ABD'nin Bağımsızlık Günü olan 4 Temmuz 1971 günü sıra dışı özelliklere sahip dişi bir goril dünyaya geldi. San Francisco Hayvanat Bahçesinin bir üyesi olan ve Koko adı verilen bu goril, hayvanat bahçesinin diğer üyelerinden biraz farklıydı. Sadece onlardan da değil, dünyadaki pek çok hayvandan daha farklıydı. İşaret dilinin değiştirilmiş bir versiyonunu öğrenen Koko, bine yakın işaret ile iletişim kurabiliyor, aynı zamanda küçük yaşlardan beri yoğun bir İngilizce'ye de maruz kaldığı için temel seviye İngilizce konuşmaları anlayabiliyordu. Çeşitli uzmanlar tarafından dikkatle takip edilen Koko'nun IQ seviyesinin yapılan testlerde 75 ile 95 puan arasında olduğu tespit edilmiş ayrıca Koko'nun soyut kavramlar ile sıfat ve fiil gibi basit dil bilgisi kurallarını da kullandığı anlaşılmıştı. Bu goril, düşüncelerini ifade eden, kendini tanıyan, kişisel anılarını aktarabilen ve yeni işaretler icat eden biriydi. Uzmanlara göre Koko, sıradan bir goril gibi değil, bir insan gibi davranıyordu.

Olağanüstü özelilklere sahip olan bu hanımefendi yavaş yavaş dikkat çekmeye başlamışken şaşırtıcı bir özelliği daha ortaya çıkmıştı. Noel hediyesi olarak yavru bir kedi isteyen Koko'nun bu isteğine uzmanlar şaşırmış ve ona gerçek bir kedi yerine içi doldurulmuş cansız bir hayvan verilmişti. Koko, bu durumdan hoşlanmadığı için tepki göstermiş ve gerçek bir kedi istediğini ifade etmişti. Bu durumu merak eden uzmanlar Koko'ya doğum günü hediyesi olarak yavru bir kedi evlat edinme iznini verdi. Terk edilmiş yavru kedilerden birini seçen Koko, evlat edindiği yavrusuna ''All Ball'' ismini vermişti. Yavru kediye tıpkı bir goril yavrusuymuş gibi davranan ve onu sevgi ve şevkatle büyüten Koko, bu özelliğiyle bilim dünyasının dikkatini çekmişti. Kısa bir süre sonra All Ball geçirdiği bir kaza sonucu yaşamını yitirince Koko çok üzülmüştü. Kötü, üzgün, bela, ağla işaretleri yapmanın yanı sıra insan ağlamasına benzer sesler de çıkarmıştı.

Bu kazadan bir yıl sonra Koko'ya tekrardan kedi yavrusu evlat edinme izni verildi. Koko, götürüldüğü çöplükte terk edilmiş yavru kediler arasından iki tanesini seçerek evlat edinmiş ve seçtiği kedilere Lipstick ve Smoky isimlerini vermişti. Uzmanlar Lipstick isminin anlamını merak edince Koko, seçtiği yavru kedinin turuncu olmasından dolayı ruja benzediği için bu ismi tercih ettiğini ifade etti. 2015 yılında yine bir doğum günü hediyesi olarak kendisine iki yavru kedi daha verilen Koko, bu kedileri de evlat edinerek onlara Miss Black ve Miss Grey isimlerini verdi. Koko'nun bu özellikleri onu dünya çapında ilgi çeken biri haline getirmişti.

Koko, The Gorilla Foundation'ın koruması altına alınmış ve yaşamının büyük bir bölümünü Kaliforniya'da kendisi için özel olarak hazırlanan bir alanda geçirmişti. Burada kendisine ait bir evi olan ve bu evde günlük işlerini yapan, basit yemekler hazırlayan ve yavru kedilerini büyüten bir anne olarak vakit geçiriyordu. Koko'nun yanında ise ona bebekliğinden beri bakıcılık yapan ve hep onun yanında durarak incelemelerde bulunan eğitmeni Francine Patterson bulunuyordu. Bilim dünyasındaki şöhreti giderek artmış ve kendi kendine aynanın karşısında çektiği bir fotoğrafı National Geograpich dergisine kapak olmuştu. Bu, sıra dışı goril Koko'yu dünya çapında bir üne kavuşturmuş, kısa bir süre sonra yine aynı dergide evlat edindiği yavru kedisi All Ball ile bir fotoğrafı da kapak olmuştu. Koko artık merakla takip edilen bir dünya yıldızı gibiydi. Çeşitli belgesellere konu oluyor, hakkında makaleler yazılıyor ve ünlü yıldızlar kendisini ziyaret ediyordu.

Bu ziyaretler arasında en ilgi çekici olanı ise dünyaca ünlü aktör Robin Williams'ın bir belgesel projesi için Koko'yla buluşmasıydı. Bu ziyaret öylesine etkileyici bir hal almıştı ki, herkes o an tanışan iki farklı canlının dostluğuna şahit oluyordu. Eğlenceli saatler geçmek bilmezken Williams için ayrılık vakti gelmişti. Koko bu tanışma için inanılmaz diyor, Williams ise hayatının en güzel gününü geçirdiğini ifade ediyordu. Bu ziyaret Robin Williams'ın dostu Koko'yu ilk ve son görüşü olacaktı. 11 Ağustos 2014 günü dünya şok bir haberle sarsılmış ve usta oyuncu Robin Williams'ın ölüm haberi Koko'ya kadar ulaşmıştı. Televizyonda haberleri izlediği sırada dostu Williams'ın fotoğrafını gören Koko, anlatılanlara bir anlam veremediği için bakıcısına dönüp ona ne olduğunu sormuş ve ölüm haberini alınca gözyaşlarına boğulmuştu. Bu olaydan sonra Koko, bir süre sessiz kalıp içine kapanmıştı. Bu, dostu Williams için tuttuğu yastı.

Harika gorilin özellikleri yalnızca bununla sınırlı değildi elbette. Dünya çapında bir ikon haline gelen Koko, 2015 yılında Paris'te gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı'na da damgasını vurmuştu. Kendi geliştirdiği işaret dili ile bütün dünyaya çarpıcı mesajlar veren Koko, dünyanın ve ait olduğu doğanın geleceği hakkında korkularını ifade ediyordu: ''Ben Koko! Ben çiçeğim, ben doğayım. İnsanları seviyorum ama insanlar aptal, aptal! Çok üzülüyorum, çok ağlıyorum.. Zaman azalıyor, dünyayı düzeltmeliyiz, ona yardım etmeliyiz. Çok çabuk olmalıyız. Doğa sizi görüyor.. Teşekkürler.'' Bu tüyleri diken diken eden sözler bir iklim aktivistinden ya da Nobel ödüllü bir yazardan, Oscar ödüllü bir yıldızdan değil, olağanüstü yeteneklere sahip sevgi dolu, şevkatli bir gorilden geliyordu. Koko, insanlardan dünyanın kurtarılmasını istiyordu. Bu vesile ile bir kez daha tüm dünya milletleri için Paris Antlaşması'nın önemine vurgu yaparak, 19 Haziran 2018 günü 47 yaşında aramızdan ayrılan Koko'yu sevgiyle anıyorum. Çok çabuk olmalıyız, doğa bizi görüyor..