"Bir kişi hariç bütün insanlık aynı görüşte olsa, tek bir kişi karşı görüşte olsa, insanlığın o kişiyi susturma hakkı, o kişinin gücü yetse insanlığı susturma hakkından fazla değildir." der JOHN STUART MILL "Düşünce ve Tartışma Özgürlüğü Üzerine" kitabında. İngiliz filozof aynı zamanda döneminin önemli siyasetçilerinden de biridir. Mantık alanında çalışmalar yapan MILL mantık ilkelerini sosyoloji ve siyaset gibi alanlara uyarlamasıyla öne çıkar.
"Düşünce ve Tartışma Özgürlüğü Üzerine ", yazarın 1860'ta yayımladığı " Özgürlük Üzerine " isimli eserinin 2. bölümünü oluşturur. Döneme göre fazla cesur bir yaklaşımla kaleme aldığı eseri o dönemlerden şimdiye kadar birçok şeyin değişmediğini gözler önüne serer.
Düşünün! Okulda herhangi bir derstesiniz. Öğretmeniniz bir soru sordu. Cevabı bildiğinizi düşünüyorsunuz. Sınıftan kimsenin bir fikri yok. Siz de cevabı söylemeye çekiniyorsunuz. Daha sonra öğretmenimiz doğru cevabı söylediğinde aslında düşündüğünüzün istenilen cevap olduğunu görüyorsunuz. Sonraları ise keşke söyleseydim diye belki de günlerce düşünüp pişman oluyorsunuz. Eminim ki bu durum herkesin başına en az bir kere gelmiştir. Peki o anda bizi cevabı söylememeye iten nedir? Dalga geçilme korkusu mu? Özgüvesizlik mi? Yoksa bu bilinçaltımızda olan bir sınırlandırılması duygusu mu?
Sosyal yaşantımızda gün içerisinde pek çok kişiyle karşılaşıyoruz, birçok ortamda bulunuyoruz. Eğer dikkat ettiyseniz bir grupta sohbet ettikten sonra o gruptan bir kişiyle özel olarak konuştuğunuzda size daha önceki konularda söylemediği, içinde tuttuğu bazı düşüncelerini açacaktır. Bence bunun nedeni yanlış bir şey söylerseniz -ki aslında yanlış tanımı da özneldir- toplumdan dışlanırım düşüncesidir. Ya bana gülerlerse? Aslında bu tavırlar dışarıdan bakıldığında çok komiktir ancak insan kendini böyle düşünmekten alıkoyamaz.
Sosyal medyadaki linç kültürü de bu olumsuz durumu destekler. Sosyal medya platformlarından her ne kadar özgür düşünce ortamı sağlanabilse de sürekli karşımıza bazı insanlar çıkar. Bunu böyle yapma. Neden böyle söyledin? Sen bu düşünceyi mi destekliyorsun yoksa şunu mu? Eğer bunu destekliyorsan kötü bir insansın!
İnsanları kalıplara sokmaya bayılıyoruz. Böylece kitleler hakkında bir çıkarım yaptığımızda herkesi tek tek tanıyormuşuz hissine kapılıyoruz. Genellemelerden; sınavdan tam puan alanların hepsi çalışkandır, kadınların hepsi güçsüzdür(!), yılanların hepsi zehirlidir gibi sonuçlar çıkarırız. Bu tümevarımın yanlış bir kullanımıdır çünkü konu tekrar özele indirgendiğinde istisnalar kaideyi bozabilir.
Herkesin düşüncesi başkasına zarar vermediği sürece özgürdür. Sorunların çözümü biziz. Kendi kendimizi engelliyorsak yine kendimiz önümüzü açabiliriz. İhtiyacımız olan daha fazla saygı ve daha az önyargı...
Çözüm biziz ama nasıl çözeceğiz?