz acıya dönüşebiliyordu. Ferenczi, ani bir travmatik yaşantıyla başa çıkmanın bir çocuk açısından yetişkinlerin sahip olabileceği duygulara maruz kalmayı beraberinde getirdiğini savunuyordu (Moreno ve Coelho, 2013). Travma ile ilgili yapılan çalışmalar daha sonra da devam etmiş ve travma kavramı tanımlanmaya çalışılmıştır.

     

    Kaynaklar ve İleri Okuma

    Ford, J. D., Grasso, D. J., Elhai, J. D., & Courtois. C. A. (2015). Posttraumatic Stress Disorder Scientific and Professional Dimensions (2. Edition). Oxford: Academic Press. 

    Freud, S. (2011). Haz ilkesinin ötesinde. (çev. E. Aktan). Ankara: Alter Yayınları. (Orijinal çalışmanın basım tarihi 1920)

    Habip, B. (2019). Psikanalizin içinden. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.

    Levers, L. L. (Ed.). (2012). Trauma counseling: Theories and interventions. New York, NY: Springer.

    Levine, P. A. (2017). Travma ve anı. (çev. P. Savaş). İstanbul: Butik Yayıncılık.

    Levine, P. A. & Frederick, A. (2019) Kaplanı uyandırmak. (çev. Z. Yalçınkaya). İstanbul: Butik Yayıncılık.

    Moreno, M. M. A., & Coelho Jr, N. E. (2013, March). Trauma, memory, and corporeal acts: A dialogue between Freud and Ferenczi. In International Forum of Psychoanalysis, 22 (1), 17-25.

    Tekin, T. (2019). Orhon yazıtları (3. baskı, ilk basım yılı: 1995). Ankara: Bilgesu Yayıncılık.

     

     


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.