Sineklerin Tanrısı

Sineklerin Tanrısı
  • 6
    0
    0
    0
  • Nobel ödüllü İngiliz yazar William Golding 1954 tarihinde kaleme aldığı Sineklerin Tanrısı günümüzde bir nükleer savaş sırasında ıssız adaya düşen birkaç çocuğun geldikleri dünyanın bütün modern törelerinden uzaklaşarak insan yaradılışının temelindeki korkunç gerçeği ortaya koymalarını dile getirir. Konusu sebebi ile Ballantyne’nın Mercan Adası’nı anımsatan bir eser olarak anılan Sineklerin Tanrısı Mercan Adası’nın cenneti andıran ortamında başlıyor ancak okuru Mercan Adası’ndaki duygusal iyimserlikten çok farklı yöne götürüyor. Roman modern toplumların yapısındaki çatlakları, insan yaradılışının derinliklerini ve uygar insan karanlığını betimliyor. “Uygar insanın yüreğinde gizlenen karanlık” ifadesini bu eser için kullanırken Conrad'ın Karanlığın Yüreği adlı kısa öyküsünü hatırlarız çünkü insanlığın ruhundaki o karanlık, tıpkı Kurtz gibi uygar toplumdan uzak bir yaşam kurmak isterken ortaya çıkıyor romandaki çocuklarda. Örnek bir düzen oluşturmak isterken korkunç bir kişiliğe bürünen çocuklarla diğer ıssız ada romanlarından ayrılan eser, ıssız ada yaşamının zorluklarını ya da çekiciliğini ve farklılığını anlatmamış olup kişiler arasındaki çatışma ile insanlık durumunu işlemiştir. Kitapta kahramanların yetişkin olmaması ancak insan doğasının vahşiliğini konu alması ve bu durumun çelişki olarak görülmemesi henüz çocuk da olsa insanların acımasız olduğunun kabulü sayılabilir. İşte insanların doğuştan sahip olduğu liderlik arzusu gruba dahil olma isteği ya da dahil olamama korkusu şiddet eğilimi ve saldırganlık içgüdüsü...             

    Saldırganlık içgüdüsü ifadesi mutlaka bizleri Freud’a götürür ve kitapta ele alınan insanların doğuştan getirdiği vahşiliği ile Freud’un insan doğasına bakışı ortak noktalarda buluşur zihnimizde.

    Freud’un insan doğasına bakışının temelinde, belirlenmiş olan her şeyin gerçekleşme zorunluluğu olduğu ya da etkisinin zorunluluğu bulunur. Freud insanları saldırganlığa iten içgüdünün varlığını savunmaktadır ve saldırganlığın doğuştan geldiğini savunan bu düşüncesi Freud ve kuramını büyük eleştirilere maruz bırakmıştır. İnsanların, karanlığını doğuştan bulundurduğu ve uygun zamanda bu kötü duyguları gün yüzüne çıkardığını savunan Freud ile Sineklerin Tanrısı kitabının olay örgüsünü bağdaştırmamak elde değil. 


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.