Merak, insanın yaşaması için elzem olanı elde etmesini sağlayan bir olgu. Tarih içerisinde insanoğlunun üzerinde gezindiği bu dünyayı sorgulamasının esası da bir bakıma buradan geliyor. Bu sorgulama belirli bir öğretiye, bir kurallar bütününün varlığının gerekliliğini zorunlu kılıyor. Ölmemek, daha çok yaşama arzusu iyi ve kötüyü var ediyor. İnsanoğlu ise tüm bu öğretiyi din olgusu altında birleştiriyor.
Dini öğreti, iyilerin tamamen iyi, kötülerin ise tamamen kötü olduğu romantik bir anlatı olarak karşımıza çıkıyor ve iyi-kötü ayrımını da çeşitli hikayeler, olaylar üzerinden bizlere sunuyor. Bu anlatılar ve öğretilerin neredeyse hepsi de çok kültürlülüğün ve insanın binlerce yıllık geçmişini göz önünde bulundurduğumuz taktirde de kabul edeceğimiz üzere farklılıklar gösteriyor. Birçok kötü ve birçok iyi olmakla beraber birçok ceza ve birçok da ödül bulunuyor.
Anlatıların temelinde salt iyiliğin sembolü Tanrı yahut tanrılar iken karşıt sembolü İblis olarak karşımıza çıkmakta. Lucifer, Beelzebub, Diablo, Şeytan ve daha niceleri… Tarih boyunca insan kibri ve salt kötülüğünün sembolik bağdaştırılmasıyla ünlü ve birçok dini anlatının içerisinde de bulunan, kötülük ve bozgunculukla ilişkilendirilen iblisin ilk sembollerine örnek vermek istersek Mısır mitolojisindeki kötülüğün figürü Seth hiç de fena olmaz.
Seth’in şeytani bir figüre dönüşmesinin asıl sebebi, erkek kardeşi Osiris’i öldürmesiyle başlar. Hikayeye göre insanlar ve diğer tanrılar tarafından daha çok sevilen Osiris’i kıskanan Seth bir plan yapar. Osiris’in ebatlarına uygun, değerli taşla süslenmiş bir tabut yaptırır ve düzenlediği bir şölende bu tabutu içine sığabilen kişiye hediye edeceğini söyler. Hiç kimse tabutun içine sığamaz. Karısı Isis’in ısrarlarını hiçe sayan Osiris, tabutun içine girdiği anda Seth tabutu hızlıca kapatır, çiviler ve Nil Nehri’nin sularına bırakır. Karısı Isis’in çabalarıyla kurtulan Osiris, kardeşi Seth tarafından tekrardan saldırıya uğrar. Seth, kardeşi Osiris’i 14 parçaya böler ve tüm Mısır toprakları üzerine dağıtır.
Katolik öğretinin temelindeki 7 büyük günahtan kıskançlık, Mısır mitolojisi içerisinde böyle bir anlatı şeklinde karşımıza çıkmaktadır.
Hristiyanlık ve İslam öğretilerinin temelinde de İblis'in hikayesi şu şekilde anlatılır :
(Alexandre Cabanel, Fallen Angel)
Tanrı, Adem’i yaratır ve tüm varlıklardan bu yaratısına boyun eğmesini ister. Kainatta bu tür bir “bozguncunun” yaratımını sorgulayan melekler yine de Adem’e secde ederler. İblis hariç.
İblis, esasında semum ateşten yaratılmış bir melektir. Dini anlatıdaki ilk kibir örneğini yaratıcısı karşısında sergilemiş ve “kendisinden daha aşağı bir varlığa” teslim olmayı reddetmiştir.
Bu isyanı sonucunda İblis, Tanrı tarafından cennetin bahçelerinden kovulmuş ve yaratıldığı ateşin kaynağı cehenneme sürgün edilmiştir. Sürgünü öncesinde Tanrı ile bir anlaşma yapmış ve kendisine belirli bir süre verilmiştir. Bu süre boyunca İblis, iddia ettiği üzere, Ademoğlu’nun içindeki “aşağılık” yaratılışın varlığını kanıtlamaya çalışacaktır.
(Gustave Dore, Edgar Allan Poe'nun The Raven'ı için hazırladığı illüstrasyonu)
Eski Ahit’te yer alan İblis figürü ise alışılagelmiş kötülük sembolleştirmesinin dışındadır. Yahudilik, iyiliğin ve kötülüğün de Tanrı tarafından yaratıldığını esas alır. Bu yüzden öğreti içerisinde yer alan kötülük figürü Samael (Tanrı’nın körlüğü,Tanrı’nın zehri) insanları baştan çıkarmaya çalışmasına rağmen Tanrı’nın sadık hizmetkarlarından biri olmaya devam etmektedir.
Hristiyan öğretide İblis, insanın günah ve ölümle beraber üç büyük düşmanından biridir. İblis, kendisine verilen sürenin dolmasıyla birlikte yeryüzüne inecek olan İsa ile ‘Armageddon’ adı verilen büyük bir savaş verecek ve kıyamet yaşanacaktır.
(Hugo van der Goes, The Fall of Man and The Lamentation)
Ana akım Hristiyan öğretiden ayrılan Yehova Şahitleri mezhebi ise İblis’i kibrin yanı sıra bencillik teması altında işler. Öğretide İblis’in bir Tanrılık iddiası vardır. Melek yaratılışındaki İblis, Adem ve Havva’yı Tanrı Yehova yerine kendisine itaat etmeye çalıştırdığı için İblis’e dönüştürülmüştür. İblis, Adem ve Havva’yı tanrısal özelliklere kavuşacakları vaadiyle yasak elmayı yemeye ikna eder. Bu şekilde Tanrı Yehova’nın insan üzerindeki hakimiyetine karşı savaş açar ve Tanrı Yehova ile bildiğimiz o anlaşmayı yapar. Buradaki İblis figürüne göre Tanrı’ya sadık hiç kimse yoktur. İnsanın oportünist ve pragmatist duygular çerçevesinde inanç sistemini şekillendireceği alt metin olarak işlenir.
Buraya kadar okuduğunuz için teşekkür ederim. Bir sonraki yazımda ise Beelzebub, Lucifer, Samael gibi kültürlere yansımış şeytan figürlerini inceleyeceğim.
Yorum Bırakın