Geçmiş Bir Öykümüze Dokunarak İyileşmek: Coco

Geçmiş Bir Öykümüze Dokunarak İyileşmek: Coco
  • 5
    0
    0
    1
  • Coco (2017) filmini izlediniz mi? Yediden yetmişe çok şey anlatan bu animasyon filmi aracılığıyla 
    "iyileşmeye dair" bir şeyler anlatmaya geldim bugün.

    Miguel, henüz 12 yaşındadır. Meksika'da, Santa Cecilia'da yaşamaktadır. Uzun bir zaman önce ölümüş Imelda Rivera (büyük büyük annesi), zamanında bir müzisyenle evlenmiştir fakat evlendiği adam bir süre sonra ailesini müzik yapmak için terk etmiştir. Buna çok üzülen Imelda Rivera, müziğe duyduğu büyük aşka ve güzel sesine rağmen tüm ailede müziği yasaklamış, bunun yerine ailesiyle ayakkabıcılık işine girmiştir. Torun Miguel, bir zamanlar çok ünlü bir gitarist olan Ernesto de la Cruz gibi bir müzisyen olmayı hayal etmektedir. Ailesinin müziğe olan tepkisinden dolayı gizlice gitar çalmaktadır fakat bir gün sokakta gitar çalarken büyükannesi Elena'ya yakalanır. Elena'nın öfkesine aldırmayan Miguel bir akşam, soyundan geldiğini düşündüğü Ernesto de la Cruz'un mozolesine girer ve mozolenin duvarında asılı duran gitarı çalar. Bu sırada görünmez olur ve dışarı çıktığında sadece ölülerle iletişim kurabildiği, yaşayanlara ise görünmediği bir boyuta geçer... O gün, Meksika'da "Día de Muertos" yani Ölüler Günü kutlanmaktadır.

    Ulusal bir bayram olarak kutlanan Meksika Ölüler Günü Aztek, Maya ve İspanyolların antik zamanlarında Aztek Tanrısı Mictecacihuatl adına yapılan törenin bugüne yansımasıdır. Meksika Ölüler Günü'nde evin bir köşesine sunak yapılır, genellikle beyaz bir örtü üzerine yapılan sunağın ortasına yemekler konulur, masa ölülerin resimleriyle ve dini sembollerle süslenir. Ölen kişi bu özel günde dünyaya geliş yolunu kolaylıkla bulabilsin diye iki yana mumlar konur. Evin içerisinde hazırlanan sunak, Cempazuchitl (Ölüm Çiçeği) denilen kadife çiçeğiyle süslenir. Bu çiçeğin yapraklarından yayılan kokunun, ruhlara, kendi mezarlarına dönme konusunda yardımcı olduğuna inanılır. 

     Miguel mozoleden dışarı çıktığında ölen ailesinin üyeleriyle karşılaşır. Geride kalan ailesi, yaşayanlar kadar öfkelidir müziğe hala. Seneler geçmesine rağmen ölü olan büyükannesi Imelda'nın eşine duyduğu öfke geçmemiştir. Ölüler dünyasında bile kavgalıdır geçmişiyle, ızdırap çekmektedir. Ama asıl aradığı kişi Ernesto de la Cruz'dur Miguel'in. Ona ulaşmak istemektedir çünkü içindeki müzik tutkusunu en iyi anlayacak olan odur. 


    Miguel bu sırada, ölüler dünyasına geçtiği için lanetlenmiştir, aranmaktadır ve geri dönmek için gün doğmadan bir aile üyesinin kendisini kutsaması gerekmektedir. Bu yolda Hector ile tanışır. Aralarında bir anlaşma yaparlar: Hector, Cruz'a götürecektir Miguel'i, Miguel de bunun karşılığında Hector'un sakladığı bir fotoğrafı yaşayanların dünyasına ulaştıracaktır. Çünkü Meksika kültürüne göre, üç ayrı ölüm evresi vardır: Birincisi bedenin fonksiyonu kaybettiği ve ruhun ayrıldığı, ikincisi vücudun gömülmesi ile ölümün sembolize edilişi, üçüncüsü ve acı olanı ise ölen kişiyi, yaşayanların dünyasında hatırlayan bir tek insanın bile kalmadığı son evredir. Dünyada kendisini anımsayan tek bir insan bile kalmadığında kişi, ölülerin yaşadığı dünyadan da silinir ve sonsuza dek kaybolur. Hector'un ise geride bıraktığı bir tek kızı kalmıştır. Kızı, Miguel'in büyükannesi Coco'dur, Alzeimer'dır Coco ve babası Hector'u unutmak üzeredir.

    Miguel, bu zorlu yolculukta, önemli yüzleşmelerin eşiğindedir. Yaşayan dünyadaki ailesinin müziğe neden bu denli öfke duyduğunu anlamaya başlamıştır. Aslında bu öyküde kuşaklararası aktarılan bir travma mevcuttur. Kadın terk edilip tek kızıyla birlikte kaldığında öyle bir ızdırap yaşamış ve bu ızdırabın neden olduğu travma her bir aile bireyine öyle yerleşmiştir ki, müzikle ilgilenen herkesin, bir gün aile bağlarını koparacağından duyulan patolojik bir korkuya yol açmıştır. Meksika kültürü gibi aileye ve aile bağlarına çok önem veren bir kültürün içinde yaşayan bu aile için sonuç olarak müzik kabul edilemez bir hale gelmiştir. Baskı gibi görünen ailenin bu tutumu aslında bu çözülmemiş aktarımın hala hastalıklı izlerini taşımaktır.


    Seninle Başlamadı: Kalıtsal Aile Travmalarımızın Kim Olduğumuza Etkileri kitabında Mark Wolynn şunu söyler:

    "Eğer avucunuzun içine derinlemesine bakarsanız,orada ebeveynlerinizi ve atalarınızın tüm nesillerini göreceksiniz. Onların hepsi şu an yaşıyor. Her biri bedeninizde mevcuttur. Siz bu insanların her birinin devamısınız."  

    Miguel'in ailesi, birliğin yarattığı güce ve bağlılığa önem verirken önemli bir şeyi, kendi yollarını bulma arzusunu bastırmıştır ve bu onlarda otantik kişiliğin kaybı ile sonuçlanmıştır. Miguel ise ailesine karşı güçlü durarak ve tutkusunun peşinden giderek, hiçbir aile bireyinin şimdiye dek cesaret edip çıkamadığı bir yolculuğa çıkmıştır. Gitar çalmanın ve müzik aşkının ötesinde bir görev üstlenmiştir farkında olmadan.

    Mark Wolynn'ın da dediği gibi "Söylenmemiş her şey sonrakilere aktarılır." Bunun bedeli bazen, yetişmekte olan yeni kuşağın içgüdülerini reddetmesi ile ödenir ve sonucunda korkuyla harmanlanmış bir yaşamı beraberinde getirir. Bu bir zincirdir ve bir yerde kırılmadığı sürece nesiller boyu devam edebilir. Bu travma çoğunlukla kendini depresyon, takıntılı davranışlar, sebepsiz korkular, anksiyete yoluyla gösterir. Ne mi yapmak gerekir? Geçmişe dönmek, kişisel ve sosyokültürel tarihimizi araştırmak. Konuşabildiğimiz en yaşlı aile bireyleriyle konuşmak, yaşadıkları kritik olayları sormak, dinlemek, hatta kayıt almak bazen büyük kapılar açabilir. Çünkü  yaşlı insanlar çoğunlukla kendilerini etkileyen en önemli olayları hatırlarlar ve kritik olayların o insanlarda bazı izler bırakmış olması muhtemeldir. Yine muhtemelen bu ya bir aile baskısı, ailedeki bir tabu, anksiyete ya da bir hastalık olarak ortaya çıkmıştır ve senaryo her kuşakta kendini tekrar etmektedir.

    Eğer kalıtsal açıdan bazı döngüler fark ediyor ve bununla ilgili ne yapacağınız konusunda henüz bir fikriniz yok ise, bu zorlu karantina günlerinize Adrian Molina ve Lee Unkrich'in yönetmenliğindeki, hem çocuklar hem yetişkinler için hazırlanmış olan Coco(2017) filmini katabilirsiniz!


    Unutmayın, kuşaklararası aktarım yalnızca bir problem ve üstü kapatılması gereken bir konu değildir. Bu, hayatınızda henüz açılmamış güzel bir kapı ve bu kapının güzel bir kilidi olduğu anlamına gelir. 
    Bu kilit bazen zor gibi görünse de, içimizden gelen sesi dinlemek, sormak, ve yola çıkmaktır.

     

    ">Coco'dan bir şarkı, La Llorona

     

    İyi seyirler!

    Eylül Salman


    Kaynakça:

    Fronteriza, F.(2017). Coco: How learning history can heal the generations. https://www.fiercefronteriza.com/fierce-fronteriza-blog/coco-how-learning-history-can-heal-the-generations#.

    Sağır, A. (2013). Ölüm, Kültür Ve Kimlik: Iğdır Ölü Bayramı İle Meksika Ölü Günü Örneği. Milli Folklor. 25;(98):130.

    Wolynn, M. (2016). Seninle Başlamadı. İstanbul: Sola Unitas Yayınları.


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.