Aklımıza ocakta yemek hazırladığımız bir senaryoyu getirelim ve örneklendirmemizi bunun üzerinden yapalım. Karnınızı doyurmak ve açlık hissinizi bastırmak bu örnekteki temel amacımız. Ocağın altını yaktınız ve televizyon izlemeye gittiniz. Televizyon izlerken birden bire ocakta yemek olduğunu hatırladınız ve hemen yemeği kontrol etmeye mutfağa gittiniz. Gittiğinizde yemeğin yandığını gördünüz. Peki bir sürecin sadece bir olası sonucu mu olur ? Daha kötü bir senaryoyla karşılaşabilir miydik ?
Örneklememizde gördüğümüz üzere asıl amacımız karnımızı doyurmak olduğu halde süreç içerisinde bir şeyler oldu ki sunduğumuz girdi beklenilenden farklı bir çıktı haline geldi. İstediğimiz şey kendimize yiyecek bir şeyler hazırlamakken süreç bir sapmaya uğrayarak farklı bir durum haline geldi. Bu nihai sonuç daha farklı bir şekilde de karşımıza çıkabilirdi. Ocağın üstündeki materyal aşırı ısınmadan dolayı alev alıp bir yangına sebep olabilir ya da ocaktaki alevlenme sönüp ev gazla dolarak zehirlenmemize yol açabilirdi. Bunların hepsi gerçekleştirdiğimiz eylemin olası sonuçlarıdır.
Her faaliyet süreci içerisinde istenmeyen olayların yaşanabilme ihtimali mevcuttur. Eğer ki bu ihtimali sıfıra indirmek istersek bunun tek yolu o faaliyeti gerçekleştirmemek olacaktır. İstenmeyen bu olayları yaşatma potansiyeli taşıyan her türlü etkene potansiyel tehlike (hazard) diyoruz. Örneğimizdeki hazard, yemek yaparken televizyon izlemeye gitmemiz ve ocağın altını açık unutmamız olabilir. Önemli olan böyle bir davranışı neden ve niçin sergilediğimiz. Uykusuzluk, stres ve zaman baskısı gibi etkenler istenmeyen olayların kök sebepleri olabilir. Yaşadığımız bu olayın olası sonuçları yangın, zehirlenme, yemeğin yanması gibi durumlar olabilir ve kabul etmelisiniz ki bu sonuçların hepsinin etkisi birbirinden farklıdır. Yemeğiniz yandığında yemek yememeyi tercih edebilirsin veya yeseniz dahi en fazla bir miktar mide sorunları çekersiniz fakat bir yangın durumunda yaralanabilir hatta ve hatta ölebilirsiniz. Bunu risk ile ilişkilendirebiliriz. Risk, istenmeyen olayların yaşanma olasılığı ve yaşandığı takdirde sonuçlarının etkisinin derecesinin bileşiminden ibarettir.
Açıkladığımız birçok kavramı da işin içine dahil edecek olursak şöyle bir yargıya varabiliriz:
- 1) Faaliyetler bir amaca yöneliktir.
- 2) İstenmeyen olayları yaratabilecek potansiyel tehlikeler etrafımızda sayısızca bulunur
- 3) Hepsinin bir sonucu, bu sonucun ise getirdiği riskler vardır.
Bu risklerin kabul edilebilir düzeylerde tutulmasını ise emniyet olarak tanımlayabiliriz.
Çevremizde sonsuz sayıda uyaran bulunmaktadır. Bu bir ses, görüntü, sıcaklık olabilir. Bu uyaranlar bir veri üretir ve insanlar duyu organlarıyla bu verileri yakalarlar. Buna duyumsama denilmektedir. Uyaranın yarattığı veri duyumsandıktan sonra ise insanın bilgi işlem sistemi çalışmaya başlamakta ve algı oluşmaktadır. Kısacası dışarıdan aldığımız verileri bilişsel bir süreçten geçirir ve anlamlı, kullanılabilecek hale getiririz. Lakin insan tüm bu uyaranların hepsini duyumsayamaz. Duyumsayabildiği verileri de her zaman doğru anlamlandıramaz. Gözümüzün belirli bir görüş mesafesi, kulaklarımızın işitebileceği belirli bir desibel seviyesi mevcuttur ve bunlar insanın fiziki sınırlılıklarını, bilgi-işlem kapasitemizin sınırlı oluşu ise bilişsel sınırlılıklarımızı oluşturmaktadır. Bu sınırlılıkları göz önüne alırsak çok net söyleyebiliriz ki insanlar hata ve ihlal yapmaya açıktır. Peki birbirine bu kadar benzeyen ama gerçekte birbirinden çok net bir şekilde ayrılan bu iki kavramın tanımı nedir ?
Hata insan davranışındaki isteksiz sapmalarken, ihlaller ise bunun tam tersi sapmanın kasti bir şekilde gerçekleştirilmesidir. Yani eğer ki bir insan ortaya konmuş mevzuatı takip ederek eylemini gerçekleştirdiği halde emniyet tehlikeye giriyorsa burada bir hatadan söz edilebilir. Lakin bu insan tüm prosedür ve kuralları çiğneyip emniyeti tehlikeye atıyorsa bunun bir ihlale dayandırılması daha olasıdır. Farkındaysanız bir sonuçtan bahsetmedim çünkü hata ve ihlaller her zaman istenmeyen sonuçlar doğurmaz hatta insanlar rutinlerini gerçekleştirirken, bir eylemin başarılı bir şekilde gerçekleştiğini düşünürken bile çok sayıda hata/ihlal yaparlar. Hata ve ihlalin birbirinden ayrılması, emniyet yönetimi içerisinde önem teşkil etmektedir.
Bir sonraki yazımda emniyete ilişkin daha fazla kavramı elimden geldiğince açıklamaya çalışacağım. Eğer ki metinde bilgisel bir yanlışlık olduğunu düşünüyorsanız lütfen benimle iletişime geçiniz. Çünkü bulunduğumuz çağdaki en büyük tehditlerden biri de bilgi kirliliğidir.
Yorum Bırakın