Yıldız Çini Fabrika-İ Hümayun Porselenlerinin Üzerindeki İstanbul Manzaraları

Yıldız Çini Fabrika-İ Hümayun Porselenlerinin Üzerindeki İstanbul Manzaraları
  • 2
    0
    0
    0
  • Yıldız Çini Fabrika-i Hümayun’u 1891 yılında II. Abdülhamid’in talimatı ile Yıldız Sarayı’nın bahçesine kurulmuştur. Ekonomik strateji açısından böyle bir fabrikanın kurulması, sanayi devriminin ardından gelen önemli bir adımdır. Bu adım sayesinde Osmanlı üretimi porselenlerin ihracatı, sanatın farklı coğrafyalara yayılımı açısından kayda değer bir durum olmuştur.

    Yıldız Çini Fabrika-i Hümayun’da üretilen porselenler Fransız Sévres ve Limogés gibi önemli etkileri üzerinde taşımakla beraber, yabancı uyruklu ve yerli ustaların beraber çalıştığı bu ortamda bir kültür sentezi oluştuğu söylenebilir. Manzara tasviri, porselenlerde kullanılan önemli bir motif olarak karşımıza çıkmakla beraber bu manzara tasvirlerinin bazılarının Yıldız Albümleri’nden alındığı görülmektedir. 

    Öncelikle sürecin en başına döndüğümüzde değişen ve gelişen dünyaya ayak uydurmaya çalışan Osmanlı Devleti bunun için bazı adımlar atmıştır. Batı’dan gelen elçiler ve bununla beraber İstanbul’da kurulan elçilikler veya Batı’ya gönderilen öğrenciler bu aşamada en önemli etkenler olmuştur. Batı eğitimi alıp tekrar Osmanlı topraklarına dönen öğrencilerin resim sanatına ve bununla bağlantılı olarak perspektif, hacim, derinleşme gibi alanlarda önemli gelişmelere imza attıkları görülmektedir. Bu aldıkları eğitim sonucunda özellikle manzara ressamlığına bir eğilim gösterilmiş bu anlamda İstanbul’u ya da İstanbul’un mimari yapılarını sanata katarak aldıkları perspektif eğitiminin yansımasını tuvale dökmüşlerdir.

    II. Abdülhamid’in sanata verdiği önem yaptığı hamlelerde net bit şekilde görülebilmektedir. Sanatı ve sanatçıyı himayesi altına alan, bunların gelişmesi için çeşitli olanaklar sağlayan birisi olarak bilinmektedir. 

    Fransız Bilimler Akademisi’nin fotoğrafı buluşu ve dünyaya tanıtması tasvir sanatını da önemli ölçüde etkilemiştir. Bu buluş ile Osmanlı topraklarında çeşitli fotoğraf atölyeleri kurulmaya başlanmıştır. Hatta bu durum öyle bir hal almıştır ki Abdullah Biradeler ismiyle anılan kişiler şehir şehir gezerek buralardaki insanları, semtleri, sokakları, yapıları çekmiş ve bir derleme oluşturmuşlardır. Tabii Sultan Abdülaziz de böyle bir şeyi kendi işlerini kolaylaştırmak adına kullanmış, teftiş yapmak için sokağa çıkmak yerine halkı çekilen fotoğraflar sayesinde gözlemleme fırsatı bulmuştur. Fotoğrafın bu şekilde sağladığı yararlar tasvir sanatında da kullanılmıştır. Sultan Abdülaziz sarayına bir fotoğraf atölyesi kurdurmuş ve manzara resimlerinin çiziminde buradaki fotoğrafların kullanıldığı düşünülmektedir. Bu durum sadece tuval üzerinde kalmamış porselen sanatına da yansımıştır. Yıldız Çini Fabrika-i Hümayun’da üretilen porselenlerde de yine çekilmiş olan fotoğraflardaki manzara resimleri kullanılarak bir resimleme yapıldığı düşünülmektedir. 

    Bu fabrikada üretilen eserler daha çok sarayın porselen ihtiyacını karşılamak için yapılsa da zamanla Sultan Abdülaziz’in Osmanlı sanatını başka ülkelere yaymak istemesinden dolayı çeşitli krallara, imparatorlara porselen hediye edildiği kayıtlara geçmiştir. Fabrikanın kaliteli ürün vermesi adına Fransa’nın ünlü porselen fabrikalarından ustalar getirtilmiş ve yine bu amaçla Sanayi Nefise Mektebi’nde okuyan başarılı öğrenciler Fransa’ya bu konu hakkında eğitim alabilmeleri için gönderilmiştir. Üretilen eserlerin tamamında Yıldız Çini Fabrika-i Hümayun’un kendi amblemi olan ay ve yıldız motifi, tarih ve bazılarında da ek olarak sanatçı ismi yazmaktadır. 

    İlerleyen dönemlerde II. Meşrutiyet ile sultan tahttan indirilmiş, fabrika da kapatılmıştır. Daha sonra fabrikanın sarayın dışında bir yerde açılması konuşulsa da etrafı duvarlarla çevrilerek saray kompleksinden ayrı bir yapı haline getirilmiştir. I. Dünya Savaşı zamanında ise yeniden kapatılarak üretim durdurulmuştur. 1959 yılından sonra Sümerbank Yıldız Porselen Sanayi Müessesesi adı ile yeniden açılmış ve üretime başlamıştır. 1994 yılından itibaren fabrika, TBMM Milli Saraylar Daire Başkanlığı’na bağlı olarak Yıldız Porselen Fabrikası adı ile faaliyetlerini sürdürmüştür. 

    Fabrikada üretilen porselenlerin üzerinde Göksu Deresi ve çeşmesi, Kız Kulesi gibi manzaralar yer almaktadır. Burada daha çok bu konumlara ayrı bir kıyıdan, uzaktan bakılıyor hissi verilerek çizilmiştir. Halid Naci isimli ressam, bu porselenlere çizdiği manzaralarda doğa tasviri yanı sıra mimari ögelere de yer verilmiştir. Yine aynı ressam Mihrişah Valide Sultan Çeşmesi’nin bir tasvirini porselen yüzeyine aktarmıştır. Ayrıca bu çeşme tasvirinde hayvan figürleri de göze çarpmaktadır. 

    Porselenler de imzası bulunan bir diğer sanatçı Mösyö Nicot’tur. Topkapı Sarayı’nın Babüs’selam Kapısı’nı resmettiği imzalı bir porseleni vardır. Sanatçının tasviri ile Abdullah Fréres tarafından çekilen fotoğraf arasında önemli bir benzerlik bulunmaktadır. 

    Yapılan araştırmalar sonucunda porselenlerin Yıldız Albümü'ndeki fotoğraflarla karşılaştırıldığı ve porselenlerin üzerindeki tasvirlerin büyük çoğunluğunun Yıldız Albümü'ndeki fotoğraflarla büyük bir benzerlik gösterdiği tespit edilmiştir. Döneminin belgeleri olan fotoğrafların sanatta yardımcı unsur olarak kullanıldığı, Osmanlı ressamlarının pek çoğunun manzara resmi yaparken birebir dışarda resim yapmak yerine fotoğraflardan yararlandığı düşünülmektedir. 

    Fotoğraf 1: Küçüksu Mihrişah Sultan Çeşmesi, Ali Rıza Paşa

    Fotoğraf 2: Küçüksu Mihrişah Sultan Çeşmesi tasvirli vazo, Halid Naci

    Fotoğraf 3:  Rumeli Hisarı, Abdullah Fréres

    Fotoğraf 4: Rumeli Hisarı tasvirli vazo örneği, Halid Naci

    Kaynakça 

    Altay, S. C. (2014). Yıldız Albümlerinden Yıldız Porselenlerine İstanbul Manzaraları. Art- Sanat(2).

    Fotoğraflar yukarıda adı geçen makaleden alınmıştır. 


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.