Herkese merhaba! Havalar iyice soğudu, zaten park ve bahçelerle sınırlı olduğumuz bugünlerde sokaklara çıkmak yerini battaniyenin altına girip kalori bombası yiyecekler eşliğinde içimizi ısıtan şeyler izlemeye bıraktı. Hal böyle olunca hepimiz son trendleri ışık hızıyla yalayıp yuttuk. Bunlardan biri de Netflix’in yükselen yıldızııı BRIDGERTON oldu! Romantizm, entrika, kalbinize dokunacak dans gösterileri ve muhteşem bir görsel şölenle Londra’da geçen vintage bir Gossip Girl’ü anımsatan dizimizin hazır ikinci sezonu da onaylanmışken gelin hep beraber birinci sezonu şöyle bir gözden geçirelim!
Julia Quinn’in kitaplarının bir uyarlaması olan dizimizde birçok karakteri görsek ve hikayelerine ortak olsak da asıl konu Lady Bridgerton (Ruth Gemmell) ve Bridgerton ailesinin etrafında dönüyor. Bridgerton ailesine hep beraber şööyle bir göz atacak olursak karakterler ve onlara hayat veren oyuncularımız şu şekilde sıralanıyor: Anthony, Benedict (Luke Thompson), Colin (Luke Newton), Daphne, Eloise (Claudia Jessie), Francesca (Ruby Stokes), Gregory (Will Tilston) ve Hyacinth (Florence Hunt).
Regé-Jean Page ise şehre yerleşmek istemeyen ve babasıyla ciddi problemleri olan ekstra yakışıklı, gizemli bir Dük olan Simon Bassett'i canlandırıyor. Yani anlayacağınız tammm bir toksit ilişki insanı olan dükümüzü eski dönemlerin Chuck Bass’i olarak düşünebiliriz. Sizi üzer, yıpratır ama napıcaksınız ona çok aşıksınızdır… E tabi bir de kraliçemiz giriyor hikâyeye. Dedikodulara bayılır, güçten beslenir bir de ufak bir spoiler olarak Bridgerton ailesinden Daphne’yi şehrin en gözde bekarı seçmiştir. Ve son olarak bir de Lady Whistledown’ımız var. (Kendisine vintage Dan diyebiliriz, Gossip Girl’ü sevgi ve saygıyla anıyoruz.)
Hikâyenin devamını çok fazla anlatıp henüz izlememiş olanları spoiler’a boğmak istemem tabi. Ancak şöyle kısa bir özet geçecek olursak sezon boyunca Daphne ve Dük’ün arasındaki küçük bir anlaşma (ne kadar küçük orası tartışılır) ile ortaya çıkan aşkın yanında şehirdeki diğer entrikaları ve Bridgerton ailesinin her bir üyesinin sorunlarını izliyoruz.
Dizi hakkında şöööyle kısa bir bilgi verdikten sonra gelelim en sevdiğimiz kısma: TABİ Kİ KOSTÜMLERE !
Sadece 1 Sezon ve 8 bölüm olarak çekilmiş dizimizde toplam 7.500 kostüm kullanılmış! Evet hanımlar beyler yanlış duymadınız 7500! Peki bu dolap nasıl yaratıldı ve kostümler nasıl tasarlandı? Buyurunuz efendim detaylar geliyooor. Öncelikle kostümlerimiz Hollywoodlu tasarımcı Ellen Mirojnick kalemiyle hayat buluyor. Daha önce Maleficent gibi bir filmde kostüm konusundan tam not alan Ellen, aynı başarısını Bridgerton’da da devam ettiriyor.
Ellen bir röportajında hikâyenin çok özel olduğunu, bu sebeple her bir kostümün tasarım sürecinden geçirildiğini ve hiçbir kostüm kiralaması yapılmadığını belirtiyor. Kostümler iki buçuk ay gibi kısa bir sürede Budapeşte, İtalya, İspanya, İngiltere ve New York'ta gibi çeşitli yerlerde hazırlanmış.
Tasarımcımız özellikle Dük ’ün kıyafetlerinin tasarım aşamasında çok fazla detaya yer verildiğini, onun herkesten farklı bir tarza sahip olduğunu seçilen kumaş detayları ve paltolarındaki koyu renkler ile (bordo, mor, gri) belirtmeye çalıştığını vurguluyor. Ellen aynı zaman kostümlere çok özel bir detay eklemiş: Annesinin broşunu her zaman yeleğinde bir aksesuar olarak kullanmışlar. (Hüüüğ , itiraf edelim kalplerimiz bir yumuşacııık oldu değil mi?)
Tabi esas kızımız, su gibi duru bir güzelliğe sahip Daphne’mizin de Dük’ten aşağı kalır bir yanı yok. Karaktere hayat veren Phoebe Dynevor’un tam olarak 104 kostüm değiştirdiği belirtiliyor. Kostümlerdeki her bir detay el işçiliği ile tasarlanmış. Eee boşuna tam bir görsel şölen demiyoruz!
Tüm bunların yanında sezon boyunca 10 tane balo izliyoruz. Her baloda her bir karakterin kendine ait elbisesi, korseler gibi iç giyim aksesuarları, pelerinleri ve taçlarını düşünecek olursak 7500 parçalık bir dolap hiç de anormal gelmiyor.
Hep söylerim, bir dizinin hikayesi kadar kıyafetleri çok önemlidir. Sahneyi izlememizi devam ettiren şey oyunculuk ve olay kurgusunun yanında saç, aksesuar, kıyafet ve makyajlardır. Bridgerton da bu beklentiyi oldukça fazla karşıladı. Bir oturuşta bitecek dizimiz şimdiden 63 milyon rekorunu kırdı bile. Gerek kostümleri gerekse hikayesiyle daha çok gündemimizde kalacağa benzeyen dizimizi eğer hala izlemediyseniz bu hafta sonu oturup bir çırpıda bitirin derim. İzleyenlerin yorumlarını merak etmekle beraber kendi adıma İkinci sezonu heyecanla bekliyorum. Gelsin bakalım yepyeni bir 7500 parçalık dolap! (Kim bilir belki de bu sefer daha fazla olur) O zamana kadar hepiniz hoşça kalın!
Referans :
Anothermag -How Bridgerton’s Costume Designer Created the Show’s 7,500-Piece Wardrobe
Elle - NETFLIX’İN EN YENİ DİZİSİ ‘BRIDGERTON’ İLE TANIŞIN
Emagazine - Everything You Need to Know About Bridgerton Before You Watch
Marie-Claire - 35 'Bridgerton' Fun Facts to Help Fuel Your Obsession
Instagram Resmi Adres - https://www.instagram.com/bridgertonnetflix/
Yorum Bırakın