Hepimiz, sosyal varlıklar olduğumuzu ve iletişim kurmadan duramayacağımızı kabul ediyor değil mi? İnsan, yalnızken bile kendisiyle iletişim kuran bir varlık. Hatta en çok kendimizle konuşuyor bile olabiliriz. Peki, en son ne zaman biriyle iletişim kurdun? Bu soruya cevapınız belki de “2 dakika önce" şeklinde olacak. “Whatsapp gruplarında arkadaşlarımla sürekli konuşuyorum, instagramdan birbirimize hikayeler gönderiyoruz, en son paylaştığı fotoğrafın altına yorum atmıştım.”
Çevremizdeki insanlarla sosyal medya aracılığıyla sürekli iletişim halindeyiz. Özellikle bu pandemi döneminde teknolojinin önemini çok daha iyi anladık. Bu dönemde belki de bize en iyi gelen şey; göremediğimiz ailelerimiz ile görüntülü konuşmak oldu.
Teknoloji, bize altın tepside sunulan bir nimet değil mi?
DEĞİL!
Teknolojinin, toplumların medeniyet seviyelerini arttırması, çevre kirliğiliğini azaltacak ürünler geliştirmesi ve toplumlara faydalı olması gereken bir araç olmalıydı, manipüle eden değil. Teknoloji ile gelişen sosyal medya da, insanların iletişim kurmak, arkadaşları ile fotoğraflarını paylaştığı ve aldığı beğeniler ile de iyiliği yaydığı bir yer! Durum hiç de öyle olmadı. Sosyal medya hayatımıza tamamen girdiğinden beri kendi tercihimiz çerçevesinde ne yaptık? Ben size söyleyeyim. Hiçbir şey! Tüm o karşımıza çıkan gönderiler,reklamlar, videolar hiçbirini biz seçip izlemiyoruz. Youtube akışınızdaki videolar neden daha çok dikkatimizi çekiyor ve onları izliyoruz? Çünkü Youtube, bizi kendimizi tandığımızdan çok daha fazla tanıyor ve biliyor. Neyi sevdiğimizi, ilgi alanlarımızı, siyasi görüşümüzü her türlü verimizi işleyerek bizi manipüle edebiliyorlar.
Günde kaç saat telefonlarımızda vakit geçiriyoruz? 3 saat mi? Belki de 7 saat? Bilmiyoruz. Çünkü farkında olmamızı istemiyorlar. Sosyal medya ile kurdukları bu sistem bizi fanusun içinde tutmaya odaklı bir sistem. Biz ne kadar çok vakit geçirir ve kaydırıp yenilersek onlar için o kadar para demek olduğunu biliyor muydunuz? Tüm o içerikler ve reklamlar bizi daha çok bu dünyanın içinde tutmak için tasarlanmış durumda. Düşünün, takip ettiğiniz influencer bir ürünü öneren story paylaştı ve link ekledi, siz de sırf o önerdi diye gidip satın aldınız. İhityacınız var mıydı? Sizin seveceğiniz bir şey miydi? Bunları düşünmüyoruz çünkü bizim sevdiğimiz influencer önerdi, kesinlikle güzeldir! Saatlerce keşfette dolaşıp bir sürü video izliyor ve fotoğrafla etkileşime giriyoruz. Biz izledikçe benzer şekilde bir sürü içerik peşi sıra bizim için geliyor. Unutmayın, ne kadar uzun süre ekrandan gözümüzü ayırmazsak o kadar çok kazanıyorlar!
Sosyal medya hesaplarınıza girmeden ne kadar süre durabilirsiniz? Hangi arkadaşınız ne paylaşmış bilmeden ne kadar zaman geçirebilirsiniz? Kaydırmadan bir gün düşünün. Telefonun ekranına bakmadan uzanıp dinlendiğiniz bir an. Mesaj bildirimi gelip de kafanızı çevirip bakmadığınız bir saniye olabilir mi? Çok zor diye düşünüyor musunuz? Belki de huzursuz hissedenler bile oldu?
Arkadaşınızla, ailenizle ya da sevgilinizle sohbet ederken o ekranı aradan kaldırın. Yüzüne bakın. Bir video izlemek istediğinizde araştırın. Sosyal medyadan size gelen her şeyi kabul etmeyin. Sizi dünyanın düz olduğuna bile inandırabilir çünkü. Bir alışveriş sitesine girdiğinizde “Sizin İçin Seçtiklerimiz” kısımından değil kendi seçtiğiniz bir kazağı satın alın. Boş zamanınızda uzanıp biraz dinlenin ya da dışarı bakıp derin bir nefes alın!
SİZİ AVUTMAK İÇİN VERİLEN EMZİĞİ ÇIKARIN ARTIK AĞZINIZDAN!
Kaynak:
Çok başarılı bir yazı olmuş. Tebrikler!