Unesco 2021 Hacı Bektaş Veli Yılı

Unesco 2021 Hacı Bektaş Veli Yılı
  • 4
    0
    0
    1
  • ‘’ Biz olduğumuz gibiyiz ve öyle de olacağız; iki âlemde, bugün de, yarın da.‘’


    2021, UNESCO tarafından Azerbaycan ve İran'ın da  Türkiye’ye verdiği destekle mutasavvuf ve İslam filozofu Hacı Bektaş Veli yılı olarak kabul edildi. Tüm yıl boyunca Türkiye dahil dünyanın çeşitli yerlerinde Hacı Bektaş için anma etkinlikleri düzenlenecek.

     

    UNESCO 1956 yılından itibaren her iki yılda bir üyelerinden aldığı önerileri değerlendirip, bir seçim yaparak o yılı tarihin önemli şahsiyetlerinden bazılarını anma yılı kabul ediyor. Önerilen isimler değerlendirilirken bu kişilerin kendi alanlarında ilham verici, barışçıl, ışık açan ve (özellikle de son yıllarda) cinsiyet eşitliği vurgusu yapmış kişiler olması büyük önem taşıyor.


    Türkiye bu programa ilk kez 1981 yılında Atatürk’ün 100. doğum günü önerisi ile katıldı ve şimdiye kadar  Itri, Mevlana, Piri Reis gibi kendi alanlarından önder olmuş bir çok Türk küresel etkinliklerle anıldı. 


    Bu yıl Hacı Bektaş Veli önerisinin kabul edilmesinin temelinde Hacı Bektaş’ın eşitlikçi, herşeyi insanda arayan, barışçıl,gerçeği bilime dayandıran, güçlü ile zayıfı aynı dostlukla kucaklayan bir düşünür olması yatıyor aslında.

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

    Tarihi kaynak yetersizliği sebebiyle Hacı Bektaş Veli’nin Anadolu’ya gelmeden önceki hayatıyla ilgili çok ayrıntılı bilgi bulamasak da Velayetname’den bildiğimiz kadarıyla Horasan'da doğup büyümüş, o bölgenin önde gelen ailelerinden birine mensup bir kişidir .  40 yaşına kadar Ahmet Yesevi’nin öğrencilerinden ders alır, üstün Arapça bilgisi sayesinde farklı alanlarda çeşitli kaynaklara hakimiyeti çok yüksektir.  Moğol istilası döneminde bölgeden kaçarak  Anadolu’ya gelir hatta o dönem Hacı Bektaş ile birlikte Horasan'dan bir çok, iyi eğitimli alimin de Anadolu’ya geldiği bilinir. Anadolu kültürünün zenginliğinde bu zorunlu göçün etkisi çok fazladır diyebiliriz.


    Hacı Bektaş; Şam, Halep, Antakya, Kayseri, Ürgüp gibi pek çok farklı coğrafyada bulunmuş, çeşitli eserler vermiş, Ahi ve Yeniçeri teşkilatlarını kültür ve öz bakımından büyük ölçüde etkilemiştir. Aldığı iyi eğitim ve hocalarının da katkısıyla çağının ötesinde duran ve tüm dünyayı kucaklayan bakış açısı bugün hala dünyanın her yerinde yansıma bulur.


    Peki tüm dünyada karşılık bulabilen bu bakış açısı nedir?

     

    Hacı Bektaş düşüncesinin temelinde insan ve insana olan bakış yatar. O,inanç dahil herşeyi insanda aramıştır. ‘’ Okunacak en büyük kitap insandır ‘’ diyerek insanın yaratılışını anlayıp onu yargılamadan, ayrıştırmadan kabul ettiğimizde aslında hayatın kendisini anlayacağımızı söyler. 


    ‘’ Hiçbir milleti ve insanı ayıplamayınız.  Dini, dili, rengi ne olursa olsun, iyiler iyidir .’’ 


    Irkçılığa ayrımcılığa asla müsaade etmez. Kendi öğretisinin temelinde ‘’aslanlarla ceylanlar dosttur kucağımızda’’ dizesi yatar. Güçlüyle zayıfı karşı karşıya getirmez ikisini de aynı şekilde kucaklar.  

     


    Kuvvetini zavallıya değil, zalime kullan.

    Bizim meclisimizin tarafı yoktur. 


    Hacı Bektaş’ı evrensel kılan yalnızca bu hümanizm temelli görüşleri değildir elbette. Yazının başında da belirttiğimiz gibi kendisi çağının ötesinden insalığa bakarak '' kadınları okutun'' demiştir. Bugün bile hala dünyanın her yerinde çatısı kurulmaya çalışılan toplumsal cinsiyet eşitliği fikrine kendi döneminin çok üstünde yaklaşarak bu fikri tüm coğrafyaya yaymaya çalışmıştır. Çünkü onun için kadın, erkek, ırk, millet gibi sıfatlar yoktur. Onun için herkes insan, herkes birdir.


    Erkek dişi sorulmaz muhabbetin dilinde 

    Hakk’ın yarattığı her şey yerli yerinde 

    Bizim nazarımızda kadın erkek farkı yok

    Noksanlık, eksiklik senin görüşlerinde 

     

    Hacı Bektaş her ne kadar din ve inanç düşünürü olarak anılsa da bilimsel gerçekliği ve somut hakikati de oldukça önde tutan biridir.  Toplumları eğitimin, okumanın ve bilimin ileri ve refaha götüreceğine inancı vardır ve bunu aktarır izinden gelenlere.


    İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır; düşünce karanlığına ışık tutanlara ne mutlu. 

     

    Doğruluk dost kapısıdır, doğruluk karargahımızdır.


     Yalnız bilgelerdir, hem arı olan, hem arıtıcı olan.


    O, toplumda birbirine güvenin esas olduğunu söyler. Anadolu’ya getirdiği kendine has ekolde dürüstük insanda olması gereken meziyetlerin başındadır ve kişinin kendi ahlakının tüm topluma mal olacağına inanır. Öğretilerinde sürekli ne olursa olsun doğruluktan ayrılmamak, başkasının hakkına göz dikmemek gerektiğini anlatır. 


    Eline, diline, beline sahip ol. 


    İyi mi olsun karşındaki, sen iyi ol ilkin. 


    Düşmanınızın da insan olduğunu unutmayınız. 


    Komşu hakkı, Allah hakkıdır.Komşu hakkına dokunulmaz; emanete hıyanet edilmez. 


    İnsanoğlunun en büyük düşmanları yalancılık, nefsine düşkünlük, mal ve mevki hırsı, gıybet, edepsizlik, hıyanet ve Hakk’ı inkardır.


    Fikirlerinin üzerinden çok zaman geçmiş, insanoğlu teknoloji ve bilimde çok yol katetmiş  olmasına rağmen Hacı Bektaş’ın bakış açısı bugün hala tüm dünyada eksikliğini gördüğümüz, toplumsal eşitsizliğe, yoksulluğa, savaşlara yol açan herşeyin panzehiri gibidir.


    2021 Hacı Bektaş’ın ölümünün 750. yılı. Yaşamı boyunca Anadolu topraklarında yeşertmek istediği tüm aydınlık fikirleri için kendisine teşekkürü borç biliriz. Işıklar içinde uyusun...

     

    Kaynak 

     

    1

    2

    3

    4

     

    Görseller : 1     

    2   


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.