Tiyatro, Atina'da antik yunan trajedileriyle başlar. Trajedi ilk olarak Dionysos için yapılan ayinler sırasında şiir olarak ortaya çıkar hatta trajedi kelimesinin kökeni Dionysos'un sembol hayvanı olan keçilere ithafen "keçi şarkısı" manasına gelir. Sanırım Aristoteles'ten tragedyanın geçirdiği değişimler hakkında bilgi alabiliriz: "...Birçok değişiklik geçirdikten sonra, tragedya kendi doğasına en uygun hale geldi ve oturaklığa kavuştu. İlk olarak Aiskhylos oyuncuların sayısını birden ikiye çıkardı ve koronun ağırlığını azaltarak başrolü söze verdi. Sophokles ise oyuncu sayısını üçe çıkarıp sahne tasarımı kullandı. Ayrıca uzunluğu da değişti, kısa öykülerden ve satirik kökenine dayanan gülünç dil kullanımından [leksis] uzaklaşarak ağırbaşlılık kazandı ve dörtlü ölçüden iambik ölçüye geçildi..."
Aristoteles kitabında tragedyayı şöyle tanımlar: "Tragedya, acıma ve korku yoluyla bu gibi duygulardan arınma sağlamak için, ağırlığı olan, tamamlanmış, belirli uzunluğa sahip bir eylemin, her bölümünde ayrı ayrı biçimlerde çeşnilendirilmiş bir dil kullanarak, anlatı aracılığıyla değil, davranışlarda bulunan insanlar aracılığıyla taklit edilmesidir." Aslında bu "taklit" düşüncesi Platon'un sanat görüşüyle de örtüşebilir şayet Platon Sanat'ı gerçeklerin taklidini taklidi olarak açıklar. Platon'a göre gerçek varlıklar İdealar Dünyası'ndadır. Algıladığımız varlıklar ise gerçek varlıkların gölge tiyatrosudur. Platon bu durumu Mağara Alegorisi olarak açıklar. Sanat ise algılanan bu gölgelerin gölgesidir ki bu yüzden Platon için çok anlam ifade etmez.
Aristoteles'e göre ise gerçek varlıklar bu evrende, varlıkların içinde bulunan özlerdir. Form ve madde, varlıklarda kaynaşmış bir biçimde bulunur. Sanat Aristoteles'e göre de bir taklittir (mimesis) ve bu taklit bir olayın, eylemin yani insancıl gerçeklerin taklididir ancak kesinlikle basit bir kopya değildir. İnsana ait bir eylemdir ve gerçeklikten ayrı tutulamaz. Ona göre şiirin doğuşu da bu taklit etme isteğinden kaynaklanmaktadır.
Poetika 26 bölümden oluşur ve bu bölümlerde iyi bir tragedyanın nasıl olması gerektiği örneklerle açıklanır. Aristoteles bir bölümde iyi bir tragedyanın yazarı olmak hakkında "Birçok ozan iyi düğüm atar ama kötü çözer, oysa ikisi arasında denge kurmak gerekir." der. Bu şiir yazarlığı için gerekli olan sadece bir koşuldur ancak metnin tamamına bakıldığında bir denge durumunun söz konusu olduğu söylenir ki bu da "Altın Orta" öğretisiyle uyuşur. Bu Aristoteles'e erdem anlayışının özetidir. Ona göre aşırılıktan kaçınmak ve ortada durmak gerekir.
Aristoteles'in sanat anlayışı birçok sanatçıyı ve filozofu etkilemiştir özellikle İslam Felsefesi'ndeki etkisi yadsınamaz. Fikirleri ve felsefesi hala bizler için birer yol göstericidir ve öyle olmaya devam edecektir.
Kaynakça
Wikipedia: Aristoteles
Mozartcultures: Aristoteles'in Sanat Anlayışı ve Şiir Sanatı Üstüne
"Uçlarda biri ötekinden daha çok yanlışa götürür;ortayı bulmak ise son derece güç olduğundan derler ki ikinci yol olarak en az kötü olanları seçmek gerekir. "