Filmlerini ''Bütün filmlerim yönünü tam olarak bulamayan, nasıl yaşanacağını pek bilemeyen.. Ve umutsuzca arayışta olan bireyler hakkındadır.'' cümlesiyle açıklayan, sanatıyla evrenselleşmeyi başarmış ender yönetmenlerden biri olan Krzysztof Kieslowski'nin izlemeniz gereken 5 filmini sizin için listelemeye çalıştık. Şimdiden keyifli izlemeler!

A Short Film About Killing (1988)

Bazı toplumsal olaylar karşısında idam fikrini aklımızdan geçirip dururuz. O an için, en adil hesaplaşmanın suçu işleyen kişinin idamı ile mümkün olacağına inanırız. Ancak bu filmden sonra, bu konudaki fikirleriniz sarsılacak. Kieslowski'nin aynı oranda sempati uyandırmayan bir maktul ve bir katil üzerinden kurguladığı bu film, yönetmenin en iyi filmlerinden biri. Filmin dekalog serisinde yer alan bir bölümü de mevcut. Bu bölümle ilgili ayrıntılı bilgi için şu içeriğe de göz atabilirsiniz: Dekalog, Piec | Krzysztof Kieslowski.

A Short Film About Love (1988)

Aşk üzerine yapılmış çok fazla film var. Ancak bu film, onların arasından sıyrılmayı başarıyor. Film en özet haliyle; karşı komşusu Magda'yı hayatının odak noktasına koyan Tomek'in kısmen rahatsız edici hikayesini anlatıyor. Platoninin film boyunca usta bir kurguyla nasıl boyut değiştiğine hep birlikte şahit oluyoruz. Ve aşk üzerine olan fikirlerimizi bir kez daha sorguluyoruz.. Filmin, dekalog serisinde yer alan bir bölümü de mevcut. Bu bölümle ilgili ayrıntılı bilgi için şu içeriğe de göz atabilirsiniz: Dekalog, Sześć | Krzysztof Kieslowski.

Dekalog-Osiem (1989)

Dekalog serisi içerisinde yer alan tüm filmler izlenmeye değer ancak serinin sekizinci filmi diğer filmlerden bir adım önde durmayı başarıyor. İnsan yaşamının en üstün değer olduğu, üniversitede etik dersleri veren bir profesör ve geçmişte ölüme terk ettiği yahudi bir genç kız üzerinden anlatılmaya çalışılıyor. Filmle ilgili ayrıntılı bilgi için şu içeriğe de göz atabilirsiniz: Dekalog, Osiem | Krzysztof Kieslowski.

The Double Life of Veronique (1991)

Hayatı boyunca kendisini aynı anda iki farklı yerde hisseden bir/iki kadının öyküsü: Polonya'da yaşayan Weronika ve Fransa'da yaşayan Veronique.. Görünüş olarak birbirlerinin aynısı olan bu iki genç kadının, birbirlerinden gizemli ve garip bir biçimde etkilenmeleri Kiewslowski dokunuşyla şiirsel bir dille anlatılır. Filmle ilgili ayrıntılı bilgi için şu içeriğe de göz atabilirsiniz: Bir Fotoğrafta Aynınla Karşılaşmak: La Double Vie De Veronique (1991)

Three Colours - Blue (1993)

Yönetmenin Üç Renk serisi, sinema tarihi açısından önemli bir noktada duruyor. Seri içerisinde yer alan üç filmi de aynı oranda beğenmeme rağmen, bu filmi özellikle listeye ekledim. Henüz izlememiş olanlar için hem üçlemenin ilk halkasını oluşturması hem de en başarılı filmi olarak nitelendirilmesi açısından iyi bir başlangıç olabileceğini düşünüyorum. Film, ünlü bir besteci olan eşini ve tek çocuğunu bir trafik kazasında kaybeden Julie'nin bu kederle baş etme sürecini anlatıyor. Julie karakterine hayat veren Juliette Binoche'nin kusursuz oyunculuğunun da filmin başarılı olmasında etkisi oldukça büyük. Filmle ilgili ayrıntılı bilgi için şu içeriğe de göz atabilirsiniz: Üç Renk: Mavi | Krzysztof Kieslowski.